Gidemeyiz traduction Français
1,371 traduction parallèle
O bu kadar gevşekken asla onları durduracak kadar yakınlarına gidemeyiz.
On n'arrivera jamais à s'approcher suffisamment d'eux pour les arrêter tant qu'il sera en liberté.
- Ne? Hayır, gidemeyiz.
- Et on va à Nawlins.
Onlarla ve kedileriyle gitmek istemediğin sürece gidemeyiz. - Sen deli misin?
À moins de vouloir y aller avec les chats, on ne peut pas.
Yani demek istediğin New Orleans'a gidemeyiz çünkü Ron ve Marcia seni annene şikayet edebilir. - Anlayışın için teşekkür ederim.
Tu ne peux pas aller à la Nouvelle-Orléans car Ron et Marcia vont le dire à ta maman?
- Gidemeyiz. - Neden? Ne yaptın?
Dans quoi tu t'es fourré?
Geçen yılki tatsızlıktan sonra bu sene gidemeyiz.
On ne devait pas y aller cette année, suite aux événements désolants...
Nate önemli bir ameliyat geçirirken o sıkıcı mezuniyet törenine gidemeyiz.
On ne va pas à cette cérémonie rasoir alors que Nate subit une grosse opération.
O aptal mezuniyet gününe kesinlikle gidemeyiz.
On ne peut pas aller à cette connerie de remise de diplôme.
Bu buzlu yollarda daha hızlı gidemeyiz!
Il y a du verglas, je ne peux pas.
Kaptan, bu buzlu yollarda daha hızlı gidemeyiz! Tamam Bay Worf.
Capitaine, il y a du verglas, je ne peux pas.
- Daha gidemeyiz. - Evet, gidebiliriz.
- On ne peut pas partir.
Bizim eve gidemeyiz.
On peut pas aller chez moi.
Bizim eve de gidemeyiz. Çünkü bizim ev ilaçlandı.
Et ma maison, elle est fumigénée.
Size söyledim. Bize gidemeyiz.
- Et ma maison est fumigénée.
Herşeyi dikkate alır gibi devam etmeniz gerek yoksa gidemeyiz.
Hl faut continuen comme si c'était impontant. Sinon. Il faudnait tout annêten...
Gidemeyiz, çünkü polisler bizi arıyor. - Ne?
Impossible, les flics nous recherchent.
- Daha ileri gidemeyiz.
- On peut pas avancer plus.
Hayır, şu anda Baywatch'a gidemeyiz.
Là, c'est pas possible.
- Brian, oraya gidemeyiz, olmaz.
- Tu peux pas aller voir.
On metre bile gidemeyiz!
On n'ira pas très loin!
Daha ileri gidemeyiz, kaptan.
- Nous ne pouvons aller plus loin.
Gidemeyiz, partide hala arkadaşlarımız var.
On a encore des amis à la rave.
Onlar olmadan gidemeyiz.
On ne les laissera pas ici.
- Casper'la Greg gelene kadar gidemeyiz.
Je sais mais on ne doit pas partir avant que Casper et Greg ne reviennent.
- Polise gidemeyiz - İzle beni.
- On ne peut pas aller à la police.
Hiç bir yere gidemeyiz.
Nous n'allons nulle-part.
- Hayır, asma kattan gidemeyiz.
- On ne peut pas prendre la passerelle.
- Evi hemen satıp gidemeyiz.
- On ne peut pas vendre la maison et partir.
Araba olmadan gidemeyiz.
On ne peut pas partir :
Bu şekilde gidemeyiz.
Nous ne pouvons pas nous en aller comme ça.
Onunla yaşıyoruz. Tarihimizi kendimizle taşımadan hiçbir yere gidemeyiz,... fakat, tarihimizin bizi yok etmesini de istemeyiz.
Nous vivons avec, nous ne pouvons aller nulle part sans porter notre histoire.
- Bu çiple bir yere gidemeyiz.
Quoi? On ne peut aller nul part avec cette puce.
- Hayır biz gidemeyiz, sadece sen.
Vous, les gars vous y allez! Non, non!
Evet, zaten alış veriş merkezi Sunnydale'deydi, yarın oraya gidemeyiz artık.
Oui, parce que la journée shopping est quelque peu compromise.
Hazırlıksız olarak bir savaşa gidemeyiz.
On n'est pas prêts à attaquer.
- Gidemeyiz.
Patrick, pourquoi ne pars-tu pas?
- Sona kalan dona kalsın! - Gittikleri yere gidemeyiz!
Non, Rube dit qu'on ne peut pas aller là où ils vont!
Bu hızla çok uzaklara gidemeyiz.
Nous n'allons pas aller loin à cette vitesse.
O anahtarı tekrar çeviremezsem hiçbir yere gidemeyiz!
Nous n'irons nulle part sauf si je peux... Réenclenche cet interrupteur!
- Gidemeyiz. Biz eczacı değiliz.
On n'est pas pharmaciens.
Artık gidemeyiz.
On doit rester.
Üniformalı gidemeyiz.
On ne peut pas être en grande tenue.
- Gidemeyiz.
- On ne peut pas.
- Hayır, gidemeyiz
- Non, on ne peut pas.
- Bırakıp gidemeyiz.
On peut pas renoncer.
Kanada'ya gidemeyiz, kuş beyinli!
Au Canada? T'es con ou quoi? C'est Noël.
Ahbap, birden toplanıp Kanada'ya gidemeyiz.
On peut pas partir maintenant.
"Kaptan, bu buzlu yollarda daha hızlı gidemeyiz?"
"Capitaine, il y a du verglas, je ne peux pas."
Hiçbir yere gidemeyiz.
On ne peut pas. C'est trop loin.
Yaptığın bu, değil mi? Polise gidemeyiz
On ne peut pas aller voir les flics.
Öylece gidemeyiz.
On ne peut pas partir.