English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Gidemezsin

Gidemezsin traduction Français

3,054 traduction parallèle
- Ben de. Sen gidemezsin, Marshall çünkü ben gidiyorum.
Tu ne peux pas y aller, Marshall, parce que j'y vais.
- Fi, öyle kafana göre çekip gidemezsin.
- Fi, tu ne peux pas partir.
Harekatın ortasında kişisel gerekçelerinden ötürü çekip gidemezsin.
On ne quitte pas pour raisons personnelles au milieu d'une opération.
Gidemezsin.
Attends. Tu peux pas partir.
- Şu an gidemezsin.
Pas maintenant.
- Olmaz, gidemezsin.
Non tu n'y vas pas.
Burada elf suyundan çarpılmışken beni yalnız bırakıp gidemezsin.
Tu ne vas pas me laisser seul ici, quand je suis sous le choc du jus d'elfe.
Dur bakalım nedenini söylemeden buradan gidemezsin.
Tu ne peux partir sans me dire pourquoi.
Gidemezsin, gidemezsin No Eun Seol.
Écoutez-moi bien. 1.
Gidemezsin. Gidemezsin, No Eun Seol.
No Eun Seol.
Hayır, Josh'la gidemezsin. Kendi başına gidiyorsun.
Non, tu y vas tout seul.
Şey, gidemezsin.
Tu peux ne pas y aller.
- Michigan'a falan gidemezsin.
- Mais tu ne vas pas dans le Michigan. - Ben Shepard?
Olmaz. Yalnız gidemezsin.
Tu ne vas pas y aller seule.
Hayır. Hayır, gidemezsin!
Non, tu ne partiras pas!
Gidemezsin.
Tu ne peux pas.
Gidemezsin, hayır! Çok öfkelenir!
Non, il peut être très violent.
Ne? Şimdi gidemezsin.
Tu ne peux pas partir.
- Hayır, gidemezsin!
- Tu peux pas partir!
Gidemezsin!
Tu peux pas partir!
- Gidemezsin, güvenli değil.
- Ne pars pas. C'est dangereux!
Palyaçoları öylece alıp gidemezsin.
Je ne te laisserai pas prendre ces clowns.
Eve topallayarak gidemezsin ve bu saatte taksi bulabileceğinden emin değilim.
Vous ne pouvez pas boiter jusqu'a votre domicile, et je doute que vous trouviez un taxi à cette heure de la journée.
Şimdi gidemezsin!
Vous ne pouvez pas partir tout de suite!
Bir yere gidemezsin nasılsa.
Tu t'en tireras jamais.
Arkadaşını geride bırakıp gidemezsin.
On n'abandonne pas un ami!
Biri bir zamanlar bana arkadaşını geride bırakıp gidemezsin demişti.
Quelqu'un m'a dit un jour qu'on n'abandonne jamais un ami.
Hayatta öyle istediğini yapıp istediğin zaman çekip gidemezsin Blades.
Vous ne pouvez pas faire ce que vous voulez dans la vie.
Sonra bir yere gidemezsin... bana ihanet edersin.
Parce que ce serait con d'aller aussi loin, et ensuite... de me trahir.
- Öylece yürüyüp gidemezsin.
Tu ne peux pas t'enfuir comme ça.
Bir yere gidemezsin.
Tu ne peux aller nulle part.
Gidemezsin!
Non, tu peux pas y aller!
Yoksa senato içinde daha ileri gidemezsin.
Ou voyez votre ascension au Sénat ne pas aller plus loin.
- Bir ipucu peşindeyim. - Gidemezsin!
Je poursuis une piste.
- Sen delirdin mi? Oraya gidemezsin.
Vous pouvez pas sortir, ça grouille de requins des sables.
- Doktor, oraya gidemezsin.
- Doc, vous pouvez pas entrer là!
Onunla gidemezsin.
N'y va pas.
Böyle çekip gidemezsin!
Tu vas pas partir comme ça.
Yakınına gidemezsin. Tam bir dehşet.
Terrifié par l'endroit.
Asla ondan hızlı gidemezsin, aptal fahişe!
Jamais je n'ai réussi à le fuir, salope accro!
Yaşlı bir kadın seninle dalga geçiyor diye beni bırakıp gidemezsin. O bir şey değil.
Tu ne me peux pas me laisser juste parce qu'une vieille dame te les brise.
Onu alıp gidemezsin.
Tu ne peux pas juste sortir avec.
Gidemezsin de ondan.
Tu peux pas.
Ama bu, şimdi geri gidemezsin anlamına gelmez.
Ça ne veut pas dire qu'il est trop tard.
Gidemezsin o zaman. Zilin çalmasını bekleyeceksin.
Desolé, j'ai bien peur que tu ne sois obligée d'attendre la sonnerie.
- Gidemezsin. Anlaşma anlaşmadır çekilin.
Un pari est un paris.
O taraftan gidemezsin!
Tu ne peux pas aller dans ce sens!
Balayımızı terk edip gidemezsin.
Tu ne peux pas quitter notre lune de miel.
Öylece Seattle'a çekip gidemezsin.
Tu ne peux pas partir pour Seattle comme ça.
Yalnız gidemezsin.
Il ne faut pas sortir seule.
- Gidemezsin?
Vous voulez vous replier?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]