Goreceksiniz traduction Français
1,930 traduction parallèle
- Her şeyi içine boca edip hangisinin işe yarayacağını mı göreceksiniz?
On jette sur le mur pour voir ce qui colle?
Çok ilginç bir şey göreceksiniz.
Vous allez voir quelque chose d'incroyable.
Ve eğer bu sokağa girmeye göze alırsanız, göreceksiniz...
Qu'est ce que tu veux? Elles n'ont plus faim! Deux saumons en plus, chérie.
Çaba gösterirseniz bahar projemizin hareket yeteneğinizi ve konsantrasyon gücünüzü geliştirdiğini göreceksiniz.
Si vous êtes appliqués dans votre travail, vous découvrirez que notre projet de printemps développera vos compétences motrices et votre concentration.
Zirveye ulaştığınız zaman yolculuğun asla bitmediğini göreceksiniz.
Et quand vous l'aurez atteint, vous réaliserez que le voyage ne s'arrête jamais.
Plastik korumanın içine bakarsanız kum taneciklerini göreceksiniz.
Si vous regardez à l'intérieur de la protection plastique, vous verrez des grains de sable.
Bayanlar baylar, bugünkü tur ile ilgili olarak.. bir kaç şey söyleyeyim.. her iki yatak odasını da göreceksiniz.
Mesdames et messieurs, au programme, les deux chambres et si vous avez de la chance, un coup d'œil à la salle de bains.
Göreceksiniz.
Vous verrez.
Bunları hallettikten sonra, Farmington'da iki veya daha fazla One-Niner bir araya geldiğinde, göreceksiniz, bu onların hapse atılma zamanı olacak.
Maintenant, si on voit 2 One-Niners ensemble, c'est une réunion illicite et ça mérite la prison.
Kendi gözlerinizle göreceksiniz.
Vous allez le voir de vos propres yeux.
Çünkü göreceksiniz ki... Jack!
Maintenant voici des choses vraiment intéressantes, vous remarquerez...
Umarım saçınızı boyatmayı düşünmüyorsunuzdur. Çünkü çalışmak için yanıma geldiğinizde, çapkın kocaların daha çok sizin gibi zayıf sarışınlardan hoşlandıklarını göreceksiniz.
J'espère que tu n'envisages pas de teindre ces cheveux car quand tu viendras travailler pour moi, tu apprendras que les maris volages courent souvent après les jolies blondes.
Yoksa sizi temin ederim, beni tekrar göreceksiniz.
Sinon je vous garantis que vous allez me revoir.
Geriye dönüp baktığınızda,... modanın, hep en aylak dönemlerde doğduğunu göreceksiniz.
Quand on y pense, la mode naît toujours et s'épanouit en des temps d'indolence.
Biraz sonra onu göreceksiniz.
On va bientôt le voir.
Göreceksiniz Bayan Eyre.
Nous verrons Mademoiselle Eyre.
Arkadaşlarına anlatacaklar. Göreceksiniz.
Ils en parleront à leurs amis.
Oh, tabi, neymiş? Göreceksiniz, harika bir bekçi köpeği olacak.
"Il fera un excellent chien de garde..."
Paris'in çok politik bir yer olabileceğini göreceksiniz.
Vous verrez que Paris est très politisé.
Rehber eşliğinde harika bir kampüs gezisi planı var. Yıl boyu neler yaptığımızı göreceksiniz.
Il y aura une magnifique visite guidée du domaine et du campus pour vous montrer ce qu'on a fait.
İhtiyar Shaw'a gülüyorlar, ama göreceksiniz.
Ils se moquent du vieux Shaw, mais vous verrez.
Ama bunun olmasına izin vermeyeceğim, Bu evliliğin nasıl gerçekleşeceğini göreceksiniz!
Mais, je ne vais pas laisser faire. Nous verrons si ce mariage aura lieu.
... hükümet kasetlerinde, göreceksiniz ki... müvekkilimim bundan daha fazla bir suçu yok - Gösterişli kıyafetler giymek ne zamandan beri suç oldu... ya da pahalı bir mücevher sahibi olmak veya bir Cadillac kullanmak?
-... du gouvernement, vous en conclurez que mon client n'est coupable de rien, sauf d'utiliser un langage peut-êtr-... est-ce un crime de s'habiller avec élégance, porter de superbes bijoux et de conduire une- -
- Çizgiyi aşacak, göreceksiniz.
Il ira trop loin.
Eğer sağ taraftan dışarı bakacak olursanız 178... 9'da kurulan ve New Orleans'ın ilk belediye başkanı, Ernets Morial'in yattığı efsanevi Birinci Mezarlık'ı göreceksiniz.
Sur votre droite, vous pouvez voir le légendaire Cimetière Saint-Louis. Fondé en 1789... Où repose le 1 er maire noir de la Nouvelle-Orléans, Ernest Morial.
Arkasında ahır olan eski bir ev göreceksiniz.
Nous allons passer devant une vieille maison et sa grange.
Eğer incelerseniz kilise tarafından başka insanlara da aynı acımasız uygulamaların yapıldığını göreceksiniz.
Maintenant, si Vous il regarde bien, il va voir d'autres atrocités... commises contre les personnes par l'église.
Üzgünüm ama Kilise'nin ön tarafına giderseniz girişi göreceksiniz.
Il disculpe... en réalité, Vous ils doivent donner le tour et aller par le front de l'église.
Bakın Bay Sinclair, belki de siz ve eşiniz... oturup konuşursanız, göreceksiniz ki...
Écoutez, monsieur Sinclair, peut-etre que vous et votre femme devriez vous asseoir et discuter, ainsi vous...
Göreceksiniz, bayan Mehra.
Vous verrez, Mme Mehra!
Bugünkü gösteriyi seyrettikten sonra inanacaksınız. Sadece hayal etmeyeceksiniz, mümkün olduğunu da göreceksiniz.
Apres avoir vu notre spectacle d'aujourd'hui vous n'imaginez pas seulement, vous croirez aussi que c'est possible.
Sonucun inanılmaz olduğunu göreceksiniz.
Vous verrez, le résultat est étonnant.
- Gününüzü göreceksiniz.
- On va vous éclater.
yırtığı hep göreceksiniz.
vous verrez toujours la trace.
Evet, şimdi göreceksiniz.
Oui, Vous allez voir ma maison.
- Neymiş o? Göreceksiniz...
- Qu'est-ce que c'est?
Az sonra... 1871 Yangını'ndan kurtulan birkaç binadan ikisini göreceksiniz.
Nous voilà presque devant un des seuls édifices restants après l'incendie de 1871. ;
Kabloları bağladığımda, Bu sinyali göreceksiniz.
Une fois le câble connecté, ce signal va s'allumer.
Sol omzunuza bakın. Bunun kanıtı olan bir iz göreceksiniz.
Regardez sur votre épaule gauche, et vous trouverez une marque qui le prouve.
Ve sizde bunu göreceksiniz!
Je rentre chez moi.
Burası hayret verici, göreceksiniz.
Vous allez voir, c'est très impressionnant.
Eksiksiz olduğunu göreceksiniz, müdür bey.
Vous verrez qu'il est assez exhaustif, Monsieur le Proviseur.
Beni cehennemde göreceksiniz, Bay Thorn.
Nous nous retrouverons en enfer, Mr Thorn.
Son kayda göre onunla Bishop parkında görüşmenizi not aldığını göreceksiniz.
Vous verrez que la dernière chose qu'il a notée c'est votre rdv dans le Bishop's Park...
.. tekrarlanacağını göreceksiniz. İkinci kule yere devrildi.
La 2e tour s'effondre.
Hayır. Nasıl göreceksiniz?
Non, comment tu pourrais?
Göreceksiniz, öncelikle
Voyons...
Siz burada köpek kafalarını nasıl canlı tuttuğumuzu göreceksiniz...
Ici, la tête d'un chien séparée de son corps est maintenue en vie...
Sandalyelerinizin yanında bir hediye çantası göreceksiniz, hediye çantasının içinde heyecan verici yeni ürünümüz var.
À vos places, vous trouverez chacune un sac-cadeau, et dans ce sac-cadeau vous trouverez notre très nouveau produit passionnant.
Sanırım Noel akşamı sizi burada Refakatsiz Çocuklar Odası'nda tutabilmek için çok zorlayıcı bir kafes göreceksiniz.
Je crois que vous avez tous conscience que j'ai des arguments accablants, ce qui m'autorise à vous garder dans cette pièce, en cette veille de Noël.
Yakında bu arabalardan birini kendi mahallenizde göreceksiniz.
Vous pourriez voir ces voitures dans votre voisinage bientôt.