English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Gökyüzünde

Gökyüzünde traduction Français

994 traduction parallèle
"Sihirli bir at, haşmetli Caliph, gökyüzünde süzülebiliyor"
"Un cheval magique, grand calife, qui vole dans l'air."
Zirveleri gökyüzünde kaybolmuş, üzeri karlı peş peşe 2 tane dağ var.
Il y a deux chaînes de montagnes couronnées de neige.
Gökyüzünde muazzam büyüklükte sarı bir ay vardı.
Il y avait une énorme lune jaune dans le ciel.
Mavi sular ve mavi gökyüzünde
Dans le bleu jusqu'au firmament
"Ertesi gün kocaman yuvarlak güneş gökyüzünde yükseldiğinde Küçük Sincap Bobby gördüklerine güçlükle inanabildi çünkü Çiftçi Brown'ın çimlerinin üstünde küçük Pamuk Kuyruk Molly'yi gördü."
"Et le lendemain quand le soleil était haut dans le ciel, le petit Bobby Lécureuil n'en croyait pas ses yeux. car de l'autre côté de la prairie du fermier Brown il vit la petite Molly Queueblanche."
Gökyüzünde ay ışığını arıyorum
Chercher un rayon de lune dans l'azur
İlk önceliğimiz uçaklarımızın yine gökyüzünde olabilmesi.
- Peut-être! Je sais où trouver du carburant. J'ai un plan.
Parla, parla hasat dolunayı, gökyüzünde.
Brille, brille Ô pleine lune d'automne Là-haut dans les cieux
Fırtına dindiğinde, gökkuşağı tanrısı Iris'i görüyoruz, Ve Apollo 2 tekerlekli güneş arabasını gökyüzünde sürüyor.
Le temps se calme et on voit Iris, personnification de l'arc-en-ciel, et Apollon conduisant son char de feu dans les cieux.
Göktaşı, bir yıldızdır... gökyüzünde kayan ve ışıklar saçan... bir kuyruklu yıldızdır ve... - evet?
Une comète est une étoile qui traverse le ciel... enflamme la voûte céleste, et puis...
Bu ülkenin pilotlarï ve ucaklarï artïk daha güvenli uçacaklar ve bu gökyüzünde ülkelerini koruyabilecekler.
Il a permis aux pilotes et aux avions de notre nation... de voler, de combattre et de défendre notre pays dans la stratosphère.
Gökyüzünde garip ses.
Bruit bizarre dans le ciel.
Kuşun sırtında gökyüzünde uçmasını istemiyorum.
Je ne veux pas qu'il risque sa vie.
Tarzan ormanda iz okur. Gökyüzünde bulut.
Tarzan lit pistes dans la jungle, nuages dans le ciel.
Gökyüzünde alacakaranlık olduğunda özlediğim kişi düşlerimde dolaşıyor.
Quand le crépuscule jette Son dernier rayon Baía Je meurs d'envie de la voir
Sizi izlerken yazın bulutların gökyüzünde süzülmesi gibi aklımdan tuhaf kelimeler süzüldü.
En vous regardant, des mots exotiques traversaient mon esprit... comme des nuages d'été dans le ciel.
Güneş gökyüzünde zayıflamak. Jane, Tarzan'la gelmek.
Soleil baisser, Jane rentrer avec Tarzan.
- Gökyüzünde yetişen siyah çiçekler.
De petites fleurs noires qui poussent dans le ciel.
Bir kızılderili efsanesi vardır reisin oğlu öldüğünde ataları, gökyüzünde... şenlik ateşi yakarmış.
Je me souviens d'une légende indienne... disant que les ancêtres allumaient des feux au ciel... quand le fils d'un chef se mourait...
Böylece gökyüzünde hep birlikte uçarlarmış. Bu doğru mu?
et les gens pour les entraîner vers le ciel?
Güneş aynı güzellikteki bir gökyüzünde süzülüyor. Tıpkı dün yaptığı, yarın da yapacağı gibi.
Le soleil se couche dans le même ciel splendide qu'hier, et demain il en sera encore ainsi.
Gökyüzünde kayan bir buluta.
En nuage voguant dans le ciel...
Gökyüzünde görmekte olduğumuz şu ışık saniyede 300 bin kilometre yol almaktadır ve Altair'den 16 yıl önce yola çıkmıştır.
Cette lumière que nous voyons la nuit, et dont la vitesse est de 300 000 km / s, a quitté Altaïr il y a 16 ans.
Gökyüzünde, dünyadaki insanların sayısından çok daha fazla yıldız vardır.
Il existe plus d'étoiles dans le ciel que d'humains sur terre.
# Yeni bir gökyüzünde yeni bir güneş görüyorum...
Je vois un nouveau soleil Dans un nouveau ciel
# Yeni bir gökyüzünde yeni bir güneş görüyorum...
Un nouveau soleil se dresse dans un nouveau ciel
Gökyüzünde yıldızlar Parlar sizin için
Regarde bien cette étoile Dans l'océan du ciel
Gökyüzünde yıldızlar Çok farklı parıldar
C'est cette deuxième étoile A droite au fond du ciel
# Artık güneş gökyüzünde yükselene kadar. #
Jusqu'à ce que le soleil ne monte plus dans le ciel
Üç aydır gökyüzünde tek bir yıldız bile göremedim.
Nous n'avons plus vu d'étoiles depuis trois mois.
Bir sonraki savaş gökyüzünde olacak nasılsa.
La prochaine guerre aura lieu dans les airs.
Bütün dünya gökyüzünde olacak.
Le monde entier sera à portée d'ailes.
Gökyüzünde ay bile
Que la lune Dans le ciel
Beyazlar ve yerliler arasında barış yeniden yapılana dek biz burada olan herkes, gökyüzünde kardeşine katılmış olacağız.
Tous ici rejoindront ton frère, avant que la paix ne revienne.
Dünya yüzünde yürüyen ya da emekleyen okyanusların derinliklerinden yüzüp gelen gökyüzünde uçup gölgesi buraya düşen her şey burada.
Tout ce qui a marché ou rampé sur la terre, nagé dans les profondeurs de l'océan ou volé dans le ciel a laissé sa trace ici.
Gökyüzünde gördüğü gezegenler hakkındaki ilgisi giderek artıyordu.
Son désir de connaissance des autres planètes n'a cessé de grandir,
Milattan beri insanoğlu gökyüzünde garip cisimler görmüş ve başka dünyadan ziyaretçiler ihtimali üstünde tahminler yapmıştır.
Depuis toujours, l'homme s'est attendu... à voir apparaître des visiteurs d'un autre monde.
Gökyüzünde iki ay görmek garip, değil mi?
C'est curieux de voir deux lunes dans le ciel, n'est-ce pas?
- Gökyüzünde yeni firtinalar esecek ama suç Athena'nin olacak, Helen'in degil.
- Hector lui a renvoyé... le corps de son ami. Personne ne vaincra Achille. Pas même Hector!
Onları duyuyordum, ayaklarından çıkan tozlar gökyüzünde kapkara bir bulut oluşturuyordu.
Mais j'ai vu la poussière... qu'ils soulevaient!
Ay gökyüzünde yüksekteyken yola çıkmalıyız.
- Partons par le clair de lune.
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits volent haut dans la nue,
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits Volent haut dans la nue,
Leylekler, gökyüzünde gemiler gibi süzülüyorlar...
Les cigognes bateaux petits Volent haut dans la nue...
Sonra büyük bir sessizlik oldu hem gökyüzünde hem de yerde.
Et il se fit un grand silence dans le ciel et sur la terre.
Barents Denizi'ndeki bir İsveç buz kırıcısının kaptanı bu gece erken saatlerde gökyüzünde garip kırmızı bir ateş topunun görüldüğünü rapor etti.
Tôt en soirée le capitaine d'un brise-glace suédois naviguant dans la mer de Barents a remarqué une étrange boule de feu venant du ciel.
# Bir kış gecesinde hilal gökyüzünde yükselirken
en cette fin d'année
İlk yıldızlar gökyüzünde belirmişti.
Les étoiles étaient sorties.
Gökyüzünde uçarsın,
Fais dodo, t'auras du lolo
- İşte yeni bir güneş var... #... gökyüzünde. # Yeni şans...
Une nouvelle chance
Neredeler söyleyin Gökyüzünde parlarlar
Ce pays imaginaire

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]