Görünüyor ki traduction Français
1,554 traduction parallèle
Görünüyor ki bu kız, dörtlünün yetenekleriyle donatılmış ve onlarla savaşıyor.
Elle semble un adversaire de taille, même pour ces quatre-là.
Öyle görünüyor ki Prof Kisaragi mikro cihaz yapımında ve maddeyi kuark üzerinde bir araya getirmekte başarısız oldu.
Son système semble maîtriser la nano-technologie et la manipulation de la matière à un niveau quasi moléculaire.
Şehre yönelik sıkı bir kuşatma var. Ve öyle görünüyor ki insanlar buna direniyorlar.
La ville est sous couvre-feu, mais ses habitants semblent s'en moquer.
Öyle görünüyor ki, sen gençliğinde her türlü mutluluğu yaşadın. Şimdi ise gençlerin sırası gelince Papa'dan daha Katolik olmuşsun.
Pardon, mais on dirait que vous vous êtes bien amuse dans votre jeunesse et maintenant que c'est le tour de ces jeunes vous devenez plus catholique que le pape?
Öyle görünüyor ki bu yılki yağmur mevsimi her zamankinden daha uzun olacak.
... le front nuageux se déplace rapidement, ce qui pourrait bien rallonger fortement cette saison des pluies.
Daha sonra öyle görünüyor ki kısa bir süreliğine Gana'daki Mabette kalmış.
Puis il semble qu'il ait brièvement travaillé avec la Sanctuary Alliance au Ghana.
Evet, öyle görünüyor ki şef Grissom seni iyi yönlendirmiş.
Il semble que Grissom vous ait conseillé convenablement.
Öyle görünüyor ki senin bayan kocasını Melissa Pooley'den kira alırken (! ) yakalamış.
Il semble que la patronne ait surpris son mari encaissant le loyer en retard de Melissa Pooley.
Ama sonra öyle görünüyor ki gibi kızlar çok sıklıkla bir şey etkisi altında veya başka.
Mais il semblerait que vous autres petites nanas êtes souvent sous l'influence d'une chose ou d'une autre.
Öyle görünüyor ki bu oyunda şans... geldiği anda geri gidiyor.
On dirait que la chance s'envole à ce jeu encore plus vite qu'en cherchant de l'or.
Öyle görünüyor ki... birisi onun milyon galonluk akvaryumuna 1000 tane ıstakoz koymuş.
Il semblerait que quelqu'un ait jeté... 1000 homards dans son aquarium de 5 millions de litres.
Bir acil yardım çağrısı yollamaya çalıştığını duydum, öyle görünüyor ki sana saldıran kişi bu adadan ayrılmak istemiyor.
On m'a dit que vous essayiez d'envoyer un appel de détresse, alors il semblerait que qui que ce soit qui t'aie frappé veuille rester sur cette île.
Öyle görünüyor ki, fazla seyahat etmemiş. Pasaportundan görebildiğim kadarıyla.
Il n'avait pas beaucoup voyagé, d'après ce que je vois dans son passeport.
Görünüyor ki, mayo izi sevmem diyen bayan sevdiği bir şey bulmuş...
Mlle "J'aime pas les marques de bronzage" a trouvé ce qu'elle aime.
Öyle görünüyor ki bütün şişeye sahibim.
Apparemment, cette bouteille est à moi.
Öyle görünüyor ki istemiyor.
Apparement, non. Il a raccroché.
Öyle görünüyor ki, ana-kız maratonu gibi bir şey planlıyor.
Apparement, elle a prévu un marathon mère-fille.
Evet, görünüyor ki üniversite ve derslerle meşgul olacaksın. Birisinin kafedeki işlere göz kulak olması gerekli.
Eh bien, vu que tu vas être occupée avec l'université et les cours... quelqu'un va devoir s'occuper du café.
- Öyle görünüyor ki herkes çift olacak, bense bekarım, gelecekte umut veren heyecanlı bir şey yok, onun tanıdıklarından birinin benim için uygun olabileceğini düşündüm.
II s'avère qu'il y aura une majorité de couples, je ne suis pas en couple, et il n'y aura aucune perspective intéressante. Donc je me suis dit qu'un de ses amis me conviendrait peut-être.
Mahkumiyet almış mı? Öyle görünüyor ki İtalyan Hükümeti'nin himayesi altında.
Le pays est ému par le sort de l'enfant.
O sırada kesin nedenini bilmiyorduk,... fakat öyle görünüyor ki bir lazer işaretleyicinin deneme çalışması sırasında bıraktığı iz olabilir.
On en ignorait alors la cause. Ils devaient tester le marqueur.
Öyle görünüyor ki kesin kazanan bu savaşla ortaya çıktı.
Impitoyable, brillant et cultivé. C'est un des trafiquants d'armes.
Şimdi Togo eski başkanını aramak zorundayım, ve bitirdiğimde, öyle görünüyor ki dünyanın diğer kalanının sonu gelmiş olacak.
Je dois appeler l'ancien président du Togo, et après, si j'ai bien compris, ce sera la fin du monde.
Öyle görünüyor ki bununla iyi başa çıkmışlar.
Ils ont l'air de très bien le gérer.
Güvenli yer sorunu yaşıyor olabiliriz. İnsan vücudunu ele geçiren bir varlıktan şüpheleniyoruz, Goa'uld'dan farklı değil. Görünüyor ki kişiden kişiye geçebiliyor.
On pense qu'on est peut-être victime d'une invasion, probablement une entité extraterrestre capable de prendre le contrôle d'un humain, néanmoins pas un Goa'uld, et elle semble être capable de voyager de personne en personne.
Görünüyor ki O'Neill'in zihni geminin bilgisayarıyla ortak olarak sanal birşeyler geliştiriyor.
Il semblerait que l'esprit d'O'Neill crée quelque chose en conjonction avec l'ordinateur de bord.
Açıkça görünüyor ki Keffler kızı bıraktığında yakında bir yerlerdeydi.
Pas question de laisser Keffler s'approcher de la fille.
Bak, eğer kendini kontrol etmekte yeteri kadar sorumlu değilsen, açıkça görünüyor ki, hata yaptım.
Si tu n'es pas assez responsable pour te contrôler, alors j'ai fait une grosse erreur.
Peki. Görünüyor ki ne söylesem aklınızdakileri değiştiremem.
Bon, ben on dirait que rien ne vous fera changer d'avis.
Öyle görünüyor ki kariyerimin çoğu kısmında suçlu olan benmişim.
Ça pourrait résumer toute ma carrière, en fait.
Öyle görünüyor ki sen de birkaçını temizlemişsin, Binbaşı.
J'ai l'impression que je ne suis pas le seul, major.
Öyle görünüyor ki, hayatında bir rol modelin çok yararı dokunurdu sana.
Il me semble que ça vous aurait fait du bien d'avoir un autre modèle masculin dans votre vie.
Öyle görünüyor ki, Bağdat'ın dışına raporları iletme konusunda sorunları var.
Apparemment, il n'arrive pas à avoir de rapport complet de Bagdad.
Öyle görünüyor ki, Tikrit'teki pusu hakkında çok soru var.
Apparemment, il y a bien des questions sur l'embuscade de Tikrit.
Öyle görünüyor ki, bu Cartman denen çocuk pek zeki.
On dirait que ce Cartman est pas mal futé.
Öyle görünüyor ki...
Et le rite de l'entrevue?
Öyle görünüyor ki eğer haberci hala hayatta olsaydı, birinin başı derde girecekti.
Quelqu'un voulait que le messager meure.
Ve öyle görünüyor ki, Fransızlar, İspanya ile barış yapmış.
Il semble donc que les Français aient fait la paix avec l'Espagne.
Pekala, öyle görünüyor ki, Dük oğlanları kasanızı çalmış.
Il paraît que les Duke... ont volé votre coffre.
Görünüyor ki
" pour être perdues
Sadece, öyle görünüyor ki...
C'est juste que cela me semble un peu...
Öyle görünüyor ki seni bu ahlaka aykırı ortamdan uzaklaştırmamın görevim olduğunu düşünüyor.
Il semblerait qu'elle pense que te sortir de cet environnement malsain est mon devoir moral.
Öyle görünüyor ki, bu kayıp kadın Birgitta Medberg.
Ça pourrait être cette disparue, Birgitta Medberg.
Evet, ne olmuş ona? Öyle görünüyor ki, pek de iyi bir adam değilmiş.
C'était pas le gendre idéal apparemment.
Ve ne yazık ki, l tek kişi gibi görünüyor Phoebe orada olduğu gerçeğini endişe, herhangi bir yetki olmadan dünya etrafında dolaşım.
Et on dirait que je suis la seule à m'inquiéter du fait que Phoebe a perdu tous ses pouvoirs.
Nigella öyle bir üzümlü kek yaptı ki çok güzel görünüyor. Kuru üzümün beni öğürtmesi bile konuyla alakasız kaldı. Güzel.
Nigella vient de faire un gâteau aux raisins qui a l'air si bon que le fait que les raisins me rendent folle est devenu complètement non-pertinent.
İnsanlar etrafında öyle bir davranıyor ki Logan şey görünüyor...
Parce que d'après comment les gens se comportent avec lui,
Pekala, söylemeliyim ki gerçekten güzel dişlere sahip gibi görünüyor.
Ah, bien, je dois dire, vous semblez avoir une dentition remarquable.
- Öyle görünüyor ki Robert Morgan bilenlerden biri. - Evet.
Quelqu'un a tiré.
Ama söylemeliyim ki, oradaki herkes çok aktif görünüyor, çünkü genelde emeklilerin olduğu bir cemiyeti düşündüğünüzde çok can sıkıcıdır.
Mais je dois dire que tout le monde semblait vraiment actif là-bas. En général, quand on pense aux communautés de retraités, c'est déprimant.
Benim gördüğüm şu ki dört rehine bir helikopterde ilk helikopterde de beş rehine var gibi görünüyor.
J'ai vu quatre otages dans un hélicoptère, et il semble y en avoir cinq dans le premier hélicoptère.