Hasta o traduction Français
1,550 traduction parallèle
O gün o hasta olduğunu söyledi.
Elle avait appelé le matin disant qu'elle était malade.
O beni çok seviyor, hasta olacaktır.
Il m'aime beaucoup, il tomberait malade.
Operasyon birimini, bağlantılarımızı, o gün hasta olup işe gelmeyenleri bile.
Les gens sur le terrain, nos contacts, les gens en congé maladie.
O hastaydı ve birini her iyileştirişinde daha da hasta oluyordu.
Il était malade. Et chaque fois qu'il guérissait quelqu'un, c'était pire.
Eğer o küçük kız... Eğer o da burada bir hasta olmuş olsaydı,
Si cette petite fille... était une patiente ici,
O zamandan beri, biri Silver Lake diğeri Hancock Park Acil servislerinde olmak üzere iki yeni bulaşıcı hasta ortaya çıktı.
Depuis, deux nouveaux cas ont été détectés aux urgences de Silver Lakeet et à Hancock Park.
Surely Fünke! O anda George Michael anladı ki... Maeby birisi hasta olan ikiz kız kardeşler gibi davranarak...
George Michael comprit alors que Maeby gagnait de l'argent en prétendant être des jumelles...
Yani, Piper oldu...? O bile hasta oldu mu?
Elle était malade?
O benim bebeğim. Çok hasta.
C'est mon enfant, il est malade.
Doktor, o gercekten cok hasta!
Docteur, il est vraiment malade!
Artık yaşamasa da, o hala bir hasta.
Il est mort mais c'est encore un patient.
Şey, birkaç saat sonra kendini hasta hissetmeye başlayacağını söylüyorlar ama o zaman artık çok geç olacak.
Tu ne vas pas avoir de sympthomes avant quelques heures, mais après ce sera trop tard.
- Evet, o. Çocukları hasta edecek olan her neyse, bu adam o hastalığı kapmış.
Quoi que ce soit, ça rendra les enfants malades.
Ben o zaman hasta değildim, tamam mı? - Anlıyorum.
J'étais pas malade à ce moment-là.
- O kadar hasta değilim.
- Je ne suis pas si malade.
O zaman bu Newport'lu çocuklar seni de hasta ediyordur.
Ces gamins de newport doivent te rendre malade aussi.
Oda arkadaşımı görmeye geldim. O hasta.
Je suis venue voir ma copine malade.
Hırsızın o ağaçtan gelmiş olma ihtimali var. Avuç içlerini büyük bir bıçakla keserken, Sarah'ı bebekle beraber izlemiş olmalı. Acı ona hasta bir zevk vermişti.
Le voleur a pu s'installer dans cet arbre pour observer Sarah et s'entailler la main avec un couteau, car il est masochiste.
Albay O'Neill hasta mı?
Le Colonel O'Neill est-il malade?
Hasta ilk tepkiyi gömer ve o duygular tetiklendiğinde Clare'de olduğu gibi yıkıcı bir olayı tecrübe ederler.
Le malade refoule ses premières réactions et quand arrive un facteur déclenchant, il est victime d'une crise psychotique aiguë, comme Clare.
Bu Michael Beecher, o gece Clare'in yumruk attığı hasta bakıcı.
C'est Michael Beecher. L'infirmier que Clare a frappé hier soir.
O hasta.
Il est malade!
O hasta bir kız!
C'était une détraquée.
O hasta. Onu tedavi edebilecek doktorlarımız var.
Nos médecins la soigneront.
Aslında o da bir hasta, Sally Druse adında.
En fait, c'est une patiente, une femme nommée Sally Druse.
Hımm, o gün, hasta ile görüşmedim, yoksa işaretlenmesi gereken yerleri işaretlerdim, ama anestezi uzmanımdan hasta ve ailesiyle... ilgilenmesini istedim.
Eh bien, ce jour là, je n'ai pas rencontré la patiente, parce que j'étais demandé ailleurs, mais j'ai demandé à l'anesthésiste de... de rencontrer la patiente et sa famille.
Ve, anestezi uzmanınız o gün hasta ve ailesi ile... görüşüp ve ameliyat edilecek bölgeleri işaretlemiş mi, biliyor musunz?
Et à votre connaissance l'anesthésiste à rencontré la patiente,.. et marqué le côté adéquat du crâne de la patiente avant l'opération?
- O çok hasta.
- Non.
- Doktor, o zaman güney kısmında kaç hasta yaşıyor?
- Combien de patients dans la zone sud?
O küçük isyankar bir hasta ve eğer dirsek kemiğine müdahale etmezsek, kolunu kaybetme riski var
Silvia est une patiente un peu rebelle, si nous n'opérons pas son cubitus, elle risque de perdre son bras.
O hasta.
Il est malade.
O hasta.
Il est souffrant.
Hayır, o çok hasta.
Non, très malade.
Affedersiniz ama o kadın hasta.
- Pardon, cette femme est malade.
O çok hasta bir adam.
C'est un cinglé cet homme
- Biliyor musun... O hasta.
- Il a été... malade.
- O köpek eskiden Kıymetlim'di ama artık hasta gibi.
Ce chien était beau, mais il semble maintenant cassé.
Bodrum katından kaçan hasta ne oluyor o zaman?
Et le patient évadé du sous-sol?
O hayvanda hasta.
Et même la vache est malade!
Charlie o fare deliğinde hasta değil.
Les Viets étaient pas malades, dans ce trou.
- O hasta mı?
- Il est malade?
Efendim, o şu anda hasta!
Monsieur, votre fils est malade!
O zaman diyorsun ki, herkes hasta.
Selon vous, on est tous malades.
- Çünkü o hasta bir adam.
Parce qu'il est malade. Comment ça?
O hasta ve uzun süredir ilaç alıyor.
Papa est très malade et il prend des médicaments.
O hasta.
- La ferme.
O hasta ve ot iyi gelebilir.
Ça pourrait l'aider.
O hasta. Neden biraz daha beklemedin ki?
Pourquoi tu n'attends pas un peu?
Ve abin hasta. - O da ölürse...
Quand ton frère mourra...
O hasta.
Elle est malade.
Joanie'ye sor bakalım, o kızıl kafa hasta çocuğa ne kadar yaklaşmış?
Demande à Joanie si la rouquine a été exposée à cause de Joey.
oldu 1287
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
öldü 1127
oliver 252
orospu çocuğu 971
ohio 157
olive 40
ohhh 77
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18