Hava soğuyor traduction Français
86 traduction parallèle
Hava soğuyor. - Böyle idare ediyorum Harry.
Il fait pas chaud.
- Hava soğuyor değil mi? - Evet efendim.
Le temps se rafraîchit.
Fakat hava soğuyor.
En attendant, il fait plutôt frisquet.
Hava soğuyor.
il fait froid.
Hava soğuyor.
Ça s'est rafraîchi.
Hava soğuyor... bak...
C'est qu'il commence à faire froid.
- Olga, hava soğuyor.
Ça va refroidir!
İçeri gel. Hava soğuyor.
Rentrons, le temps fraîchit.
Hava soğuyor, değil mi?
C'est bientôt l'hiver.
Hava soğuyor.
Il fait froid.
- Hava soğuyor.
- Il fait froid.
Hava soğuyor.
Il va faire froid.
Hava soğuyor, değil mi?
Ca caille!
Hava soğuyor gibi.
Il fait plus froid.
Hava soğuyor. Sonbaharın geldiği hissediliyor.
Et les nuits rallongent.
Adrian, hava soğuyor, tamam mı?
non?
Oh, hava soğuyor.
Je suis toute gelée!
Hava soğuyor.
Le froid augmente.
- Çayını iç. Hava soğuyor.
- Bois ton thé, il va refroidir.
Gece hava soğuyor.
Eh bien... l'air s'est refroidi.
Dostum, hava soğuyor gibi ha?
Il se met à faire froid
- Hava soğuyor. - Evet soğuk.
Qu'il fait froid!
Hadi odama gidelim, hava soğuyor.
Allons dans ma chambre. Il commence à faire froid.
Ama o eve girdiğim anda hava soğuyor.
Peut-être. Mais un coup de froid entre la voiture et la maison...
Hava soğuyor.
On caille!
Hava soğuyor zaten. Canını sıkmak istemem.
Ça commence à cailler.
Hava soğuyor.
Il commence à faire froid.
- Hava soğuyor.
- Ça se rafraîchit.
Hava soğuyor.
Il commence... Il commence à faire froid.
Hava soğuyor.
Il fait froid maintenant
Hava soğuyor.
Il fait frais.
Hava soğuyor...
Il commence à faire froid.
Hava soğuyor.
Ça se rafraîchit.
Haydi Virginia'yla içeri girin, hava soğuyor.
Rentrons, il fait froid.
Hava soğuyor, yakında birer monta ihtiyacımız olacak.
Il gèle! On va bientôt mettre les manteaux.
- Hava da soğuyor.
- Il commence à faire froid.
Hava mı soğuyor yoksa benim hayal gücüm mü?
Est-ce qu'il fait froid ou c'est mon imagination?
Hava gittikçe soğuyor!
L'air rafraîchit.
Birazdan hava kararacak, gittikçe de soğuyor.
La nuit tombe plus vite. Il commence à faire froid.
Üstelik, geç oldu ve hava gitgide soğuyor.
Et puis, il est tard et il commence à faire froid.
Şehirde hava her yıl gittikçe soğuyor.
La ville semble chaque année un peu plus froide.
Hava gittikçe soğuyor.
Il fait frisquet.
- İzin verirseniz, Bay Scrooge... Hava gittikçe soğuyor.
M. Scrooge, il fait de plus en plus froid, ici.
Hava da soğuyor.
Quel froid de canard!
O anda hava aniden soğuyor.
Car tout d'un coup, l'air refroidit autour de nous.
Hava iyice soğuyor.
La tempête se lève.
Hava gitgide soğuyor.
- Bien sûr. ll fait un peu frisquet.
İçeri girelim. Hava soğuyor.
Rentrons, il fait froid.
- Merhaba. Hava yine soğuyor, değil mi?
Ca se rafraîchit encore, hein?
Sana yaklaştıkça soğuyor hava.
Froide comme un glaçon.
Hava çok soğuyor.
Il commence vraiment à faire froid dehors.