Hayvanlar traduction Français
7,304 traduction parallèle
Sadece bizim için değil, Upton için ve buraya getireceğimiz hayvanlar için de.
Pas seulement pour nous mais aussi pour Upton et tous les animaux qui viendront ici.
Hayvanların kafeslere kapatılmayacağı, doğada olduğu gibi serbestçe dolaşabilecekleri bir yer olacak.
Un endroit où les animaux ne seront pas cachés dans des cages, ils seront libres de vagabonder comme dans la nature.
- Hayvanları beslemeliyim. - Vakit yok.
Je dois nourrir les animaux.
Hayvanları yemlemene ihtiyacım var, lütfen tatlım.
Mew, il faut que tu nourrisses les animaux, s'il te plaît.
- Ama hayvanlar konusunda iyi değilim.
- Mais je suis pas douée avec les animaux.
"Halkın ilgi odağı, istihdam kaynağı." "Ziyaretçiler görmeye geldikleri hayvanlar, egzotik canlılar kadar mutlu olacak."
Un centre d'attraction de la communauté, une source d'emploi, ses visiteurs seront aussi heureux que les animaux... autant que les créatures exotiques qu'ils viendront voir.
Hayvanları besliyordum.
Nourrir les animaux.
O halde, hayvanların yanında bitkiler de mi olacak?
Donc, aussi bien des plantes que des animaux?
Mutlu hayvanlar mutlu bir hayvanat bahçesinin temelidir.
Des animaux heureux font un zoo heureux.
Bence, hayvanları yerlerinde görseniz...
Si vous pouviez voir les animaux et leurs conditions d'accueil,
Şimdi, gördüğünüz gibi hayvanlar tam şurada olacaklar. Önü açık, dokunma mesafesinde ve ziyaretçiler tamamen ve kesinlikle güvende olacaklar.
Les animaux seront là devant, en pleine vue, tout près, et les visiteurs seront en complète sécurité.
Hayvanlar ziyaretçilerle tehlikeli bir şekilde karışacaklar.
"Les animaux se mêleront dangereusement aux visiteurs."
Böylesi bir ikâmethanenin saygınlığı yerel halkın iyiliği ve her yerdeki hayvanların yararına olması için Oakfield Hayvanat Bahçesi kesinlikle şu an olduğu gibi kapalı kalmalıdır.
"Comme l'a dit un habitant hautement respecté..." "Pour le bien de la communauté locale," "et dans l'intérêt des animaux du monde entier,"
- Mottershead'ler dünyanın bir ucundan hayvanlar satın alıyor.
- Les Motterheads achètent des animaux du monde entier
Ayılarımız Adam ve Eve güçlerini geri kazandıklarında kapılarımızı halka açmaya çok yaklaşmış olacağız ve bunu yaptığımızda, hayvanlarımızın büyük bir etki bırakacağına güvenimiz tam.
Avec nos ours Adam et Eve rétablis en pleine forme, on est plus proche que jamais de l'ouverture des portes au public. Et quand on ouvrira, on est sûr que nos animaux feront une bonne impression.
- Hayvanlar için demek istedim.
- Pour les animaux, voyons!
Oğlum o hayvanları seviyor ama hepimizi korumak için ne gerekiyorsa yapardı.
Mon fils aime les animaux, mais il ferait tout ce qu'il faut pour protéger les siens.
Çocuklar, doldurulmuş postlar yerine kuşları ve hayvanları doğal ortamlarında görebilmeli.
Les enfants devraient pouvoir voir des animaux et des oiseaux dans leur état naturel, plutôt qu'empaillés.
- Gürültü için özür dilerim, evet ama bürokrasi bu hayvanların umurlarında değil.
- Je suis désolée du dérangement, mais ces animaux se moquent de la bureaucratie.
Tehlikeli hayvanların tanımını yapmak zor.
Et bien, il est difficile de définir ce qu'est un animal sauvage.
Tüm hayvanları gördünüz değil mi?
- Vous avez vu tous les animaux?
Duruşmada söylediğim her şeyde ciddiydim. Tehlikeli hayvanlar olmayacak.
Je pensais chaque mot dit lors de l'audience, plus d'animaux sauvages.
İnşaat her gün devam ediyor ve tüm hayvanların sağlığı yerinde. Ama annemin dediği şekilde, "kontrolümüz dışındaki güçler" tarafından ilk ziyaretçilerimizi ağırlamamız engelleniyor.
La construction progresse chaque jour et tous les animaux sont en bonne santé, mais on nous empêche d'accueillir nos premiers visiteurs par ce que maman appelle "des forces qui nous dépassent".
Dinleyin, ayakta kalmalıyız, hayvanları beslemeye devam etmeliyim, şimdi ne yapacağımıza karar vermeliyim.
Écoutez, nous devons survivre, nous devons nourrir les animaux, Je dois réfléchir à ce qu'on fait maintenant.
Şimdi, evi satıyoruz ama hayvanları tutmak için ahırları yeni sahiplerden kiralıyoruz.
Donc, nous vendons la maison, mais nous louons les étables au propriétaire pour garder les animaux.
Tüm hayvanlar, bebekleri olacakları zaman yuva yapar.
Tous les animaux font cela quand ils vont avoir un petit.
Onları hayvanlar olarak düşün. Burası da su içtikleri yer.
Considérez-les comme des animaux.
Parmaklıklar olmazsa insanlar hayvanların serbestçe dolaşacaklarını sanıyorlar ama gördüğünüz gibi biz hayvanat bahçemizde doğal bariyerler kullanıyoruz.
Les gens pensent que pas de barrières signifie des animaux qui s'enfuient, mais, voyez, on utilise des barrière naturelles dans notre zoo.
Hayvanlar hakkında ilk bilmeniz gereken şey onlar da tıpkı insanlar gibidirler.
"La 1ere chose à savoir sur les animaux"
Annem hayvanları çok sever.
Ma maman aime les animaux.
Çünkü hayvanların denek olarak kullanılmasına karşıyım.
Parce que je suis contre les experiences sur les animaux.
Bazı insanlar hayvanların bizleri seçtiğine inanır.
Tu sais, certaines personnes croient que les animaux nous choisissent.
Alan'ın dediğine göre başıboş hayvanların.. .. yaşadığı bir barınakta çalışıyormuşsun.
Alan m'a dit que tu travaillais dans un refuge pour animaux.
Hayvanlar, eşcinseller, ampüteler, kamburlar...
Les animaux, les excréments, les amputés, les bossus...
Öldürdüğün zavallı hayvanları evin arka bahçesinde buldum.
J'ai trouvé les pauvres animaux que tu as tué derrière la maison.
Hayvanlar gibi yaşıyorsunuz.
Vivant comme des animaux.
Ne olur ne olmaz. Siz hayvanlar beni sinirlendiriyorsunuz.
- Au cas où vous me feriez chier.
Normalde bu sanat eserlerinin heykellerin, doldurulmuş hayvanların, neon ışıklarının arasından geçmek beni neşelendirirdi, ama bugün öyle olmuyor.
D'habitude, le fait de conduire entouré de tout cet art... les sculptures, les animaux empaillés, la lumière... Me donne du baume au cœur, mais pas aujourd'hui.
Bütün hayvanlar çığlık atabilir.
Tous les animaux crient.
Hayvanlar gibi mağarada değil.
Pas dans une caverne, comme un animal.
Sakın kodlar, görünmez mürekkepler ya da konuşan hayvanları kullanma.
N'utilise pas des codes ou de l'encre invisible ou des animaux parlants.
Hayvanların yanına girebilecek.
Il va vraiment pouvoir toucher les animaux.
Tüm hayvanlar en sevdiğim hayvan.
C'est tous mes animaux préférés.
Bu kızlar hayvanları temizlemekle ilgili yetenek ve bilgilerini, göstermek zorundalar.
Ces filles doivent prouver leur savoir et leur aptitude à la découpe de l'animal.
Buradaki tüm köpekleri, tüm hayvanları seviyorum.
J'adore tous les chiens. J'adore les animaux.
Bütün hayvanları seviyorum.
J'adore les animaux.
Medway Hayvan Merkezi'ndeki tüm hayvanlar geldi yine ihtiyarlar da onları sarılıp seviyor.
Le centre a apporté des animaux, et on peut les caresser.
- Hayvanlar gidiyor artık zaten, Derek.
Les animaux vont y aller.
Geoff demişti ki cennete hayvanlar giremezmiş çünkü ruhları yokmuş.
Geoff dit que les animaux y vont pas, parce qu'ils ont pas d'âme.
Ben hayvanların gittiği yere gideceğim.
J'irai là où sont les animaux.
Hayvanları boğazlama konusunda deneyimlisiniz o zaman?
Alors, vous avez de l'expérience dans le massacre des animaux?