English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ H ] / Henüz bir şey yok

Henüz bir şey yok traduction Français

360 traduction parallèle
Henüz bir şey yok, Peder.
Toujours rien, mon père.
- Henüz bir şey yok mu?
Alors?
Henüz bir şey yok.
Toujours rien.
- Henüz bir şey yok.
- Rien, pour l'instant.
Hayır John, henüz bir şey yok.
Non, John, rien de neuf.
Henüz bir şey yok.
- Rien du tout.
Henüz bir şey yok, efendim.
Pas encore, monsieur.
- Henüz bir şey yok.
- Toujours rien.
Henüz bir şey yok, efendim.
Toujours rien, capitaine.
Ben Frazier, hâlâ A-4 kavşağındayım, henüz bir şey yok.
Frazier, capitaine. Toujours à l'intersection A-4. Rien à signaler.
- Henüz bir şey yok.
Je sais pas. Et toi?
Hayır. Orada henüz bir şey yok.
Eh non, rien encore ici.
- Henüz bir şey yok.
Rien de sérieux.
Henüz bir şey yok Komutan, ama araştırıyoruz.
Nous y travaillons.
Henüz bir şey yok.
Rien encore.
Henüz bir şey yok. Tutuklama, hasta kabul, morglar...
Aucun résultat du côté de la police, des hôpitaux, de la justice...
Heks ve vin'e rağmen böbreklerde henüz bir şey yok.
Plutôt bien. Pas d'implication rénale. Assez étonnant avec Hex et Vin.
- Henüz kesin bir şey yok.
- Aucune, pour l'instant.
Henüz ücreti gerektirecek bir şey yok. Davayı kabul etmedim.
Pas d'honoraires tant que je n'ai pas pris l'affaire.
Henüz kesinleşmiş bir şey yok, değil mi?
Rien n'est encore fixé, n'est-ce pas?
Haley, sana karşı elimizde bir şey yok henüz.
Haley, nous n'avons rien sur vous, mais...
- Ama henüz korkacak bir şey yok.
- Encore rien d'alarmant.
Henüz bir şey yok.
Rien pour le moment.
Evet, bitki örtüsü de yok. Henüz hareket eden bir şey görmedim.
Oui, pas de végétation, et je n'ai rien vu bouger encore.
Henüz ortada bir şey yok.
Rien n'est sûr.
- Henüz iptal olan bir şey yok.
- On n'a rien annulé.
Bu savaşı planladılar çünkü henüz yok etmedikleri bir şey vardı.
Ils ont organisé cette guerre... pour détruire ce qui n'était pas encore détruit.
Yok bir şey. Henüz beni aramadılar.
J'attends ma convocation.
Henüz hiç bir şey yok.
J'ai encore rien vu.
Henüz bildiğimiz bir şey yok.
- Pourquoi? Que se passe-t-il? - Rien de précis, pour l'instant.
Hayır, ama henüz endişe edecek bir şey yok.
Je ne sais rien mais il ne faut pas s'inquiéter.
Becerilerinde henüz... olağanüstü bir şey yok.
C'est tout ce que tu sais faire?
Henüz meteorologdan haber yok o yüzden yağmurla ilgili kesin bir şey söyleyemiyorum. Ama dolunay var ve gökyüzünde hiç bulut yok.
Je n'ai pas encore eu de nouvelles du météorologue... alors je ne peux rien affirmer au sujet de la pluie... mais la lune est pleine et il n'y a aucun nuage dans le ciel.
- Telgraf mı geldi? - Hayır, henüz bir şey yok.
Le camarade Lénine a dit qu'il échangerait cinquante professeurs contre John Reed.
Parmak izi için bir şey yok henüz.Jakobinin evinde iyi şanslar
BONNE CHANCE CHEZ LES JACOBI.
- Henüz bir şey yaptığı yok.
- Il n'a rien fait.
Yerine oturmayan birkaç parça ama henüz kesin bir şey yok.
Quelques trucs qui ne concordent pas, mais rien de solide pour l'instant.
Henüz ortada herhangi bir şey yok.
Il ne s'est encore rien passé.
Bilgisayarda ne var? Henüz bir şey yok efendim.
Rien pour le moment.
- Henüz bir şey yok.
Rien.
Bir şey var mı? Henüz yok.
Encore rien?
Henüz olan bir şey yok. Kaptan Seska ile konuştuktan sonra vazgeçti.
La rencontre entre le capitaine et Seska n'a rien donné.
Henüz kararımı vermedim. Yani, bu büyük bir fırsat olabilir ama hiçbir şey için aceleye gerek yok.
Ça pourrait être la chance de ma vie, mais je ne veux rien précipiter.
Bir Şey var mı? - Henüz yok.
Non, mais on va le retrouver
Henüz D.C.'ye gönderilmemiş bir şey yok mudur?
Vous avez quelque chose de ces bureaux que vous n'auriez pas encore envoyé à DC?
Pek fazla kayıp bir şey yok. Yeni kredi kartı henüz gelmemiş.
Il ne manquait pas grand-chose, mais sa nouvelle carte de crédit n'était pas arrivée.
- Bir şey var mı? - Henüz yok.
rien.
Şey, kimse kesin konuşamaz, henüz elimizde kanıtlanmış bir şey yok.
0n n'en sait rien du tout. Aucun mobile n'a pu être établi.
Şey, kimse kesin konuşamaz, henüz elimizde kanıtlanmış bir şey yok.
On n'en sait rien du tout. Aucun mobile n'a pu être établi.
Özel bir şey yok henüz efendim.
- Des visiteurs?
- Henüz bir şey yok, Michael.
Toujours rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]