Hepimiz biliyoruz ki traduction Français
213 traduction parallèle
Hepimiz biliyoruz ki o köprü haricinde çıkış yolu yok.
On le sait tous, il n'y a pas d'autre issue que ce pont.
Hepimiz biliyoruz ki bu bizim açımızdan bir savaştır!
Nous faire perdre la guerre?
Hepimiz biliyoruz ki, Shep Horgan bu şehrin en sevilen adamıydı.
Nous savons tous que Shep Horgan était l'homme le plus aimé de la vallée.
Ama hepimiz biliyoruz ki... Koca Baba en az 100 yaşına kadar yaşayacak.
Nous savons tous que Grand Daddy deviendra centenaire!
Hepimiz biliyoruz ki yaşanacak bir zaman olduğu gibi, Öleceğimiz bir zaman da vardır. Yine de ölüm her zaman, geride kalanları sarsar.
Chacun de nous sur terre, sait qu'il y a un temps pour vivre, et un temps pour mourir ; pourtant la mort est toujours choquante pour ceux que le deuil frappe.
Hepimiz biliyoruz ki Sezar meyvayı sever.
Nous connaissons tous le goût que César porte aux fruits.
Hepimiz biliyoruz ki, binbaşιnιn yüzbaşιyla adamlarιna... ihtiyacι var. Ama binbaşι inatçι.
Nous savons que le major a besoin du capitaine et de ses hommes, mais le major est têtu.
Hepimiz biliyoruz ki çok sevdiğimiz Glenli McTarry... devlet memurları arasında değişik bir adamdı.
Nous savons tous que notre bien-aimé McTarry était un homme très différent à Whitehall.
Hepimiz biliyoruz ki parayı israf etmeyin, devam edin diye yakında baskı altında kalmaya başlayacaklar.
Et nous savons que le public s'y opposerait.
Ve hepimiz biliyoruz ki, yabacı bir yerde oynanan şakadan daha iyi bir başlangıç yapamazsın.
C'est la fête du dieu Rire, et tu fais partie du rite de l'hilarité.
Hepimiz biliyoruz ki, büyük bir acı yaşadın ama mantıklı konuşamayacak kadar nefret dolusun.
Assieds-toi. Nous savons tous que tu as beaucoup souffert... mais tu n'es pas en état de parler de façon sensée.
Hepimiz biliyoruz ki Araplar, ülkemizin 16 milyar dolarını kontrol ediyor.
On sait tous que les Arabes contrôlent 1 6 milliards de dollars dans ce pays!
Hepimiz biliyoruz ki bir gün çocuklarımız bizden ayrılacak.
On sait qu'un jour ou l'autre, les enfants doivent s'en aller. C'est notre lot.
Beyler, hepimiz biliyoruz ki, bu hem yasadışı hem kulüp kurallarına aykırı.
Messieurs, nous savons que le club interdit ceci.
Ama hepimiz biliyoruz ki zamanda yolculuk mümkün.
On sait tous que le voyage à travers le temps est possible.
Hepimiz biliyoruz ki vücudunla para kazanman gerekirse açlıktan ölürsün.
Tout le monde sait que tu ne pourrais jamais vivre de tes charmes.
Hepimiz biliyoruz ki pek çok evlilik futbolun ıvır zıvırıyla sıkı sıkıya bağlı.
Le mariage repose sur la compréhension des règles du foot.
Hepimiz biliyoruz ki... Uzun vadede, köpekle yaptıklarımız uygun.
Nous savons tous que... à long terme, ce que nous faisons avec ce chien est correct.
Bayanlar ve baylar, hepimiz biliyoruz ki havuç, şeytanın en sevdiği yiyecektir!
Mesdames et Messieurs, nous savons tous que les carottes sont les légumes préférés du diable!
Üretici reaktöre hatalı üretilmiş yakıt çubukları koyarsanız hepimiz biliyoruz ki, tüm eyalet yok olabilir.
Du combustible défectueux dans un surgénérateur, l'Etat entier serait exterminé.
Süpermen, hepimiz biliyoruz ki... ... paye ve ödül beklemiyorsun.
Superman, nous savons très bien... que vous ne cherchez pas les honneurs.
Hepimiz biliyoruz ki... ... geçen hafta, büyük ulusumuzun yarısı az daha... ... topu dikiyordu.
Nous savons tous... qu'il y a huit jours, la moitié du pays... aurait clamsé... sans la présence de Monsieur.
Hepimiz biliyoruz ki, sen zor bir adamsın, Ben ama bu yalnız olman gerektiği anlamına gelmiyor. Senin gibi bir adam bile dostlarına ihtiyaç duyduğunu kabul eder.
Tout le monde sait que vous êtes un dur, Ben, mais ça ne veut pas dire que vous êtes un solitaire, et il faut avoir du cran pour admettre qu'on a besoin de ses amis.
Hepimiz biliyoruz ki, "Prag" "P" harfi ile başlıyor.
On sait tous que "Prague" commence avec un "P" majuscule.
Hepimiz biliyoruz ki, belki de sınırımızı tehdit ediyorlar.
Ils pourraient représenter une menace.
Bay ve bayan Hillard, bu tür duruşmalarda kanunlar, velayetin anneye verilmesini öngörse de, hepimiz biliyoruz ki ; kız ya da erkek olsun, çocukları sevgi dolu babalardan ayırmak, çocuklar için iyi sonuçlanmaz.
M. et Mme Hillard, ces jugements accordent en général la garde à la mère, mais nous sommes conscients qu'il n'est pas dans l'intérêt d'un enfant d'être privé d'un père, de toute évidence aimant.
- Sıska bacakları ve çarpık dizleri var. Hepimiz biliyoruz ki, kızlarda üç tane olur.
La jambe maigre, le genou noueux Il semble qu'elle ait des poux
- Çünkü hepimiz biliyoruz ki ; sen Springfield'ın şimdiye kadar gördüğü en şeytani siyasi dahi Birchibald T. Barlow'un bir piyonu, kuklasından... başka bir şey değilsin.
- Je le suis. - Tout le monde sait que vous n'êtes qu'un pion, une marionnette, pour le plus grand génie diabolique que Springfield ait jamais connu. Birchibald T. Barlow!
Hepimiz biliyoruz ki, burada geçirdiğin zamanlar senin için o kadar kolay değildi.
Nous savons tous que votre séjour ici n'a pas été facile.
Hepimiz biliyoruz ki, bu kötü olan biri adına yapılmıştı.
Nous savons tous que ces actes furent commis au nom du Malin.
Ve hepimiz biliyoruz ki Kariyer doğru insanlarla mümkün olur
Et une carrière dépend du type qui crache les fonds
Hepimiz biliyoruz ki... ... davamızı başarabilecek özel bir yetisi olan sadece tek bir insan var ve...
Un seul homme, dans notre mouvement, possède en lui une source de lumière qui nous nourrit toutes.
Posta müdürü olmak dışında ben generalim ve hepimiz biliyoruz ki bir işin generali olmak, o işleri halletmesini gerektirir.
En plus d'être directeur, je suis général. Et chacun sait que la tâche d'un général, c'est de faire le sale boulot, nom de Dieu!
Şimdi hepimiz biliyoruz ki şu anda ben temelde hassas yerdeyim. Er ya da geç ben karıma ve çocuklarıma döneceğim.
Tout le monde sait que je fais le mariole et que je retrouverai ma femme.
Evet asker, hepimiz biliyoruz ki bir karınca önemli değildir.
Soldat... on sait que la vie d'un individu ne compte pas.
Dışarı çıkmak istiyorlar. Hepimiz biliyoruz ki, yarın gece, dünyadaki son geceleri olabilir.
Ce sera peut-être leur dernier soir avec leur famille.
Ama hepimiz biliyoruz ki bunun için puro alamadık.
Mais on sait tous qu'on n'aura pas de médaille pour ça.
Hepimiz biliyoruz ki, bunlar Petis'in işi.
On sait tous que Petis en est l'auteur.
Hepimiz biliyoruz ki tam bir adalet sağlanmadan bir toplum var olamaz.
" nous savons que la société n'existerait pas sans la justice.
Hepimiz biliyoruz ki birçok farklı devlet var.
Nous savons tous qu'il existe divers types d'Etats.
Hepimiz biliyoruz ki yetişkinlerin bazı ödünler vermesi gerekir.
Nous savons tous que les adultes doivent faire des compromis.
YETER ARTIK FRED, HEPiMiZ BiLiYORUZ Ki BU COCUKLAR SADECE FUTBOL OYNAYABiLDiKLERi iCiN BASKA BiR
Ils ont pas les moyens de changer de lycée pour jouer au foot.
Hepimiz biliyoruz ki, sen kaçığın tekisin.
Si ça se trouve, vous êtes cinglèe.
Hepimiz pekala biliyoruz ki, yargıç önemli bir buluş yapmak üzereydi. Yargıcın kafasında olanın ne kadarını biliyoruz?
Le juge s'apprêtait à faire une importante découverte.
Nasılsa hepimiz yalnızız ve biz biliyoruz ki o yalnız olmayacak, vahşi hayvanlar onun etrafında saracak.
Nous nous sentons tous seuls, mais lui ne se sentira pas seul, avec quelques animaux sauvages.
Şimdilerde pek üzerinde durulmasa da, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, gizli silahımız işte budur :
"De nos jours, ça ne s'exporte pas bien."
Hepimiz biliyoruz, herkes biliyor, ki buna eminim...
- Dis-le.
Çoğumuz eserlerini biliyoruz... ve eminim ki hepimiz... onları şahsen tanıdığımız için çok mutluyuz.
Nous sommes nombreux à connaître leur oeuvre et nous sommes tous contents de les rencontrer en personne.
Hepimiz şunu biliyoruz ki, benim bu mektubu yasal olarak yok etmeye hakkım var.
Vous convenez que légalement... je peux déchirer ceci, et le brûler?
Tabi ki hepimiz nedenini biliyoruz.
Bien sûr, on sait tous pourquoi.
Sorun şu ki Dickie... Hepimiz biliyoruz. Dickie Marge'ı seviyor.
Ce qui compte, nous le savons tous c'est que Dickie aime Marge.