Hepsi buydu traduction Français
182 traduction parallèle
Hepsi buydu, onu işten atmaları hariç.
Et ils l'ont renvoyé.
Ona aşık oldum... Orada olanın hepsi buydu.
Je regrette que tout cela soit arrivé.
Hepsi buydu.
C'est tout ce que c'était.
Soruşturma için bilmek istediklerimin hepsi buydu.
C'est tout ce que je voulais savoir pour l'enquête.
Burmaya gelmeden önce bildiklerimin hepsi buydu.
C'est tout ce que je savais de la Birmanie avant d'arriver.
Özür dilerim, Paul, fakat yaptığımın hepsi buydu...
- Désolé, Paul, tout ce que j'ai...
Ama hepsi buydu işte, bahane. Artık buna inanmıyorum.
Il y a quelque chose qui m'a toujours troublé.
Hepsi buydu.
Il n'en reste plus.
Britt Harris'in öldüğünü söyledi. Hepsi buydu.
"II m'a dit que Britt H ] arris était mort." C'ètait tout.
Hepsi buydu.
Et c'était ça.
- Hepsi buydu.
Terminé.
Evet efendim, sanırım aklımdakilerin hepsi buydu.
Oui, c'est tout ce que j'avais en tête.
$ 40 ve St. Louis için bir bilet, Jeff'in elindekilerin hepsi buydu.
Tout ce que Jeff a reçu : 40 $ et un billet pour St Louis.
Veişte hepsi buydu.
Rien de plus.
- Hepsi buydu.
- C'est terminé.
Ve sonra onu eve götürdük babam onu yatırdı, ve o ayıldı ve hepsi buydu.
On est rentrés, mon père l'a couchée, elle a dessoûlé. Et c'était fini.
Ama hepsi buydu, Rose.
Mais je me suis arrêté là.
Hepsi buydu. Seni bunun için arıyordum.
C'est pour ça que je te cherchais.
Hepsi buydu.
Oui.
Elimden geldiğince müthişlik havasına girmiştim ama hepsi buydu.
- Je pris de mon mieux l'air formidable, sans rien ajouter.
Hayır. Birisi ile bir kere öpüşmüştüm, ama hepsi buydu.
Non, j'ai été pelotée, c'est tout.
Ofiste her zaman arkadaşça davranırdı, ama hepsi buydu.
Au bureau, elle était sympa, mais pas à ce point.
Evet, elbette, demek istediğim, bir arada güzel profesyonel bir çalışmanız var, hepsi buydu.
Je parlais de couple au sens professionnel.
Hepsi buydu.
C'était fini.
Hepsi buydu.
Aucune maladie.
Hepsi buydu.
On faisait...
- Hepsi buydu.
- C'est tout!
Bu kadar. Hepsi buydu.
C'est fini.
Evet Holden, hepsi buydu.
Oui Holden. C'était juste un peu de sexe.
Hepsi buydu.
Ca y était.
Hepsi buydu.
C'est tout!
Hepsi buydu.
C'est tout ce que j'avais.
Demek hepsi buydu?
Alors c'est tout, hein?
Hepsi buydu.
Eh bien, ce n'est pas plus.
Çünkü elimden gelenin hepsi buydu.
C'est tout ce que je pouvais m'offrir.
seyy, aslinda, haberin hepsi buydu.
Bien, en fait, c'était bien joli tout ça.
- Hepsi buydu.
C'est tout ce que c'était.
Hepsi buydu, Eşek.
C'est bon, l'âne. C'est bon.
Yakıtı koy ve gaz pedalına bas hepsi buydu.
Du carburant, qu'on démarrait... et c'était tout.
Evet doğru. Hepsi buydu.
Et quel travail!
Hepsi buydu.
Et c'était tout.
Olanın hepsi buydu.
C'est tout.
Hepsi buydu.
J'en n'ai rien tiré.
- Hepsi buydu.
- C'est tout.
Belki de bütün yaptıklarımızı hepsi mümkün kılan şey de buydu. Baylar bayanlar, yeni bir gelişme.
Où tout était possible!
Hepsi buydu.
Je ne l'ai jamais revu.
Hepsi bu. Tüm ilk yardım buydu.
Les premiers secours se résumaient à cela.
- Başka? - Hepsi buydu.
- C'est tout.
Hepsi buydu.
Je te parle de trucs pratiques, c'est tout.
Hepsi buydu.
C'est tout.
Hepsi buydu.
Et ce fut tout.
buydu 53
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin olsun 16
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi bu kadar 752
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84