Hepsi benim traduction Français
2,667 traduction parallèle
Yani hepsi benim suçum mu.
Alors, c'est ma faute?
Hepsi benim.
Et elle est pour moi.
İğrenç ayaklar, deri izleri, meme ucu kılı. Bunların hepsi benim hoşuma gider.
Les pattes-d'oie, les vergetures, les tétons poilus, j'aime.
Hepsi benim suçum
Tout est de ma faute.
Millet, hepsi benim hatam.
Tout est de ma faute.
Hepsi benim suçum.
Tout ça, c'est de ma faute.
Hepsi benim hatam. İyi bir ev sahibi değilim.
C'est ma faute.
- Hepsi benim suçum Bert.
- C'est de ma faute, Bert.
Hepsi benim suçum!
C'est ma faute.
Hepsi benim suçum! Hem de hepsi!
C'est ma faute, tout ceci.
Bütün hepsi benim hatam.
Tout est de ma faute.
- Hepsi benim hatam.
Tout est de ma faute.
Hepsi benim suçumdu.
C'était moi.
Hepsi benim içgüdüm sayesinde oldu.
Tout ça à cause de mon pressentiment.
Evet hepsi benim.
J'ai tout ce qu'il faut.
Hepsi benim hatam.
À cause de moi.
Benim yüzümden! Hepsi benim hatamdı!
Tout est de ma faute!
- Randy, üzgünüm. Hepsi benim hatam. - Her şey yolunda.
Pardon, c'est de ma faute.
Haklısın. Hepsi benim hatam.
Vous avez raison, c'est de ma faute!
ve düşünmeden edemiyorum- hepsi benim suçum.
Et je ne peux pas aider mais penser - que c'est de ma faute... - Je connais cette sensation.
Hepsi benim suçum. Sorun değil.
- Que c'est de ma faute.
Hepsi benim suçum.
C'est entièrement ma faute.
Hepsi benim suçum.
C'est de ma faute.
Hepsi benim alın terim, emeğim, ve iş yeteneğim sayesinde oldu.
Tout vient de ma sueur, de mon labeur. Et de mes affaires prolifiques.
Hepsi benim suçum Majesteleri.
Punissez-moi, je vous en prie.
Bu gezegende altı milyon insan var, ve hepsi benim süper bir adam olduğumun farkında.
Il y six millions de personnes sur Terre, qui me trouvent génial.
- Hepsi benim suçum.
C'est entièrement de ma faute.
Benim. Hepsi benim hatam.
C'est la mienne.
Milyonlarca ruh hepsi benim içimde.
Ils sont tous en moi. Des millions d'âmes.
Hepsi benim hatam mı oldu şimdi?
- Donc c'est de ma faute.
Hepsi benim hatam.
C'est de ma faute.
Hepsi benim suçum.
Tout est ma faute.
Benim dışımda, 5 tane Skipper Shelton var ve hepsi benim kardeşim.
il sont 5 Sheltons skipper, tous frères et sœurs.
Bu merkez, bu yaşam tarzını pazarlama... Hepsi benim fikrimdi.
Ce centre et son style de vie, c'est mon idée.
Ama bir anda diğer oyuncuların hepsi benim kafama girmeye başladı.
Mais tout d'un coup, tous les autres joueurs sont dans ma tête.
Ne olduysa, hepsi benim yüzümden oldu ve şu an onu yalnız bırakamam.
Tout ce qui est arrivé est arrivé par ma faute. Et je dois être là pour elle.
Hepsi benim suçum. Beni oyuna getirdin.
- Tu m'as bien eue, tu sais?
gitmeye karar verdi, tesadüfe bakınızki orası benim okuluma sadece bir kaç saat uzakta bana gelince, Carnegie Mellon Üni paramı Sidney'in yardımları ile kazanmayı başardım adam gerçekten herşeyi satabilirdi meslek sınıfı projemi bile kuş evi ve güvenlik kamerası hepsi bir arada
Quant à moi, j'ai réussi à gagner l'argent pour Carnegie Mellon grâce à l'aide de Sidney, finalement. Cet homme savait vraiment tout vendre. Même mon projet de cours de travail manuel.
Hepsi benim hatam.
C'est ma faute.
Hepsi benim hatam.
- C'est ma faute...
İnsanlar Lehmann'a güvenini yitirirse- - o bankaların hepsi domino gibi düşmeye başlar ve benim bu konuda yapabileceğim hiç bir otoritem yok.
Si les gens perdent foi en Lehman, ces banques tomberont comme des dominos, et je n'ai pas l'autorité pour faire quoi que ce soit.
Benim sorunluluğum hepsi ve bana bağrılsın istemiyorum
Ça va me retomber dessus. J'en ai ras le bol que le vieux m'engueule.
Benim kadar sokakta yaşasaydın sen de ayaktakımını bilirdin. Hepsi de kendilerini sanatçı zanneder.
À force de vivre dans la rue, tu rencontres plein de gens qui se croient tous artistes.
Hepsi senin ve benim aramda kalmak zorunda.
Ça reste entre vous et moi.
Benim için endişelendi, hepsi bu.
Il s'inquiète.
Benim üçte birlik payım var ve kimsenin oyu benimkinden daha üstün değil. Hepsi bu kadar.
Tant que mes 33 % de participation sont pris en compte, et que les organes de quiconque n'ont pas plus de voix que moi, je ne peux rien demander de mieux.
O kuzenini tebrik ederim. Benim 70 kuzenim var ve hepsi birbirinden basarili.
J'en ai 70, chacun meilleur que le précédent.
Aynen öyle. Hepsi de benim suçum.
En effet, et c'est entièrement de ma faute.
Ama benim durduğum yerden bakınca Bay Olson'ın ölümünün Harlem'deki iki kızın vurulmasının, Bronx'ta yaşlı bir adamın soyulmasının hepsi eşit derecede kabul edilemez.
De mon point de vue, néanmoins, la mort de M. Olson, celle de deux fillettes victimes de balles perdues dans Harlem et celle d'un vieil homme agressé dans le Bronx, sont aussi inacceptables les unes que les autres.
Hepsi benim suçum.
- C'est de ma faute.
Benim düşüncem, Kurbanların hepsi 20'li yaşlarda, bekar.
Mon avis est qu'ils ont la vingtaine, célibataire.
hepsi benim hatam 120
hepsi benim suçum 82
hepsi benim hatamdı 29
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
hepsi benim suçum 82
hepsi benim hatamdı 29
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimsin 41
benimle 208
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim adım 192
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258