Ilgileniyorum traduction Français
2,206 traduction parallèle
Gerçi sizin gibi profesyonellerle çok nadir ilgileniyorum.
Mais j'ai rarement eu affaire à des pros
Cinayetle ilgileniyorum.
Je parle de meurtre.
Ben de insanların içiyle ilgileniyorum ama o içindekilerin lezzetli bir karamelle kaplanmasını istemenin neresi yanlış? Mesela Halle Berry.
Moi aussi, je m'intéresse à la beauté intérieure, mais quel mal y a-t-il à vouloir enrober cette beauté dans un délicieux caramel, comme Halle Berry?
- Evet Sayın Hâkim ama ben daha çok yapmadığı bir testle ilgileniyorum.
- Oui, Votre Honneur, mais je suis plus intéressée par celui qu'il n'a pas fait. OK.
Triffidlerden ziyade nükleer enerji santralleriyle daha çok ilgileniyorum, Bay Masen.
Je m'inquiète davantage pour nos centrales nucléaires.
Hayır baba. Bak, şu sıralar annemle ilgileniyorum.
Je m'occupe de maman pour l'Instant.
İşlerle ilgileniyorum diyelim
J'ai pas mal de courses avec le taxi.
Aileleriyle ilgileniyorum.
Je m'intéresse à leurs familles.
Evet, artık ilgileniyorum, Kristin.
Oui. Je commence à m'y intéresser, Kristin.
Tabii ben de çift olarak tarzımızla çok ilgileniyorum.
Évidemment, le style de notre couple me préoccupe.
Japon kültürüyle o kadar ilgileniyorum ki Tokyo'ya gittiğimde Japon olduğumu düşünecekler.
Je suis tellement immergé dans la culture japonaise qu'à Tokyo, ils me croiront à moitié japonais.
Risk altındaki senetlerle ilgileniyorum, toplamaya çalışıyorum.
Je cherche les titres en difficulté.
İşsiz olabilirim ama işimle ilgileniyorum.
Je suis peut-être sans emploi, mais je suis occupé.
Charly Matei'yle ilgileniyorum.
Mais parlons de Charly Matteï.
İyi ya, ben de araştırmanızla ilgileniyorum.
Vos recherches m'intéressent.
Bir kaç günlüğüne onlarla ben ilgileniyorum.
- Leur voisin. Et je m'en occupe pour dépanner leur mère.
- Ilgileniyorum, ilgileniyorum.
- Ça m'intéresse sûrement.
Yani... Ben de animasyon türü şeylerle ilgileniyorum ama hiç böylesini görmedim.
Tu vois, je fais moi-même des vidéos et je n'ai jamais vu un tel travail.
Tamam, hemen ilgileniyorum.
D'accord. Je m'en occupe.
Özellikle titreşim metaforuyla ilgileniyorum.
Je Je me suis spécialiser dans la métaphore des vibrations.
Geri kalan % 25'lik kısmınla ilgileniyorum.
Je m'occupe de vos derniers 25 %.
Moda tasarımıyla ilgileniyorum.
Je suis dans Ia mode...
Kuzenimin cinayetiyle ilgili mevzularla ilgileniyorum.
Je dois m'occuper de la mort de mon cousin.
Farklı dünyalarda yaşayan insanlarla ilgileniyorum.
Parce que je m'occupe de gens qui vivent dans une réalité différente.
Ne kraliçenin sırlarını biliyorum ne de şeriflik teklifinizle ilgileniyorum.
La reine ne me confie aucun secret, et je n'ai... aucun intérêt à devenir votre shérif.
Hemen ilgileniyorum, patron.
Je m'y mets, patron.
Çocuklarıyla ilgileniyorum.
Je réponds de leurs enfants.
Örtüleri temiz tutmakla ilgileniyorum.
C'est surtout pour conserver les draps.
Bizim gibi insanlarla ilgileniyorum.
Je recherche des gens comme nous.
Ben daha çok seninle ilgileniyorum.
Tu m'intéresses davantage.
Dinle, duyup duymadığı umurumda bile değil. Ben duymadıklarımızla ilgileniyorum.
Ce qui m'inquiète, c'est de ne pas entendre Joana.
- Hemen ilgileniyorum.
Je m'en occupe.
Saha dışında oyuncularla ben ilgileniyorum.
Je m'occupe des joueurs en dehors du terrain.
Başka tüccar ilgileniyor mu git sor dedin ben ilgileniyorum. Ve ona bir sterlin ödeyeceğim.
Vous lui avez dit de trouver un marchand intéressé et je le suis.
Oradaki piliç çevirme ile ilgileniyorum.
Je suis intéressé par la rôtissoire là-bas.
Hatta biraz da olsa ben bile ilgileniyorum.
J'en ai même tâté un peu.
Ben, gerçekle ilgileniyorum.
C'est la vérité qui m'intéresse.
Ben de onun ortopedi işleriyle ilgileniyorum.
Je suis sur son ortho. Je vais sûrement opérer.
Ben hayat tecrübeleriyle ilgileniyorum.
Je suis dans l'expertise du monde réel.
- Babamın cenazesiyle ilgileniyorum burada.
Ce sont les funérailles de mon père.
Çünkü şu an ben sadece bununla ilgileniyorum.
Car c'est vraiment ça le problème.
Peter, tahta kolları ve bacakları olan kırmızı kafalı kızla ilgileniyorum.
Je suis intéressé par la rousse avec les bras et jambes en bois.
Bununla ilgileniyorum, tamam mı? Bizimle bir süre burada kalmanızı istiyorum, Bay Stein.
J'aimerais que vous restiez un moment avec nous, M. Stein.
- İlgileniyorum.
J'y vais.
- İlgileniyorum dedim ya.
- Je t'ai dit que je m'en occupais.
- İlgileniyorum.
Ça marche.
Zaten taşlarla Riley hâlâ iyileşemediği için ben ilgileniyorum.
J'en ai la charge en attendant que Riley soit retapé.
- İlgileniyorum.
- Je suis dessus.
Şimdi ben ilgileniyorum. - Ne oldu ona?
Que lui est-il arrivé?
Tamam, hemen ilgileniyorum.
Je m'en occupe.
İlgileniyorum.
Tu n'agis pas comme tel.