Istemiyor musunuz traduction Français
660 traduction parallèle
Sahneye çıkmak istemiyor musunuz?
Vous ne jouez pas?
- Kızınız için, onu kurtarmak istemiyor musunuz?
- Pourquoi devrais-je aller le voir?
Seninle birazdan konuşacağım. Buraya gelip bu kızı görmek istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas venir l'identifier?
Siz ikiniz babanızı görmek istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas voir votre père?
Başım dertte olduğu için geldiniz bana inanmak istemiyor musunuz?
Vous pensez que je vais croire que vous venez pour ça?
Acelem yok. Roy hakkında konuşmamı istemiyor musunuz yoksa?
Parler de Roy vous gêne-t-il?
Sorun nedir? Eğlenmek istemiyor musunuz?
Qu'y a-t-il?
Bakmamı istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas?
- Soda istemiyor musunuz Doktor?
Du bicarbonate de soude, docteur?
Onun da bana göz kulak olmasını istemiyor musunuz?
- Et de moi aussi?
- Kilosunu istemiyor musunuz? - Hayır, teşekkürler.
Vous voulez son poids?
Şikayet etmek istemiyor musunuz?
Vous ne désirez pas porter plainte?
Bizimle kutlamak istemiyor musunuz
Vous ne fêtez pas avec nous?
- Bana bazı sorular sormak istemiyor musunuz?
- Eh bien vous ne voulez pas me voir?
Çabuk olun, kıyıya hiç varmak istemiyor musunuz?
Du nerf! Vous voulez arriver un jour?
- Buna içmek istemiyor musunuz?
- Pas d'accord?
Görüşmeyi kabul etmek istemiyor musunuz hanımefendi?
Acceptez-vous l'appel, Mme.?
Bunu yapmak istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas me gifler?
- Sebebimi bilmek istemiyor musunuz? - Hayır.
- Vous ne voulez pas savoir pourquoi?
Pasta istemiyor musunuz? - Hayır. - Sebep?
Et pour le repas, voyons.
Bu işi istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
Vous voulez ce travail ou pas?
Amerika'ya dönmek istemiyor musunuz?
Ça ne vous dit rien, de vivre?
Kötü davranmıyorum. Bizi mutlu etmek istemiyor musunuz?
- Vous voulez nous faire plaisir?
Giymek istemiyor musunuz?
Vous ne la mettez pas?
Bayan, bayan... Kehanet odalarını görmek istemiyor musunuz?
Madame, Madame, venez voir les chambres.
Herkes ünlü olmak istiyor, siz istemiyor musunuz?
Tout le monde veut être célèbre, pas vrai?
- Peki siz istemiyor musunuz?
- Et vous, vous en voulez encore?
72. Caddeye gitmek istemiyor musunuz?
Tu ne veux pas aller à la 72e rue?
Hikayenin devamını duymak istemiyor musunuz Bay Greer?
La fin de l'histoire ne vous intéresse pas, M. Greer?
- Oynamak istemiyor musunuz?
- Vous ne voulez pas jouer?
Siz istemiyor musunuz?
Pas toi?
- Yemek yemek istemiyor musunuz?
- Vous voulez manger, non?
Dinlemek istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas savoir?
Pekala, bunları istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas du matériel?
Yoksa benim gibi bir kadını istemiyor musunuz?
Mais je ne sais pas si vous voulez être vu avec une femme comme moi.
Düşünmek için bir buçuk gün istemiyor musunuz? Aceleniz var.
Vous ne voulez pas réfléchir?
Ne oldu, kurtarılmak istemiyor musunuz?
Qu'y a-t-il, vous ne voulez pas être sauvé?
Yoksa görmek istemiyor musunuz benim...?
Ne voulez-vous pas voir ma...
Bilmek istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas le savoir?
Enfiyenizi istemiyor musunuz?
vous voulez sûrement votre prise?
Kurallara uymak istemiyor musunuz?
Vous ne voulez pas suivre les règles?
- Şey, benimle görüşmek istemiyor musunuz?
- Ouai.
- İstemiyor musunuz?
- Non?
Beni ikna etmek istemiyor musunuz?
Servez-vous en. - Ne voulez-vous pas me convaincre?
Peder..... yardım etmek istemiyor musunuz?
Vous refusez de m'aider?
İstemiyor musunuz?
Vous n'en voulez pas? Vous n'avez pas faim?
Devamını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?
Vous voulez la suite?
İstemiyor musunuz?
Ca ne vous tente pas?
Sizle gelmek istemiyor işte, anlamıyor musunuz?
Elle veut pas aller avec vous.
Onlara saldırmak istemiyor musunuz?
Ils n'attendent que ça!
- Beklemek istemiyor musunuz?
Et que feras-tu?
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58