Içerdeyim traduction Français
206 traduction parallèle
Madem artık içerdeyim, özür filan da diledim... kullandığınız fondöteni soracaktım.
- En effet. Maintenant que je suis entrée, vous m'excuserez? Je voulais savoir quel fond de teint vous employez.
Bir şeye ihtiyacın olursa, içerdeyim.
Si vous avez besoin de quelque chose, je suis là.
13 aydır içerdeyim.
Ils m'ont donné treize mois, Monsieur le Juge.
Bunun yerine o öldü ve 100 ryo içerdeyim.
Mais au lieu de ça, il est mort. Je lui avais prêté 100 ryos.
Nafakada 800 dolar içerdeyim!
Je dois 800 $ de pension alimentaire!
- Ne kazandın? - Sadece bir tane. Çeyreklik. 25 içerdeyim.
- Un doublé, avec 25 dollars.
4 dolar içerdeyim.
- Je perds de 4 dollars.
Bana ihtiyacınız olursa içerdeyim.
Si on me demande, je suis ici.
- 30 dolar içerdeyim.
- J'ai perdu 30 dollars.
9 dakika, sonra içerdeyim.
Entre un instant. Dans neuf minutes, j'entre.
Sen dışarıdasın, ben ise içerdeyim.
Vous êtes à l'extérieur, et je suis dedans.
Alo ben Harris, şu anda içerdeyim yani benimle konuşabilirsiniz.
Ici Harris. Je suis ici, vous pouvez donc me parler.
Ben 17 dolar içerdeyim.
Je dois 17 dollars.
Ne kadar içerdeyim? 20-25 dolar?
Combien vous m'avez pris... 20, 25 $?
David 10, içerdeyim.
Autorité... J'y suis.
Altı yıl, 23 gündür içerdeyim.
Six ans et trente-trois jours de prison.
Hala içerdeyim!
J'y suis déjà!
Neden ben içerdeyim sen değilsin?
Pourquoi je suis ici, et pas toi?
içerdeyim!
Meurs!
içerdeyim!
Doucement!
HusKers ve gerizekalı lrish'ler hariç. Hepsine etek giydirmeli Yaklaşık dört bin dolar içerdeyim.
Si on oublie ces fichus Huskers, je me suis fait dans les 4000 $.
- 5 : 15, 5 : 30, Tekrar içerdeyim.
- A 5h 15, 5 h 30, je suis dans l'égout.
Bu adam yüzünden içerdeyim.
C'est lui qui m'a fait coffrer.
Bir milyon papel içerdeyim!
J'ai dépensé un million de dollars!
- Ama içerdeyim şimdi ve peynir gibiyim.
- Mais je suis là! Je suis comme le vin. - Quoi?
30 bin içerdeyim.
30 000 dollars dehors!
125 dolar içerdeyim.
Vous m'avez pris 120 dollars.
İçerdeyim.
Je suis entré.
İçerdeyim.
J'y suis!
İçerdeyim.
Ça y est.
- İçerdeyim. Ne yapıyoruz?
C'est quoi, le jeu?
İçerdeyim.
Je suis dans l'enceinte.
İçerdeyim!
C'est bon!
Pekala D'Argo. İçerdeyim. Peacekeeper paneli nerede?
C'est bon d'Argo, j'y suis, où est ce panneau?
İçerdeyim! Hayııır!
Ca y est!
Lanet olasi kirkbin icerdeyim farkinda misin?
Tu te rends compte que je viens de perdre 40 000 livres?
İçerdeyim!
Ici!
İçerdeyim. Güzel.
- Je suis dedans.
İçerdeyim.
M'y voila.
- İçerdeyim!
- lci!
İçerdeyim, İstediğim her yere gidebilirim.
Une fois dedans, je vais où je veux.
İçerdeyim.
Je suis à l'intérieur.
- İçerdeyim.
- J'y suis.
İçerdeyim.
J'y suis.
- İçerdeyim!
- Ça y est.
- İçerdeyim!
- Je suis là!
İçerdeyim!
Priorité!
- İçerdeyim.
Je suis dans la place.
İçerdeyim. Ajan Bristow, babası Jack Bristow'la birlikte çalışan gizli bir ajandır. O da CIA'de çift taraflı ajandır.
Bristow fait équipe avec son père, également agent double de la CIA.
İçerdeyim.
Je suis entrée.
İçerdeyim. - İyi kız.
- C'est une grande fille.