Iğrenç kokuyor traduction Français
219 traduction parallèle
Hem de iğrenç kokuyor. Bir şey yapamaz mısınız?
Mon enfant a eu une éruption provoquée par cette eau...
- Burası ne kadar iğrenç kokuyor böyle.
- Ça pue ici.
Burası iğrenç kokuyor.
Oh, ça pue ici...
Rahiplerin açtığı kuşların içi yeşil ve iğrenç kokuyor.
Entrailles d'oiseaux, vert et ça pue!
Bu şey insanı kusturacak kadar iğrenç kokuyor.
Ça donne envie de gerber.
Burası iğrenç kokuyor, hiç burayı temizlemez misin sen Swales?
Ca pue ici! Vous ne nettoyez jamais, Swales?
- Oh, Allah'ım, iğrenç kokuyor. - Evet.
- Mon Dieu, quelle odeur!
- Burası iğrenç kokuyor.
- Ça pue la rage.
Hanımefendi, Burası iğrenç kokuyor.
Madame, ça pue ici.
Burası iğrenç kokuyor, adamım.
Ça pue lâ-dedans.
iğrenç kokuyor.
Ca pue.
Burası iğrenç kokuyor.
Bon Dieu, ça pue, ici!
Çok iğrenç kokuyor!
Ça pue!
Burası iğrenç kokuyor.
Ça pue ici.
Christ, burası iğrenç kokuyor...
Vraiment... En plus, ça pue ici.
Burası iğrenç kokuyor.
Nom d'un chien, ça pue par ici!
Ve iğrenç kokuyor.
Ça pue.
Burada bir şey iğrenç kokuyor.
Quelque chose pue ici.
Bu bok iğrenç kokuyor.
Ce truc empeste.
Onu sakın odanda saklama, iğrenç kokuyor!
Garde pas ça dans ta chambre, ça pue! [ll claque la porte.]
Yani araba iğrenç kokuyor.
La voiture pue.
Kabul, araba iğrenç kokuyor!
Je l'admets.
Öpme. Nefesim iğrenç kokuyor.
M'embrasse pas, j'ai une haleine de putois
Leş gibi, terli ve iğrenç kokuyor.
II est sale, dégueu et puant, vieux.
Reggie, nefesin iğrenç kokuyor, millet, osurmanı bekliyor.
Tu pues tellement de la gueule qu'on a hâte que tu pètes.
- Bok götlü tavşan iğrenç kokuyor!
- Ce lapin merdeux pue!
Oh, bu iğrenç kokuyor.
Oh, mec, ça pue.
- Bence kedin iğrenç kokuyor ve çok çirkin!
Essaie, et je t'éclate la face.
hala iğrenç tütsü kokuyor...
Ça pue encore l'encens...
İğrenç kokuyor!
C'est pas le pied! Ça pue!
Bırak beni Allah'ın cezası, iğrenç de kokuyor!
Tu pues!
İğrenç fıçı kokuyor.
Il sent le tonneau.
Hava en iğrenç şekilde kokuyor kırk bin yılın dehşeti ve her mezardan çıkan ürkünç hortlaklar sizi kıyamete mühürlemek için geliyorlar.
Une odeur fétide flotte dans l'air. La peur de 40000 ans et les goules de chaque tombe... s'approchent pour sceller ton sort.
İğrenç kokuyor, şikayet etmek gerekir.
Il faudra les engueuler.
- İğrenç kokuyor!
- Vous n'avez pas juste mauvaise haleine?
Burası Kusmuk Kent olmuş! İğrenç kokuyor!
Sherman, c'est toi qui a fait ça?
İğrenç kokuyor..
L'odeur est épouvantable.
İğrenç kokuyor.
Qu'est-ce que ça pue!
Ve Harold Barkworthy'nin "İğrenç Kokuyor" adlı filminde rol alan iki aktör
Après, deux acteurs de la pièce "Stench" de Barkworthy.
İğrenç kokuyor!
Ca pue!
İğrenç kokuyor!
Ça puir!
İğrenç kokuyor.
Ça puir!
İğrenç kokuyor.
C'est dégueulasse.
İğrenç kokuyor, kesin sen osurdun.
C'est pas moi. C'est toi.
Evet, gürültücü ve iğrenç ve kötü kokuyor, ama deli olduğunu hiç bilmiyordum.
Je le savais ignoble... et cochon, mais j'avais aucune idée qu'il était fou.
İğrenç kokuyor.
Ça schlingue!
Bana temizlik malzemesi getirsene. İğrenç kokuyor.
Ca sent le poisson, les frites et la guacamole.
Odadaki her şey çam ağacı gibi kokuyor ve çok iğrenç.
Tout sent le pin. C'est dégoûtant.
İğrenç kokuyor!
Ça pue!
İğrenç kokuyor burası. İkizler.
Ça empeste!
Spreylememiz lazım burayı. İğrenç kokuyor burası.
- Envoyez le désodorisant.