Işe koyul traduction Français
272 traduction parallèle
Durma, işe koyul Mac, sanırım onu çok istiyorsun.
Bien Mac, vas-y, j'imagine que tu la désires passionnément 256 00 : 47 : 49,460 - - 00 : 47 : 55,490 Je me retire, je te la laisse, vieux pote.
- O halde işe koyul.
- Oui.
Ne duruyorsun, kıl kuyruk, işe koyul. Sen de al bakalım.
Allez, mets-toi aux fourneaux.
Sen oradaki, işe koyul.
Qu'est-ce que vous faites?
Ayağa kalk da işe koyul!
Allez, lève-toi et mets-toi au travail!
Sen, işe koyul artık. Şu reçetenin numarasını al ve eczacıyı bir ziyaret et.
L'ordonnance, le pharmacien.
Sen de işe koyul. Parti elbisemi hazırla.
Décidez pour la robe de gala.
Haydi bakalım, işe koyul!
- Allez. - Un peu de courage!
Hadi, keş şunu da işe koyul, ha?
Allez, il faut se mettre au travail.
Şaklabanlığı kesip işe koyul!
Bosse, au lieu de faire de l'esprit!
O halde git ve işe koyul.
Alors, au travail.
Solly, işe koyul!
Solly, au boulot!
Neyse, hemen işe koyul da beni bu pire yuvasından kurtar.
Alors, sors-moi vite de ce piège à rats.
Arkadaşlarına, bunu senin için yaptığımı söyle. Ve işe koyul.
Dis à tes amis tout ce que je fais pour toi!
- Haydi, Junior, işe koyul.
- Allez, Junior, attaque!
Benim morga uğramam gerekiyor. Sen işe koyul.
Je vais à la morgue, continue tes recherches.
Giyin, iyi bir kahvaltı et ve hemen işe koyul.
Habille-toi, déjeune et lance-toi.
Kaldırıma git ve işe koyul.
T'attends quoi, alors? En piste!
Hemen işe koyul.
Mettez-vous au travail.
Sen işe koyul. Ben arkandayım.
Cherche-leur querelle!
Şimdi işe koyul.
Vas-y.
Al, bir şey al, işe koyul. Hayır, dur. Tişörtünü al.
Allez, au boulot. va mettre ton t-shirt.
Haydi bakalım, işe koyul!
- Allez, hop.
- Şimdi işe koyul, ara onu.
- Appelle-le. - Mais tu lui parles.
Şimdi işe koyul ve Moe'yu bul.
Va chercher Moe.
Kalk ve işe koyul.
Fais ton travail
"İşe koyul!"
"Au travail!"
- İşe koyul, midesini bir yıka. - Bir doktor çağıracağım.
Faites lui un lavage d'estomac J'appelle un médecin
- İşe koyul. - Özel yetkim olmadan yapamam.
Au boulot Pas sans ordre du médecin
Hemen işe koyul.
Rentrez.
İşe koyul.
- Allez-y.
- İşe koyul bakalım Sparks.
Allez... Prêt, Sparks?
Ne bekliyorsun? İşe koyul.
Qu'est-ce que vous attendez?
İşe koyul, Emmerich. Ve unutma, yerde ölü arkadaşının yanında yatıyor olabilirdin.
Faites vite... et songez que vous auriez pu y laisser votre peau.
Haydi, işe koyul.
Au turf!
İşe koyul.
- Très bien, allez-y, alors.
İşe koyul.
Au travail.
İşe koyul.
allez, au travail.
İşe koyul.
A ce soir, compris?
İşe koyul, Briggs.
Au travail.
- İşe koyul derim.
- Oui. - Eh bien, allez-y.
- İşe koyul!
- Vas-y!
İşe koyul, Scotty.
Vite, Scotty.
İşe koyul.
Va là-bas, maintenant.
– Hadi bakalım. İşe koyul.
– Allons, secoue-toi!
Çişin varsa donuna yap! İşe koyul şimdi.
Si t'as envie de pisser, fais dans ton froc!
İşe koyul o zaman.
Je vous laisse travailler, maintenant.
Hadi, git, işe koyul.
Allez, au travail.
En iyisi işe koyul, Quayle.
- Mettez-vous-y donc, Quayle.
- İşe koyul artık.
- Arrose. - Oui.
İşe koyul.
Prends le fric!