Kacma traduction Français
1,672 traduction parallèle
Biliyor musun, Bu uygunsuz kaçma olayı bana babamın eve bir piliç attığı zamanı hatırlattı.
Ce sentiment d'inconfort me rappelle la fois où mon père a ramené cette fille chez nous.
Kaçma umudunuz yok.
Vous n'avez aucun moyen de vous échapper.
Yani, şu vurup kaçma mevzusu.
Enfin, ça et l'accident.
Şimdi sakın kaçma, benim küçük şans tılsımım.
Ne bouge pas de la, je repasse te prendre tout à l'heure, mon petit porte-bonheur.
Burada vakit harcadıkça, Bauer'in çemberden kaçma şansı artıyor.
On est en train de faciliter la tâche à Bauer.
Avcıların avını nasıl takip ettiklerini gösteren doğrusal olmayan kaçma-kovalama denklemini kullanarak.
En utilisant des équations poursuite-évasion non linéaires. Qui montrent comment les prédateurs poursuivent leurs proies.
Üçüncü nişancının rotası hiçbir kaçma-kovalama denklemiyle örtüşmüyor.
La route du tireur n ° 3 ne correspond pas à un résultat prévisible de poursuite / évasion.
Ve kaçma ya da kalma seçeneği verildiğinde kaçmalısın.
Et si je dois choisir entre fuir ou rester... Une personne saine d'esprit qui tient à sa carrière, qui a travaillé dur pour la réussir, une personne qui a de la dignité fuirait. Tu devrais fuir.
İşte kaçma fırsatımız.
Voilà notre chance. On va s'évader.
Jordan'ın sabah nefes kokusundan kaçma şansım yüzünden mi, elbette. Viski.
l'occasion d'échapper à l'haleine de dragon de Jordan.
Siz hep diyorsunuz ki ; "Yalan söyleme, kaçma, aldatma, çalma" falan filan.
Ouais, comme vous dites tous... ne mentez pas, ne faites pas de conneries, ne trichez pas, ne volez pas.
Peki, şey... Eğer Thor kaçırırsa, top bizi vurmadan kaçma şansımız var mı?
Dis-moi, si Thor rate son coup, on peut survivre au tir du canon?
Son yarım saat içerisinde hiç "çarpıp-kaçma" hadisesi bildirilmiş mi, baksana?
Peux-tu vérifier si on n'a rien signalé depuis une heure?
Tutuklanmadan kaçma kısmına dönsek? - Kesinlikle olmaz.
- Peut-on en revenir à ma fuite?
Bundan kaçma.
Ne fuis pas.
Kaçma zamanı!
* * * ( * * * run )!
Evet, vurup kaçma olayında kullanılmış olabilir.
Oui, elle a peut-être servi à un délit de fuite.
Vurup kaçma olayının yaşandığı yerde olduğunu gösteren delillerimiz var.
Des preuves nous indiquent que vous étiez sur la scène d'un délit de fuite.
Vurup kaçma olayı burada oldu.
Le délit de fuite a eu lieu ici.
Yani onu, Steve'in kaçma fotoğraflarını almak için izliyordun.
Vous le suiviez donc pour avoir des photos de lui en train de courir.
Affedersin. Kaçma girişimime seni de karıştırdığım için affedersin.
Je suis... désolé désolé de vous avoir impliqué dans ma tentative de fuite.
Polise göre, saat 2 civarında bir çarpıp-kaçma olayı olmuş.
Selon la police, il y a eu un chauffeur en délit de fuite à 2 h du matin.
Çarpıp kaçma mı?
Un délit de fuite?
- Özür dilerim, kaçma riskin var.
- Désolée, mais tu risquais de partir. - Abby!
Kaçma taraftarı olmadığını biliyorum.
Tu sais, pour ce que ça vaut, je ne pense pas que tu sois un dégonflé.
Işınlanma... Zamanı durdurma... Hapisten kaçma...
Se téléporte, arrête le temps, s'échappe de prison, attaque les intérêts de la nation.
Ondan önce ufak uyuşturucu suçları ve okuldan kaçma sorunları olmuş.
Avant ça, elle a eu quelques infractions mineures pour drogue, et quelques problèmes d'absentéisme.
"İnanıyorum ki, içinizden biri kaçma fırsatını kullanmaya çalışabilir."
Je crois que l'un de vous pourrait en profiter pour partir.
Kaçma gel buraya diyorum!
Pars d'ici, j'ai dit pars d'ici!
Dur kaçma, Perry!
Police! Arrête de courir, Perry!
Başlangıçta, Ben Wilson, Sara'nın kaçırılmasında bir şüpheliydi. Fakat, son kanıtlara göre adam öldürme, kaçma, adaleti engelleme gibi Wilson'a yüklenen suçlamalar düşürüldü.
Ben Wilson était à l'origine un suspect dans l'enlèvement de Sara, mais à la lumière de preuves récentes, les charges contre Wilson ont été réduites à s'être enfui de la scène du crime et à avoir fait obstruction à la justice.
Charles'ın dediğine göre hapisten kaçma olayından şüpheleniyormuşsun.
Oh, Charles disait que tu suspectais une éventuelle évasion organisée.
Sırf kaçma alıştırması yapmak için arabamı nehre sürmüştüm.
J'ai plongé une voiture de location dans l'Hudson, juste pour m'exercer à la fuite. Et ce n'est pas un discours en public.
Kaçma riski mi var diyorsun?
Qu'est-ce que tu en penses? Il va s'échapper?
Ve kötü ekonomik durumunu nedeniyle, kaçma girişiminde bulunması...
Tribunal de Greeley, Kansas Ses moyens financiers étant limités, il n'ira pas loin.
Akıntı yeniden güçlenmeye başlıyor. Kaçma vakti geldi.
Dès que le courant commence sa remontée, les canards retournent à la surface.
Böcek bir kez kondu mu, ibriğin yapışkan yüzeyi kaçma olasılığını büyük ölçüde yok eder.
Une fois l'insecte à bord, les côtés cirés des sarracénies piègent leur proie.
Hareketleri hızlandırıldığında bu avcının yılan yıldızına düşkünlüğüyle yılan yıldızlarının ondan kaçma becerisinin birbiriyle yarışır nitelikte olduğu görülebilir.
Quand tout s'accélère, il devient évident que l'amour du prédateur pour l'ophiure est presque égale à la capacité de cette dernière de se sauver.
Benden kaçma.
Ne t'enfuis pas.
Çarpıp-kaçma dedikleri bu olsa gerek.
Alors c'est ça, un délit de fuite...
Bu, benim eve getirdiğim o korkunç şeyden kaçma yerleri.
C'est leur échappatoire... de cette horrible chose que j'ai amenée dans la maison. "Amenée"?
Hey, benden kaçma!
Ne t'en va pas comme ça!
Sanırım George Moore bu vurup kaçma olayını organize etti.
Je pense... Que George Moore a organisé ce délit de fuite.
Kaçma riski yok Sayın Yargıç
Pas de risque d'évasion par avion votre honneur.
Yaşlılar jimnastiğinden kaçma şansını mı kaçırsaydım?
Et laisser passer la chance d'échapper à la gym pour personnes âgées?
Kaçma!
Hé! Recule!
Benden kaçma, James.
Ne me disparait pas sous le nez James.
Benden kaçma, James.
Ne disparais pas, James.
Benden kaçma!
Je t'interdis de partir!
Bana, bir adamımı bırakıp kaçma mı söylüyorsun?
Escadron 3, les médias, escadron 6, le port!
Bir daha kamyonu gördüğünde kaçma.
Faut pas te sauver quand tu vois le camion.