English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kalacaksin

Kalacaksin traduction Français

45 traduction parallèle
Truvalilarin ölüm sebebinin hesabini vermek zorunda kalacaksin.
Tu seras cause de bien des morts.
Bizimlr kalacaksin!
Qu'est-ce que vous imaginez? Vous restez ici!
- Sen bir süre daha burada kalacaksin.
- Non, vous resterez ici pour l'instant.
Cerrahi bölümde kalacaksin.
Vous resterez au service chirurgie.
Ben olmazsam bu dunyada nasil sag kalacaksin?
Comment vas-tu survivre dans ce monde sans moi?
Gerçek dünyaya girdiginde minnettar kalacaksin.
Quand tu seras dans le vrai monde, tu l'apprécieras.
Anne, bunun 3 yolla olmasini istiyorsan, ses tonunu degistirmek zorunda kalacaksin.
Maman, si tu veux que ce ménage à 3 réussisse, tu devras changer de ton.
Yakında Aditi de gidecek. Evde yalnız kalacaksin.
Mon enfant, Aditi va partir.
Bill, her zaman dostum olarak kalacaksin.
Bill, tu es, et tu resteras mon ami. Mais je viens juste de signer un bail de 6 mois pour mon appartement.
Bunun ödemek zorunda kalacaksin!
Tu devras souffrir pour cela!
Sage Flower motelinde kalacaksin.
Va au motel Sage Flower.
Benimle kalacaksin, küçük kardesim.
Tu restes avec moi, p tit frère.
Onlarla tekrar yüzlesmek zorunda kalacaksin.
Il faudra les affronter à nouveau.
Bu sekilde Laura ile özgür kalacaksin.
Ainsi, tu es libre d'être avec Laura.
Sonda yapilirken büyük bir ihtimalle susuz kalacaksin.
Il y a un risque de déshydratation.
Bir gün torun görmek istiyorsan lanet botlarini yakmak zorunda kalacaksin.
Si tu veux des petits-enfants, il te faudra brûler ces fichues bottes.
Hayatin boyunca burada mi kalacaksin?
Tu vas rester ici toute ta vie?
Burada kalacaksin.
Voilà où vous habiterez.
O evlilik yüzügünü bir ara açiklamak zorunda kalacaksin.
Tu vas devoir expliquer la bague de fiançailles à un moment ou un autre.
Sevgi hicbirzaman acilarla olculmez, Ne olursa olsun sen hep kalbimde kalacaksin.
Ne mesurons pas l'amour à l'aune de la souffrance. Quoi qu'il arrive, tu seras à jamais dans mon cœur.
Henry, okula geç kalacaksin.
Henry, tu vas être en retard pour l'école.
Böyle oldugun sürece her zaman gerçek bir çocuk olarak kalacaksin.
Tant que tu le resteras, tu garderas cette apparence.
- Bu konakta kalacaksin.
Dans cette villa.
Bir süre May Yengen ve Ben Amcanla kalacaksin.
Tu vas rester un peu avec tante May et oncle Ben.
Bir sürü seyle ugrasmak zorunda kalacaksin, yani tamamen emin olsan iyi olur.
Il y aura beaucoup de retombées, alors tu ferais mieux d'être sûre de ta décision.
Harvey, bana sinirli oldugunu anliyorum ama eninde sonunda beni affetmek zorunda kalacaksin?
Harvey, je comprend que tu sois en colère contre moi, mais au final, il faudra bien que tu me pardonnes.
Ve bu cizgiyi bulmak zorunda kalacaksin cunku kimse kiskanc olan bir kizi sevmez.
Et tu vas devoir trouver la différence car personne n'aime les jalouses.
Sen her zaman bir tanem oldun ve hep öyle kalacaksin.
Tu étais ma chérie, tu le seras toujours.
Caitlin, bu gece evde kalacaksin degil mi?
Caitlin, tu vas rester à la maison ce soir?
Bizimle geri dönecek misin yoksa insanlarinla burada mi kalacaksin?
Tu veux venir avec nous ou rester ici avec... ton peuple?
- Peki kaybedersen hapiste ne kadar kalacaksin?
Et, combien de temps tu va rester en prison si, euh, si tu perds? Cinq ans.
- Nerede kalacaksin mesela?
Trouver un toit.
Korkarim bu dogumu kacirmak zorunda kalacaksin.
Malheureusement, vous devrez manquer l'accouchement.
Hadi, geç kalacaksin.
Allez, tu vas être en retard.
"Bir kez uyandiginda, sonsuza dek uyanik kalacaksin."
"Et une fois que vous êtes réveillé, vous resterez réveillé éternellement."
Yalniz kalacaksin.
Tu vas devoir te débrouiller tout seul.
Yalniz kalacaksin.
Elijah ne veut même pas poser les yeux sur toi. Tu seras seul.
Bir sonraki hatanda hiçbir inceleme olmadan Quantico'daki egitiminin sonlandirilmasiyla karsi karsiya kalacaksin. Ne için?
Votre prochaine erreur... et vous serez ejecté de votre stage à Quantico sans avis.
Biraz sersemletebilir ancak uyanik kalacaksin.
Vous vous sentirez un peu assoupi mais vous resterez éveillé.
Simd yap, yoksa sonsuza kadar Mikaelsonlarin kölesi olarak kalacaksin.
Fais le maintenant, ou soit pour toujours un servant des Mikaelsons.
Ne kadar kalacaksïn?
Vous restez combien de temps?
Sen ne kadar kalacaksïn?
Vous restez combien de temps?
Ben zayîflayabilirim, ama sen hep çirkin kalacaksîn!
Je peux faire un régime mais toi, tu seras toujours moche!
Ise geç kalacaksin.
Tu vas être en retard.
- Burada ne kadar kalacaksin?
Combien de temps vas-tu rester ici?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]