English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Katï

Katï traduction Français

277 traduction parallèle
Dalïs-bombalama pilotlarïna eski moda katï bir yakalïk verin.
Mettez un col ancien rigide à chacun de vos pilotes.
"Yüksek, sïkï, eski moda, katï bir yaka."
"Un col ancien haut et rigide."
Bay Halton, bu işe kati olarak nokta koymak konusunda ısrar ediyorum.
Mettons les choses au point, une fois pour toutes.
Ama kati konusmadiniz.
Vous n'avez pas l'air très sûr.
Kati yumurta sevmedigim gibi insanlari bekletmeyi de sevmem.
Ma vilaine habitude : les oeufs durs.
Madem kati yumurta sevmiyorsunuz, o halde kabuklarina da basmayin.
Ne trébuchez pas sur les coquilles en sortant.
Ben mukayeseli değil kati sonuçlar peşindeyim.
Je ne cherche aucun résultat comparatif.
Kati olmak gerekirse, hikâyemiz 4 Mart 1944'te başladı.
Pour être exact, notre histoire débute le 4 Mars 1944.
Ben nereden bileyim? Belki Kati ya da Nena ile birlikteydi.
Il a dû coucher chez Kati ou Nena.
Hatırlayın, kati bir şekilde centilmenlerin centilmeni olarak yetiştirildiniz.
On vous a formé pour servir un gentleman.
Ama üç milyar elektron volttan kurtulacak kadar yoğun olan bir organizmanın kati nükleer maddeden yapılmış olması şart.
C'est la verite... mais un organisme qui a survecu a trois milliards d'electron-volts... doit etre compose d'une solide structure nucleaire.
Karşılığında o makine gezegendeki herhangi bir noktaya anında kati madde gönderebilir.
Dans quel but? En retour, la machine devait creer instantanement toute matiere... et ils pouvaient en imaginer la texture, l'emplacement ou la couleur... a n'importe quelles fins, Morbius!
Derken bir seri kati kontrol başladı.
Ils m'ont fait une série d'examens intensifs.
- Kati kararınız nedir?
Vous n'irez pas à son dîner?
Baskerville Konağı'ndaki ilk günüme içelim ve kati inancıma bu aile laneti denen şey efsaneden başka bir şey değildir ve Cehennem Köpeği gece bu çalılığa bir daha asla korku getirmeyecek.
Buvons à ma premiére journée au domaine et à ma conviction que la malédiction n'est qu'une légende, et que le chien de l'Enfer n'effraiera jamais plus ceux qui traversent la lande la nuit.
Kati gizlilik içinde olacağız.
Nous serons bien isolés.
Bakın bu kategoriler oldukça kati.
Ces catégories sont très spécifiques.
Xavier, mahkemeye tutuklanmana neden olan kati saldırının açıklamasını yapacak mısın?
Xavier, pouvez-vous expliquer en détail à ce tribunal le délit qui a conduit à votre arrestation?
Kati sasirmisim.
- Je me suis trompé d'étage.
Richard ve sen sanki benimle konuşur gibiydiniz. Sanki bana buradan kesin olarak ayrılamayacağımı söylüyordunuz ve günün birinde kati dönüş yapacaktım. Vahşi hayvanlara kavuşacaktın.
C'était comme si vous me parliez, Richard et toi, comme si vous me disiez que je pouvais pas partir pour de bon et qu'un jour ou l'autre, je reviendrais pour toujours.
Bir süreliğine hiç ses çıkarmayalım ve buradan nasıl gideceğimizin bir ifadesi olan kati bir iradî hareketle, üstün bir çaba sarf edelim.
Taisons-nous un instant. Faisons un effort suprême, une action énergique, dans le but de sortir d'ici, - de réaliser...
Ebedi hayatta yeniden canlanacağımızın kati inancıyla, sana yalvarıyoruz merhameti sonsuz Tanrım.
Nous croyons à la résurrection et à la vie éternelle. Seigneur, dans ta miséricorde, exauce nos prières et accueille l'âme de ta fidèle.
Kati sadelik.
La simplicité à l'état pur.
Kati.
Kati.
Bu şeref bize çok pahalıya mâl oldu. Ülkemizi denetleyecek, kontrol altına almaya çalışacak her girişimi kati surette reddediyoruz.
... nous refusons tout essaie de fisSalité, tout essaie d'inspecter notre pays
Bu durum benim üstün sağduyuma ters düşmekte. Fakat bu konudaki isteğini, o kadar kati ve nazik bir dille anlattı ki hayır diyemedim.
Mon jugement s'y opposait, mais elle a formulé son souhait... avec tant de grâce et de fermeté que je ne puis m'y opposer.
Kati bu, Stiller.
C'est Stiller, l'assassin.
BİRİNCİ KAT-ŞİKAYETLER ASMA KAT KATI MEFRUŞAT
MEUBLES SUPER DURS 2e ÉTAGE :
Kati suretle... annemi görmesine... veya ayrılmadan önce evde olay yaratmasına meydan verilmesin.
En aucun cas... elle n'est autorisée à voir ma mère... ou à perturber la maison avant son départ.
Ama ona söyleyeceğim But I'm going to tell him kati olarak sonunda kendi hayatımı yaşadığımı.
Surtout moi. Mais je vais lui dire que j'ai finalement pris mon indépendance et définitivement.
Onları tüm gün dizginlere bağlamamıza izin veriyorlar, kati bir alçakgönüllülükle.
Ils se laissent mener par le bout du nez à longueur de journée, en toute humilité.
Çok kati, değil mi?
Pour de bon?
Kati demez misin sen? Bence acayip kati birşey.
Ça a l'air d'être pour de bon.
OFİS KATI
BUREAUX
Elektron yörüngelerinin boyutları kati biçimde sınırlı ve atomun her bir elementi için farklıdır.
Les tailles des orbites des électrons sont strictement limitées, et diffèrent selon les atomes de chaque élément.
Fakat, her şeye rağmen en yakın komşumuz Dünya benzeri bir gezegenin muhtemel kaderiyle ilgili kati bir uyarıdır.
Mais notre voisine nous rappelle durement... le destin possible d'un monde comme la Terre.
Efendim, size bu konuda kati emirler vermiştim.
Je vous avais formellement interdit de le faire.
Savaşa karşı katî çözümlerinizi öğrenmek istiyorum.
Je voudrais savoir ce que nous allons faire concrètement contre la guerre.
KATI YAKIT
VIDE-ORDURES POUR CARBURANT
Tam olarak 26 dakika kaldı. Artık gittiği tatilde kati olarak kalabilir. Piç.
Exactement 26 mn ou il peut rester en vacances en permanence.
Bayan Stoner, her hususta benim tavsiyelerimi kati şekilde uygulamanız çok önemli.
Mlle Stoner, il est urgent que vous suiviez mes conseils à la lettre.
Kati olarak seni siliyorum.
Je t'ai effacée une fois pour toutes.
Dinlemekte olan her varlığa, adaletin... kanunlar çok kati oldukça mümkün olmayacağını söylüyorum.
Le phaseur...
Gördügün gibi... Yasim seninkinin iki kati ama anilarimiz ayni olacak.
Vous voyez... j'ai le double de votre âge... nos souvenirs sont les mêmes.
Ama, gösterinin tam bir zafer olduğuna inanmam için başka kati sebeplerim de var.
Mais j'ai de bonnes raisons de penser que ce show est un véritable triomphe.
Oturma odasindaki manzara ve iki kati büyüklükte.
Lit double, avec la même vue que dans le salon.
Yeni kıtaya uzanan en emin rota, kati bir şekilde saptanmış olup güneybatı üzerinden batıdaki Santa Domingo'ya uzanan 3.750 km.lik bir hattır.
La voie la plus sûre vers ce continent... est fermement établie : ouest quart sud-ouest sur 750 lieues... jusqu'à Saint-Domingue.
Krabappel, Kalmak isterdim ama bu üniforma kati sorumluluklar taşıyor.
Mme Krabappel, j'aimerais rester mais j'ai des responsabilités.
Kralın kati emri var...
Les ordres du roi...
Kati bir kişiliği var.
Il a du caractère.
Pressman'ın satanik ölümündeki bıçağın buradaki bebek bakıcısının ölümünde de kullanıldığını kati surette ispat etmiştik. Cinayetleri Martin mi işlemiş?
Il a été établi que c'est le même couteau qui a été utilisé pour le meurtre satanique et celui de la fille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]