Kazaklar traduction Français
251 traduction parallèle
KAZAKLAR!
Les cosaques.
Biz Kazaklar yalnızlıktan ilham alırız.
Mais il pensait l'île inhabitée Nous autres cosaques trouvons l'inspiration dans la solitude
Kazaklar, yardım edin! Büyük Frederick'i öldürüyorlar!
Toutefois, j'aimerais, si possible, un peu plus...
Etekler, yelekler, gömlekler, kazaklar getirdim sizlere...
Couffins, langes, layette, tout pour le nourrisson.
- Kazaklar geldi!
Tiens, v Ià les cosaques.
Kazakları çıkarın yoksa yanacağız.
- Il fait chaud ici! On va cuire! Enlevez vos chandails!
General, emri altındaki Kazakları gönderir Kazaklar saldırır ve onu kaçırırlar.
Le général envoie ses cosaques. Les cosaques attaquent. Ils l'enlèvent au galop.
Kazaklar saldırdığında...
Les cosaques ont donné l'assaut,
Volga teknecileri, Kazaklar,..
Les canotiers de la Volga.
Tuz madenlerinde kölelik yapar, karda yalın ayak o ağır torbaları taşır. Kazakların sıcak nefesinden başka onu hiçbir şey ısıtamaz.
Si, par dessus le marché, ils découvrent qu'il est marié... à un parasite, fille d'un capitaliste américain... il en aura pour 20 ans... d'esclavage dans les mines de sel, à traîner ces sacs... pieds nus dans la neige, sans rien pour le réchauffer... à part la respiration des Cosaques.
Kazaklar, alanı temizleyin.
Cosaques, dégagez la place!
Ve özellikle, Holstein Alayını ona hizmete çağırdı, Rus Ordusu'nun nasıl olduğunu biliyorum, özellikle de Kazakları, Almanlar'dan nefret ederler.
Mais surtout, avoir appelé à son service 82 00 : 11 : 19,800 - - 00 : 11 : 21,711 le régiment de l'Holstein, sachant a quel point l'armée russe, et surtout les Cosaques, haïssent les Allemands.
Kazaklar'a sürpriz yapacaklar.
Il surprendra les Cosaques par derrière.
Kazaklar'ın aceleyle geri çekilme dışında.. .. başka bir seçeneği olmayacak.
Aux Cosaques ne restera d'autre solution qu'une retraite précipitée.
Holstein Alayı, sizin, General, hızla ileriye taşınmış olacaktır. Kazaklar'a kanat tarafından saldıracaksınız. Şaşıracaklar, geriden müdahale edemeyecekler..
Le régiment du Holstein, commande par vous, général, avancera avec rapidité pour attaquer de cote les Cosaques, qui, surpris, vont céder sur toute la formation et se replier au-delà du fleuve.
Yarından itibaren başlıyoruz, bütün Alaylar, Kazaklar dahil, bu üniformayı giyecek, Holstein gibi.
Pour commencer, des demain, tous les régiments, Cosaques y compris, porteront cet uniforme, celui de l'Holstein.
General, Kazaklar ayaklandı.
Général, les Cosaques se sont mutines.
Kazaklar sizi tahttan indirdi.
Les Cosaques vous ont détrôné.
Kazakları yumuşak yapıyorlar artık.
C'est qu'on leur donne de belles liquettes!
- Kazaklar vardır.
Lls ont des cosaques.
Kazaklar!
Les cosaques!
Kazaklar geliyor!
Les cosaques arrivent!
O sadece erkek kazakları giyer.
Elle ne porte que des pulls pour homme.
İşte Alman kazakları, iç çamaşırları.
Tiens, des vêtements allemands!
Kazaklar, Uralsk'ta Bolşeviklerle savaşıyor! General Denikin Donets Basin'e doğru ilerliyor!
Le Général Denikine talonne les Rouges dans le Donetz.
Robert Burns, kaşmir kazakları, Loch Ness canavarı.
Robert Burns, le cachemire, le monstre du Loch Ness.
Kazaklar!
Cosaques!
Kazakların atları Seine nehrinde su içiyor.
Les Cosaques abreuvent leurs chevaux au bord de la Seine.
Nefis memeleri vardı ve hep angora kazaklar giyerdi.
Des lolos superbes sous des chandails en angora.
Bir keresinde bir takım Kazaklar bana ıslık çalmıştı.
Une fois, des Cosaques m'ont sifflé.
Kazaklar tarafından tecavüze uğramakla çok meşgul olurdu hep...
Trop occupée à se faire violer par les Russes.
Şu ağaçlara Kazakların kokusu sinmiş.
Ça empeste le cosaque par ici...
Kazaklar, Argunsk civarında.
Près d'Argounsk...
Kazaklar, hepsinin üstüne alkol sıkıp ateşe vermiş.
Il gelait à pierre fendre. Ils les ont arrosés d'alcool.
Havalar hala sıcak, bence kazaklarını almana gerek yok.
Il fait encore bon, inutile d'emmener tes pulls.
Kesinlikle, onları federalist Kazakların eritilmiş kılıçlarından yaptılar.
Bien sûr, ils fondaient les sabres des armées fédérales.
Onlara rondoyla minik salatalar yapardı ve Rego Park'taki hayvan mağazasından minicik kazaklar alırdı.
Il leur faisait des petites salades au mixeur. Et il leur achetait des paletots minuscules dans une boutique de Rego Park.
Hatta daha yeni, kazaklar ve ceketler aldık.
On allait déjeuner. Qu'est-ce que votre mère vous fait manger?
Güve yeniği kazaklar ve yün pantolonlar giyerim.
Je porte des chandails mités et des pantalons de laine.
Kazaklarını Sketchley'e götürmemi gerektiriyor.
De porter ses pulls au pressing.
Kazaklar!
Des pulls.
Kazaklar boynumu çok kalın gösteriyor.
Les pulls me grossissent le cou.
Kız arkadaşım hala kazaklarının neden sürekli bollaştığını bilmiyor.
Mon amie ignore toujours pourquoi ses pulls sont détendus.
Demek kazaklarım buradaymış.
Voilà où était passé mon pull.
Evet, öyle, ama Orsan Welles angora kazaklar giymiyordu, değil mi?
Welles ne mettait pas de pulls en angora.
Külotlar, sutyenler, kazaklar, elbiseler. Bu yaptığım bir şey.
Sous-vêtements, chandails, talons aiguilles...
Fakat itiraf etmeliyim ki muhteşem kazaklar yapıyorlar.
Mais ils font de magnifiques vêtements.
Paltolarınızı, kazaklarınızı, pantolonlarınızı ve gömleklerinizi yatak odasına koyun.
Mettez vos vestes, pulls et pantalons dans la chambre.
Nicole'a, Lydia'nın kazaklarından birini verdiğin... ve kaza olduğunda, üstünde o kazağın olduğu doğru mu?
C'est vrai que tu as donné à Nicole... un des chandails de Lydie? Et qu'elle le portait au moment de l'accident?
Sayıyorum, kazaklar pasta.
Je dirais... Et bien, les pulls et... les gâteaux.
Kazaklar dolaba mı?
Les pulls dans le placard?