English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kaçırmak

Kaçırmak traduction Français

2,473 traduction parallèle
Biz aslında okul faaliyetlerine katılmayız ama ilk dans, Kaiju alarmı ile yapıldığından beri bunu kaçırmak istemedik.
- D'habitude on ne fait pas les activités de l'école, mais vu que c'est le premier bal pendant une alerte Kaiju, on voulait pas manquer ça.
Bunu kaçırmak istemezsin.
Tu vas rater le meilleur.
Fragmanları kaçırmak istemiyorum.
Je ne veux pas rater les bandes-annonces.
Ama oğlunuz kaçırmak yerine başkanın suikastına yardım etmiş. Hayır.
Résultat, votre fils a participé au meurtre du Président!
Adam kaçırmak mı?
Enlèvement?
Hadi, kara ayaklı bir albatros görme şansını kaçırmak istemezsin.
Vous avez pu voir l'albatros à pieds noirs?
Bunu kaçırmak istemezsin!
Ne manquez pas ça!
Şimdi bir de priz bul çünkü şarjım bitiyor ve Owen'ın özür dilemek için aramasını kaçırmak istemiyorum.
Maintenant, trouve une prise, Parce que mon téléphone n'a plus de batterie et je ne veux pas manquer l'appel d'Owen pour s'excuser.
Hazırlansan iyi olur. Otobüsü kaçırmak istemeyiz.
On a intérêt à se dépêcher pour ne pas manquer le bus.
- Jack Black'i kaçırmak, Fozzie!
- De kidnapper Jack Black, Fozzie!
- Ne? Adam kaçırmak için mi?
- À faire quoi, kidnapper les gens?
- Adam kaçırmak için mi?
- À kidnapper les gens?
Özlenmeyecek insanları kaçırmak için nedenimiz var.
On kidnappe des gens qui ne manqueront à personne.
Bunu kaçırmak istemezsiniz.
Vous ne voulez pas manquer ça.
Bunu kaçırmak istemez, ne dersin?
Ne pensez-vous pas qu'il va s'enfuir sur ce coup?
Gösteriyi kaçırmak istemeyiz.
On ne veut pas rater l'encan.
Birşey kaçırmak istemiyorum.
Mais ne t'emballe pas trop. Je ne veux pas rater le meilleur.
Bruno Hauptmann Charles Lindbergh Jr.'ı kaçırmak ve öldürmekten tutuklusun.
Bruno Hauptmann, nous vous arrêtons pour l'enlèvement et le meurtre de Charles Lindbergh Jr.
Ateş, pençe, uçmak bakireleri kaçırmak, altın kelimelerini arattım ve sürekli beni aynı sayfaya yönlendiriyor.
J'ai cherché griffes, voler, voler des vierges et or et ça m'envoie à la même page.
Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.
Je veux rien manquer.
Okulu ekip New York'a gitme şansını neden kaçırmak istiyorsunuz?
C'est une occasion de sécher et d'aller à New York.
İnsanları fidye için kaçırmak doğru bir şey miydi?
Kidnapper des gens, c'est juste?
Parantez içinde, kaçırmak kelimesi eğlenmek manasına geliyor.
Entre parenthèses, le terme "kidnapper" est utilisé pour rire.
Hevesini kaçırmak istemesem de Dion, dışarıda bir yerlerde parayı aldığını bilen bir tanık varken milyon dolarlık bir anlaşma yapmaya soyunmaz.
Écoutez, désolé de vous interrompre. Dion ne va pas transiger un million sachant qu'il y avait un témoin.
Maddy, Takeda'yı elinden kaçırmak üzere. Kızların yerini de hala bilmiyoruz.
Elle va perdre Takeda et on ne sait pas où sont les filles.
Tam olarak planladığımız şekilde olmadığını biliyorum. Ama bunu kaçırmak için inanılmaz aptal olmamız lazım.
Je sais que c'est pas ce qu'on avait prévu, mais je te le dis, on serait trop cons de laisser passer ça.
Bob ve ben haricinde, bir başkasına da yemek pişirme şansım fazla olmuyor şansımı kaçırmak istemedim.
Vous savez, ca n'arrive pas souvent de devoir cuisiner pour plus que Bob et moi, donc... je ne voulais pas me louper.
Kim küçük kardeşini kaçırmak ister?
Pourquoi est-ce quelqu'un voudrait s'en prendre à ta petite soeur?
Çocuk kaçırmak gibi mi?
Kidnapper le bébé?
Üç tane muhteşem ödül. Bunları kaçırmak istemeyeceksiniz.
Trois prix fantastiques à ne pas rater.
Bizi izlemeye devam edin çünkü Savaş Alanını kaçırmak istemezsiniz.
Restez avec nous, car ça risque d'être très chaud.
Bu hafta bize katılın. Çünkü Dans Savaş Alanının yarı finalini kaçırmak istemezsiniz.
À la semaine prochaine, pour la palpitante demi-finale de Battle Zone.
Bunu kaçırmak istemezsiniz.
Ne ratez pas ça.
- Amaç müşterileri çekmek korkutup kaçırmak değil.
Le but est d'apporter clients, pas les effrayer, so- -
- Okul otobüsünü kaçırmak istemeyiz.
On va rater le bus scolaire.
Bunu kaçırmak istemeyeceğini biliyordum.
Je sais qu'elle voudrait pas rater ça.
Ruhları ellerinden kaçırmak istemezler.
Ils détestent perdre des âmes.
Neyin önemli olduğunu gözden kaçırmak çok kolaydır.
C'est facile d'oublier ce qui importe.
- Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.
Je veux rien manquer du tout.
Kaçırmak istemezsin.
Tu voudrais pas les rater.
Bir şey söylemek istemiyordum ama karının doğumunu kaçırmak bir kaç yıl sırt ovmana neden olacak.
Je ne voulais rien dire, mais si vous ratez l'accouchement, elle n'est pas prête de vous le pardonner.
Burada harika bir hayatım var ve bir dakikasını bile kaçırmak istemiyorum.
J'ai une vie parfaite ici et je ne veux rien en manquer.
Tom. Savaşta amaç ne kadar önemli olursa plandaki pürüzleri gözden kaçırmak da o kadar kolay olur.
Tom, en combat, plus l'objectif est important, plus il est facile de négliger les défauts du plan.
Bunu kaçırmak istemezsiniz.
- Il faut le voir.
Üç numaralı neden... Çocuklarım çok hızlı büyüyor ve bunu kaçırmak istemiyorum.
Numéro trois. : je ne veux jamais regretter de ne pas avoir vu mes enfants grandir.
İki aydır görmediğin birisi için bir kaç dakikanı ayırmak, çok mu zor geliyor?
Pour quelqu'un que vous n'avez pas vu depuis deux mois, c'est trop vous demander de me regarder juste une minute?
Kaçırmak üzereyiz. Imran.
Imran!
Bunu kaçırmak istemezsin. Hayır.
Tu fais quoi?
Pharrell, seni bir kaç arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. Yeni keşfim.
Pharrell, je voudrais que tu rencontres mes amis, une nouvelle découverte.
Sizi umutlandırmak istemem ama... kesinlikle son bir kaç günde iyileşme olmuş ve dürüst olmak gerekirse bu gerçekten oldukça beklenmedik hızlı bir dönüşüm.
Je ne veux pas me réjouir trop tôt mais son état s'est beaucoup amélioré. Franchement, c'est inespéré... un vrai revirement.
Fakat bunu kaçırmak istemem.
Je ne voulais pas manquer cette soirée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]