English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kelebekler

Kelebekler traduction Français

326 traduction parallèle
Posta pulları, askeri düğmeler, kelebekler, oh, böcekler, hızlı çekimler, her türden işe yaramaz şeyler.
Timbres-poste, boutons militaires, papillons, insectes, photographies... Toutes ces bêtises!
Ne tuhaf kelebekler böyle. Yani ekmek-kelebekleri demek istiyorsun.
Quels curieux papillons!
Sıradaki parça, beyler. "Kelebekler ve Menekşeler."
Allons, au numéro suivant messieurs : "Papillons et violettes"
Göğsüne yeşil bir ejderha ve omuzlarına da kelebekler.
Un dragon sur le torse, un papillon sur chaque épaule!
Kelebekler hakkında fazla bilgim yok.
Je n'y connais rien.
Ne küçük parmaklar, kelebekler kadar narin.
Elles sont jolies, vos mains, on dirait deux tourterelles. - Qu'est-ce que vous faites dans l'civil?
Bu sabah nehir kıyısında mavi kelebekler gördüm.
Il y avait des papillons bleus, autour de la rivière.
Kelebekler hakkında çok şey bildiğin anlaşılıyor.
- Tu sembles t'y connaître en papillons.
Kelebekler!
Tiens, des papillons!
- Biliyorum, kulaklı kelebekler.
Oui, je sais, un papillon. Mais non.
Kelebekler ölü.
Ils sont morts.
Çatal kuyruklu kelebekler ;... Çatal Kuyruklu Mikado Kelebeği ve Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeğidir. Özellikle güney tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği, Japonya'daki yeni iklime alışmış örnek bir türdür.
Ce papillon... parmi tous les machaons existants, celui de Mikado et celui de Nagasaki, en particulier le machaon de Nagasaki qui provient des zones tropicales australes, est un exemple d'espèce acclimatée au Japon.
Sadece kelebekler ve tavşanlar.
Le papillon et le lapin.
Karnımda kelebekler uçuşsa da tecrübeliymişim gibi davrandım.
J'étais mal à l'aise, mais J'ai agi comme si je l'avais toujours fait.
Kelebekler sahiden çok moda, bayan Martindale.
Les papillons sont vraiment dans le coup, Mlle Martindale.
- O kelebekler toplanmıyor değil mi?
- Il ne collectionnerait pas les papillons?
Kelebekler...
Papillons...
Kelebekler bu delikten çıkıyor.
Regarde, lorsqu'il s'envolera, ce sera un papillon.
Kelebekler hep baharları yaşar ve bahar birlikte güzellikleri de gider
Vous connaissez les papillons? Non. Mais je les aime.
Kelebekler, karanlıktan danseden çiçekli bahçelere, buraya, gelecekler yakında.
LES PAPILLONS, QUI SORTENT DES TENEBRES... POUR ALLER DANSER DANS LE JARDIN FLEURI,
Demek istediğimi anlıyor musun, ağaçlar, kuşlar, kelebekler -
Tu sais ce que je veux dire, les arbres, les oiseaux, les papillons...
- Kelebekler -
- Les papillons...
Kelebekler ve serçeler bana eşlik ederlerdi.
Peuplé de papillons et de moineaux.
# Çiçekler ve kelebekler #
Où il y a des fleurs Et des papillons
Öpücüklerim kelebekler gibi hafiftir, okşayışlarım şeffaf bir göl gibidir.
Mes baisers sont légers comme des éphémères qui caressent, le soir, les grands lacs transparents.
Eğer dünyayı ben yaratsaydım, vaktimi asla kelebekler ve nergislerle harcamazdım.
Si j'étais à sa place, adieu papillons et coucous.
Kelebekler gibi mi?
Comme un papillon.
İşte muhteşem Dominique ve büyüleyici kelebekler!
Et voici maintenant la fabuleuse Dominique et les papillons enchantés!
Kelebekler!
Les papillons!
Kolunu kelebekler mi yedi?
Des papillons vous ont mangé le bras?
Kelebekler çiçekten çiçeğe uçar. Ve üzerinde kalırlar. Nedenini bilmiyorlar.
Un papillon vole vers une fleur... ll reste avec elle... ll ne sait pas pourquoi... mais il le sent...
Kelebekler mi?
- Parpaillouns?
Lazer, sülfürik asit ve kelebekler üzerine deneyler yapıyorum.
Je fais des expériences avec des lasers, de l'acide sulfurique et des papillons.
Pervaneliler ve kelebekler, ışıldayarak ve parıldayarak yeni yuvalarına gidiyorlardı.
Insectes et papillons grouillaient gaiement... Voletant ici, scintillant là.
Güveler ve kelebekler gibi mi?
Cela ressemeble à un cocoon d'un papillon?
böcekler, kelebekler, örümcekler.
Des insectes, des mouches, des araignées...
- Bunu kelebekler yapar yarasalar değil.
- C'est pas un papillon, abruti!
Şeyde diyor ki, şeyde... ateşleme kitapçığında, Patlamadan sonra çevrede uçan kelebekler görürseniz, bir problem yok demektir.
J'ai lu dans, euh, le manuel sur la radioactivité que si on voit des papillons après une détonation, il n'y a pas de danger.
Büyük çoğunluğumuz,... bu güçlerin, bizleri, dünya çevresinde kanat çırpan kelebekler kadar bile etkileyebileceğini kabul etmek istemediler.
Tout en acceptant cette vérité, nous refusons de croire que ces forces nous affectent plus que le papillon qui bat des ailes de l'autre côté du globe.
Güvercin büyüklüğünde kelebekler. Hiç böyle bir şey görmemiştim.
Des papillons gros comme des pigeons!
Yani, onu düşününce midemde kelebekler uçuşuyor.
Je me sens comme des papillons en moi quand je pense à lui.
Elleri kelebekler gibiydi öyle hafif
Ses mains étaient des papillons, aériennes.
Beyaz kelebekler gibiler.
Elles sont pareilles à des papillons blancs
Bana kelebekler veriyor.
Dès que je la vois
Hasır kelebekler.
Des papillons partout.
Benim karnımda kusan kelebekler uçuşuyor.
J'ai des papillons gerbant dans l'estomac.
Bütün kelebekler.
Tout ce trac.
Bu tenha bölgelerde uzun yürüyüşlere çıkabileceksiniz. ... kuşlar, kelebekler ve mis kokulu çiçekler arasında.
... des oiseaux, des papillons et des fleurs parfumées.
Kelebekler.
Des papillons...
- Evet, kelebekler.
- Oui, t'as raison.
- Kafamda kelebekler dönüyor.
J'ai un peu le trac.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]