Kell traduction Français
110 traduction parallèle
Bir tanrı kadar zalim olan liderleri Hunac Kell artık kendisini tanrılar kadar güçlü görüyordu.
Leur chef, Hunac Kell, déjà aussi cruel qu'un dieu, se sentait maintenant invincible.
Hunac Kell'e Mayaların erkek adamlar olduğunu gösterme şansımız hala var.
Il est encore temps... de montrer que nous sommes des hommes.
Ve Hunac Kell'in karşısında korkak durumuna düşmeliyim öyle mi?
Et être un lâche à ses yeux?
Hunac Kell ve adamları bölgeyi köşe bucak arayacaktır.
Ils nous traqueront.
Denizi aşmak seni korkutuyorsa, Hunac Kell hakkında pek bir şey bilmiyorsun demektir.
Vous devriez plutôt craindre Hunac Kell.
Hunac Kell'e teslim olmayacağım.
Je ne me rendrai pas à Hunac Kell.
Hunac Kell şu an bir saatten daha az bir uzaklıkta.
Hunac Kell, à moins d'une lieue d'ici.
Hunac Kell bir saatlik uzaklıkta bile değil.
Hunac Kell est à une lieue d'ici.
Yeni Hunac Kell siz mi olacaksınız?
Et devenir comme Hunac Kell?
Hunac Kell'in istediği bizim hayatımız değil, senin hayatın Balam.
Ce n'est pas nos vies que veut Hunac Kell, c'est la tienne.
Hunac Kell.
Hunac Kell.
Hunac Kell ile hala barış yapabiliriz.
Et on pourra se rendre à Hunac Kell.
Hunac Kell öldü.
Hunac Kell est mort.
Hayır, Kel.
- Non, Kell.
Ne yapmalıyım Kel?
Que vais-je faire, Kell?
Sen bir pisliksin, Kel.
Tu es vache, Kell.
Bowling dersleri meyvesini veriyor.
Les leçons de bowling rapportent, Kell.
Kell, dün akşamki randevun için giydiğin elbiseyi giymişsin.
Mince, Kel. Tu portes la même robe que tu avais pour ta sortie d'hier soir.
Hadi Kell, benim yaptığımı yap.
Allons, Kel. Fais comme moi.
Onlar mineral, Kell.
Tu veux dire "minéraux," Kelly.
Haklısın Kell.
Oui, Kel.
Kell. Üzerimde erkek diye yazıyor mu yazmıyor mu?
Kel, ai-je l'air d'un homme, d'un vrai?
Kötü bir bahse girdin, Kell. Çünkü okuldaki baloların aksine bu kez üstünü çıkaran benim.
Tu perdras parce que contrairement aux bals, cette fois, je peux enlever le haut.
Kell, tatlı yemeye gelir misin?
Kel, tu viens chercher un Slurpee, avec moi?
Yalnız mısın, Kell?
Tu es seule, Kel?
Saç çıkarıyorlarmış. Kell
Ils font pousser leurs cheveux, Kel.
Konuşacak çok bir şeyimiz olduğuna inanmıyorum, Kell
Je ne vois pas de quoi on pourrait parler.
Yetti artik Kell. Bir daha babam için çalışmayacağım.
Kel, c'est la dernière fois que je travaille pour papa.
Sence sevgililer gününden önce gitmiş olurlar mı? Seni bilmem Kell, ama ben bir parti düşünüyorum.
S'ils partent avant la St-Valentin, on pourra organiser une teuf, ça te dit?
Kell, babama beni hatırlatacak bir şey vermeliyim.
Si je lui donnais un truc pour qu'il se souvienne de moi?
Kell yi sen git odanda hasta yat.
Va dans ta chambre.
Yakındır Kell, yakındır.
Bientôt, Kelly. Très bientôt.
Kell? !
Kelly?
Tamam Kell. İstediğini yaptım.
Kelly, j'ai fait ce que tu voulais.
Haydi Kell.
Allez, Kelly.
Umarım o kızlar çok, çok aptaldır, Kell.
Espérons qu'elles sont très stupides.
Topeka olduğunu sanmam, Kell.
- Je crois que tu te trompes.
Yıldızlara kadar uzan Kell.
Tu veux toucher les étoiles, hein?
Unut bunu Kell. Araba bu akşam benim.
Laisse tomber, la voiture est à moi, ce soir.
Kell, ben bir şey hatırlamıyorum.
Kel, je ne me souviens de rien.
Kell, A.
Kelly, un A.
Evet, tabi Kell.
- Bien sûr, Kel.
Özür dilerim Kell. Beyninin boşalmasına izin veriyorsun.
Tu vides ton esprit, et puis après?
Kıyafetlerimin nesi var, Kell?
Qu'est-ce qu'elles ont, mes fringues?
Sakin ol, Kell. Alacağın notu neden önemsiyorsun ki?
Tu t'en tapes de ta note.
Kell, anneme söyle ben bir kaç güne dönerim. Bir de söyle yiyecek alsın çünkü içimden bir ses açıkmış olabileceğimi söylüyor.
Dis à maman que je rentrerai dans 2 jours et que j'aurai faim.
Kell. ben parayı aldım ve konsere gidiyorum.
Kel, j'ai l'argent et je pars au concert.
Bugün cuma olmalı Kell, cumartesi olsa "bedava klinik" kokusu olurdu.
On doit être vendredi, car le samedi, c'est "Essence de Clinique".
Ama çeneni ve gıdığını dik tut, Kell.
Mais courage!
Buraya gel, Kell.
Viens voir, Kel.
Merhaba Kell.
Salut, Kel.