Keşke yapabilsem traduction Français
190 traduction parallèle
Keşke yapabilsem.
- Je le ferais si je le pouvais.
Keşke yapabilsem.
Je voudrais pouvoir le faire.
Keşke yapabilsem, inanın bana.
Je le ferais volontiers, mon colonel, croyez-moi.
Sevgili dostum, keşke yapabilsem!
Si ça ne tenait qu'à moi...
- Keşke yapabilsem.
- Si je pouvais...
- Keşke yapabilsem. Ama kızım ellerinde.
Je voudrais bien, mais ils ont enlevé ma fille.
Keşke yapabilsem, ama kaçağı ana hattan çıkarmamız için sadece 5 dakikamız var yoksa Kuzeydoğu Ekspresi'yle çarpışacak.
J'aimerais bien, mais on a 5 minutes pour le dévier de la ligne principale, sinon, c'est la collision avec l'express nord-ouest.
- Keşke yapabilsem!
- J'aimerais bien.
Keşke yapabilsem.
J'aimerais pouvoir.
Keşke yapabilsem Eric Penick'e veriyor ve Notre Dame golü geliyor.
J'aimerais bien, mon gars. - -passe directe à Éric Penicki pour un touché de Notre Dame.
- Biz ufak bir oda ayarlayamaz mısın? - Keşke yapabilsem. Bruce neden sorun olmaz dedi anlamıyorum ki?
Un prêtre romain qui a défendu les chrétiens et qui a été décapité par Claude II, le 14 février de l'an 269.
Sen mi? Keşke yapabilsem, ama tüm gezegende o kadar fıçı yok.
Nous n'avons pas autant de barriques sur la planète.
Keşke yapabilsem ama istediğin şey yanlış.
Je voudrais bien, mais ce que tu me demandes est mal.
Tanrıdan dileğim keşke yapabilsem.
Si seulement je pouvais.
Ama hikayemi değiştirirsem beni oraya atarlar. Evet, keşke yapabilsem, Homer.
Si seulement je pouvais.
Keşke yapabilsem.
J'aimerais bien.
- Keşke yapabilsem.
- J'aimerais pouvoir.
- Keşke yapabilsem.
J'aimerais bien.
Keşke yapabilsem herşeyden çok istiyorum.. ... ama yapamam.
J'aimerais pouvoir, plus que tout, mais je ne peux pas.
- Keşke daha fazlasını yapabilsem.
J'aimerais pouvoir en faire plus.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
J'aurai aimé pouvoir faire plus.
Bir şey yapabilsem keşke.
Tu vois, je n'y peux rien.
Keşke daha fazlasını yapabilsem, ama yapamıyorum.
Je souhaiterais en savoir plus, mais ce n'est pas le cas.
Biliyorsun, keşke bunu yapabilsem, senin tam olarak anlamanı sağlayabilsem, biliyorsun, bir yazar yazamazsa...
Si je pouvais seulement... Si je pouvais juste te faire comprendre... que je suis comme impuissant quand je n'arrive pas à écrire.
* Yapabilsem keşke şimdi *
J'aimerais pouvoir le faire
* Yapabilsem keşke şimdi *
J'aimerais pouvoir le faire.
Keşke elimden gelse de bunu kolaylaştıracak bir şeyler yapabilsem.
J'aimerais tant pouvoir faire quelque chose pour toi.
Keşke ben de biraz yapabilsem.
J'en ferais bien autant.
Keşke bunu her gün yapabilsem. Heyecana bak!
Tous les jours, ça m'irait!
Keşke, ben de böyle şeyler yapabilsem.
J'aimerais bien savoir faire un truc comme ça.
- Keşke ben de yapabilsem.
- Si je pouvais!
Keske yapabilsem, Camille.
Il s'est passé quelque chose? Tu as ta tête des mauvais jours.
Keşke yapabilsem.
- Je regrette.
Keşke bunu şimdi yapabilsem.
Je voudrais le faire maintenant.
Keşke birşey yapabilsem, ama bir tane daha boşa harcayamam.
J'aimerais t'aider, mais je peux pas sacrifier deux éponges.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
J'aimerais en faire plus, mais on part.
Keşke o işi sizin için yapabilsem.
J'aimerais m'en charger.
Keşke bunu hergün yapabilsem.
Je ferais ça tous les jours!
- Keşke senin için birşey yapabilsem..
C'est pas tes oignons. Comment tu peux nous faire ça?
Keşke ben yapabilsem.
J'aurais souhaité le faire.
Keşke daha fazlasını yapabilsem.
- C'est le moins que je puisse faire.
Keşke bunu yapabilsem, Efendim... ama... işin aslı... Anne ve ben resmen oraya vardık artık.
J'aimerais pouvoir attendre, mais... le probleme, c'est qu'Anne et moi sommes officiellement a ce stade.
Keşke sana yardımı olacak bir şey yapabilsem.
J'aimerais pouvoir t'aider.
Keşke ben de öyle bir şey yapabilsem.
J'aimerais tant faire ça.
Keşke bunu ben de yapabilsem.
Ça a dû être très fort!
- Keşke yapabilsem.
Laisse-toi aller.
- Keşke daha fazlasını yapabilsem.
J'aimerais faire plus. Si vous n'êtes pas pressé...
- Keşke bir şey yapabilsem.
J'aimerais faire quelque chose...
"Tanrım, keşke ben de yapabilsem." diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Je me suis dit : "J'aimerais pouvoir faire ça." Mais je ne peux pas.
Keşke onun için daha fazlasını yapabilsem.
J'aimerais pouvoir en faire plus pour lui.
Keşke, sizin için, verdiğim rahatsızlığı telâfi edecek bir şeyler yapabilsem.
J'aimerais tellement vous faire plaisir... après ces tourments que je vous inflige.