English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Keşke yapabilseydim

Keşke yapabilseydim traduction Français

272 traduction parallèle
Keşke yapabilseydim.
J'aimerais bien.
- Keşke yapabilseydim.
- Je l'aimerais.
Keşke yapabilseydim.
Si je pouvais le faire.
Keşke yapabilseydim.
J'aimerais savoir le faire.
Ben bir şey yapamam keşke yapabilseydim.
Moi, je peux rien. Si je pouvais...
Keşke yapabilseydim.
Je voudrais bien y aller.
Keşke yapabilseydim! Hala kuvvetim var!
Je me sens encore fort!
- Keşke yapabilseydim.
- Si seulement je pouvais...
Keşke yapabilseydim ama o kadar çok kana şahit oldum ki ; pis kokuları benim üzerime de sindi.
Dieu sait que je le voudrais, mais j'ai vu trop de sang, j'en suis imbibé.
Keşke yapabilseydim.
Si je le pouvais!
Keşke yapabilseydim.
Si seulement je le pouvais!
Keşke yapabilseydim.
Si je pouvais!
Keşke yapabilseydim ama çalışıyorum.
J'aimerais pouvoir le faire, mais je travaille.
Keşke yapabilseydim, ama orası benim için çok uzak.
mais je crains que ce voyage soit trop long pour moi.
Keşke yapabilseydim. Ama ben bronzlaşmıyorum.
J'aimerais bien, mais je ne bronze pas...
Keşke yapabilseydim ama yapamam.
J'aimerais bien, mais je ne peux pas.
Keşke yapabilseydim.
Nous ne vous avons pas demandé de venir.
- Keşke yapabilseydim, bu gece buradan kilometrelerce uzakta olsaydım.
J'aimerais être à des milliers de miles d'ici.
Keşke yapabilseydim.
C'est pas si simple.
Keşke yapabilseydim.
J'aimerais tant.
Bu kadar çocukla, keşke yapabilseydim.
J'aimerais bien avec tant de mômes.
- Keşke yapabilseydim.
- Si seulement je pouvais m'épancher.
Keşke yapabilseydim.
Malheureusement.
Keşke yapabilseydim, ama dolaşmak için plan yaptım.
J'aurais bien voulu, mais j'ai prévu d'aller me promener.
Benim için bir şey yaptın. Keşke ben de senin için bir şey yapabilseydim.
- J'aimerais pouvoir vous aider.
Yapabilseydim keşke!
- J'aimerais.
Keşke küçük olan için bir şey yapabilseydim. Servis.
Je n'ai rien pour le cadet.
Keşke Strauss gibi besteler yapabilseydim.
Je voudrais composer des musiques comme Strauss.
Bir kez olsun tam bir sefer yapabilseydim keşke.
J'aimerais bien pouvoir faire un aller-retour.
- Keşke bunu yapabilseydim.
J'aimerais pouvoir faire ça. Quoi?
Keşke bir şeyler yapabilseydim dedirtiyordur.
Cela vous donne envie de pouvoir y faire quelque chose.
Keşke daha fazlasını yapabilseydim.
J'aurais aimé pouvoir faire plus.
Keşke yardımcı olabilmek için bir şeyler yapabilseydim Sidney.
J'aimerais t'aider, Sidney.
Keşke yapabilseydim.
- Si je le pouvais.
- Keşke bunu yapabilseydim.
Je suis désolé.
Ama keşke başka şeyler yapabilseydim. Bilirsin, önemli şeyler sufle pişirmek veya bir papyon seçmek veya yatak odası için duvar kağıdı bulmak gibi.
Mais j'aimerais pouvoir faire des choses difficiles comme... faire un soufflé ou choisir une cravate... ou le papier peint de la chambre, tu comprends?
Keşke daha fazlasını yapabilseydim.
J'aimerais pouvoir faire plus.
Keşke senin için daha iyisini yapabilseydim.
Je voudrais tant t'aider. Ne fais pas ça, je t'en supplie.
Keşke sizlere hâlâ ümit dolu bir konuşma yapabilseydim.
J'aimerais pouvoir vous dire que la lutte pourrait être victorieuse.
Keşke bunu ben de yapabilseydim! Öyle güneşte uzanabilseydim.
Que j'aimerais m'étendre au soleil!
Keşke bunu yapabilseydim.
J'aimerais pouvoir faire ça.
Keşke ben de öyle yapabilseydim.
Je voudrais être comme lui.
Keşke bir şey yapabilseydim. Yaptın zaten.
- Je voudrais pouvoir vous aider.
Keşke ben de öyle yapabilseydim.
J'aurais bien aimé faire ça.
Keşke daha fazlasını yapabilseydim.
J'aurais voulu faire beaucoup plus.
Keşke bunu yapabilseydim.
J'aimerais bien.
Keşke bir şeyler yapabilseydim.
- J'aurais voulu en faire davantage.
- Keşke ben yapabilseydim.
- J'aimerais être aussi...
Keşke fazlasını yapabilseydim ama revire gitmeden hasarı onaramam.
Bon. J'aurais voulu faire plus, mais je ne peux réparer les lésions dermiques qu'à l'infirmerie.
Keşke ben de yapabilseydim.
J'aimerais en faire autant.
Oh, Dick yapabilseydim keşke.
Oh, Dick, si seulement je le pouvais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]