English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Komşum

Komşum traduction Français

653 traduction parallèle
Yoldaş, şimdi kanalizasyondan yukarı doğru tırmandığına göre seni komşum olarak görebilirim.
"Maintenant que tu es sorti des égouts, camarade... je peux te reconnaître en tant que voisin."
Zafer, sevgili komşum!
Victoire, mon cher voisin!
O şişko, toparlak komşum Bay...
Cet ours mal léché, mon voisin?
Varville Baronu, bu komşum Madam Duvernoy.
Baron de Varville, ma voisine, Mme Duvernoy.
Komşum olduğun için çok mutluyum!
Je suis content de t'avoir comme voisin! Bois une autre coupe.
Bu bana büyükbaba olmuş kapı komşum olan eski bir dostumu hatırlattı.
Même un vieil ami me rappelle que je serai bientôt un grand-père.
Bunu sadece ben duymadım karım ve kapı komşum da duydu.
Quoi? Je ne suis pas le seul à l'avoir entendu Ma femme et une voisine aussi
Yan komşum.
Mon voisin...
Yan komşum dedim ama buradan 32 km. uzaklıkta yaşıyor.
Enfin, mon voisin, il vit à 32 km d'ici.
O benim güney komşum ve Rod'da kuzey komşum olurlar.
Il est mon voisin au sud et rod est mon voisin au nord.
O sadece bir komşum.
C'est juste une sorte de voisin.
Bir komşum. Hadi yatağımı aldığını söyle. Gittiğimde, gördüm.
Un voisin... m'a dit t'avoir vue te lever... en pyjama.
Bir akşam, bir komşum yabancı biriyle münakaşaya girdi.
Un soir, un de mes voisins se disputa avec un inconnu.
Ama tetiği tutukluk yaptı ve komşum onu öldürdü.
Mais son revolver s'enraya, et il fut tué.
Komşum dürüst bir insandı.
Mon voisin était un brave homme.
Ne garip hanımefendi. Komşum Vashti Hake diye bir kız.
C'est drôle, ma voisine est en effet une jeune fille.
Siz üst komşum musunuz?
Habitez-vous au-dessus de moi?
O, benim komşum, John Butler.
C'est John Butler, mon voisin.
Fakir bir komşum.
C'est le quartier pauvre.
Doktor olduğunuzu unutamaz mısınız? Sadece komşum olarak burada olsanız.
Vous ne pourriez pas être le voisin plutôt que le docteur?
Bayan Golightly, komşum da nezaket gösterip giriş kapısını açtı.
Mlle Golightly, ma voisine, m'a gentiment laissé entrer.
Dün yan komşum kapıyı açtı ve karşısında bir adam vardı.
Hier, un homme sonne chez ma voisine.
Ama hiç değilse komşum ve dostum olan insanlarι öldürmüyorum.
Mais pas des hommes qui étaient mes voisins et mes amis.
Bugün sana eşlik edecek zamanı yok, sevgili komşum.
Pas la peine d'attendre.
O benim komşum.
On est voisins, c'est tout.
Ne zaman bir komşum olsa, ve onun da karısı olsa.
Chaque fois que j'ai eu un voisin et qu'il avait une femme.
Komşum yolladı. Tabakları uzatın.
- C'est la voisine qui me les a données parce que je l'avais aidée à repeindre son grenier.
Bu Jacques Desmarais, arkadaşım ve komşum.
- Merci. Monsieur Jacques Desmarais, un ami.
Üst katta oturan komşum.
C'est un de mes voisins.
Şimdi, bu benim kapı komşum desen, liberalsin demektir.
C'est facile de dire : "Je suis le voisin d'un tel." Ça signifie que vous êtes libérale.
Bu tavrım, bir tek komşum Gatsby için geçerli değildir.
Seul mon voisin Gatsby était exclu de ma réaction.
Daisy, seni komşum Bay Jay Gatbsy ile tanıştırayım.
Daisy, voici mon voisin, M. Gatsby.
O halde komşum değilsin.
Alors on n'est pas voisins.
Komşum benim adıma evime baktı.
Mon voisin, M. Scheitz m'a gardé mon appartement.
Tanrım, sen de komşum Wally gibisin.
Bon sang! Vous êtes comme mon voisin Wally!
Bir komşum var ama... Jackie ondan hoşlanmıyor.
La voisine, mais il ne se sent pas bien chez elle.
Komşum çok iyi.
J'ai une gentille voisine.
"Ne olur, lütfen... -" komşum olur musun? " - Bu herif de kim?
Qui c'est, ce gars-là?
Yeni komşum olmalısın.
- Vous devez être mon voisin.
Sen yalnız benim komşum değilsin ya da yalnız yanımda değilsin...
Tu n'es pas seulement le voisin du dessous ou d'à coté.
Orada biraz vakit geçirdim onun kızı ve komşum Cristal ile birlikte.
J'ai parlé avec elle, avec sa fille Vanessa, et avec mon amie, Cristal.
Pekâlâ. " Selam komşum.
" Bien le bonjour, voisin.
Ver şunu bana! "Selam komşum" muş!
"Bien le bonjour, voisin."
Komşum içeri aldı. Seni giderken görmüş.
Un voisin m'a fait entrer.
O cinayeti komşum işledi, ve o bir vampir.
C'est le type qui vit à côté de chez moi qui l'a fait, c'est un vampire.
Yeni komşum olman güzel.
C'est bien, un nouveau voisin.
Kendi kendime, komşum sevinsin, dedim.
Je me suis dit : "Tiens, | je vais lui faire plaisir".
Komşum olur.
C'est ma voisine.
Acaba bu gelen benim küçük alt komşum olabilir mi? Bu benim Sybil'im mi?
- Est-ce que c'est ma Sybil?
Bir komşum!
C'est juste un voisin.
Bu yüzden Juani'ye gittim Komşum kendisi.
Je suis allée chez ma voisine en emprunter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]