Konuşacak bir şey yok traduction Français
374 traduction parallèle
Konuşacak bir şey yok.
Nous n'avons rien à nous dire.
Konuşacak bir şey yok.
Il n'y a rien a discuter.
- O zaman konuşacak bir şey yok.
- Alors, la discussion est close.
Konuşacak bir şey yok.
Nous n'avons rien à dire.
Konuşacak bir şey yok.
Si je disais quelque chose, vous ne m'écouteriez pas.
- Konuşacak bir şey yok.
- Pas grand-chose. Et toi?
Konuşacak bir şey yok Josh.
Josh, il n'y a rien a dire.
Konuşacak bir şey yok.
- Il n'y a rien à dire.
Konuşacak bir şey yok.
Il n'y a rien à discuter.
Konuşacak bir şey yok.
Mais il n'y a rien à dire.
O halde konuşacak bir şey yok.
Alors tout est là.
Konuşacak bir şey yok.
- Il n'y a rien à en dire.
Konuşacak bir şey yok.
Je n'ai rien à lui dire.
- Konuşacak bir şey yok.
- Parle! Défends-toi!
- Konuşacak bir şey yok.
- Rien à dire.
Konuşacak bir şey yok.
- lnutile de discuter.
- Korkarım ki konuşacak bir şey yok.
- Rien qui en vaille la peine, désolé.
Eee, konuşacak bir şey yok değil mi?
Mais il n'y a rien dont nous devons discuter, si? Peut-être.
Konuşacak bir şey yok.
Je n'ai rien à dire.
Konuşacak bir şey yok!
Je n'ai rien à dire!
Başka konuşacak bir şey yok.
Il n'y a rien à ajouter.
konuşacak bir şey yok, sanırım.
Parler servira à rien, j'imagine.
O zaman konuşacak bir şey yok.
Inutile d'en parler, alors.
Bunu yemekte konuşabiliriz Ya da konuşamayadabiliriz Çünkü konuşacak bir şey yok.
Nous devrions en parler autour d'un diner ou ne pas en parler parce qu'il n'y a rien à en dire.
Maloney, sizinle konuşmam gerek. - O ölü! - Konuşacak bir şey yok.
Il est mort et enterré, c'est fini.
- Konuşacak bir şey yok. - Beni cezalandırmayı kes.
dis quelque chose!
Ortada konuşacak bir şey yok
Pas de bla-bla.
Konuşacak bir şey yok.
C'est inutile.
Konuşacak bir şey yok Danny.
Il n'y a rien à dire.
- Konuşacak bir şey yok.
- ll n'y a rien à dire.
Hey, konuşacak bir şey yok.
Il y a rien â dire.
Konuşacak bir şey yok.
II n'y a rien a ajouter.
Konuşacak bir şey yok, Chrissy.
On n'a plus rien à se dire.
- Konuşacak bir şey yok!
Y a rien à discuter!
- Konuşacak bir şey yok.
- Il n'y a rien á dire.
Konuşacak bir şey yok.
On n'a rien à se dire.
Konuşacak bir şey yok.
II n'y a rien à discuter.
- Konuşacak bir şey yok. Görüşürüz.
- je ne te laisse pas entrer.
Bak, bu seninle konuşmak istemiyorum demek değil. Gerçekte konuşacak bir şey yok.
Ce n'est pas que je ne veux pas parler, c'est qu'il n'y a rien à dire.
- Konuşacak bir şey yok.
Tu dois m'écouter.
Konuşacak bir şey yok.
Il n'y a plus rien à dire.
- Konuşacak bir şey yok.
- Il n'y a rien à dire.
Bunu daha önce konuştuk. Konuşacak daha fazla bir şey yok.
Nous en avons déjà trop parlé.
- Sam. Konuşacak başka bir şey yok. Binlerce km yol geldin.
Tu seras la plus belle à mille lieux à la ronde.
- Konuşacak başka bir şey yok ki.
- nous n'avons que ça à faire.
Konuşacak bir şey yok!
Il n'y a rien à voir.
- Konuşacak hiç bir şey yok.
- II n'y a rien à dire.
O hâlde konuşacak pek bir şey yok değil mi?
Alors il n'y a pas grand-chose à discuter, n'est-ce pas?
Bu çiftin normalde olması gerektiği gibi gün ışığında değil de böyle erken saatte evlenmesi hakkında konuşacak ya da merak edecek bir şey yok.
Il ne faut pas... vous étonner... si ce couple s'est marié si tôt... et non à la lumière du jour comme cela se fait d'habitude.
Konuşacak bir şey yok!
Tu ne t'exprimes pas.
Konuşacak bir şey yok.
Discuter de quoi!
bir şey yok 987
bir şey yok mu 17
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
bir şey yok mu 17
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşmuyoruz 17
konuşacaksın 18
konuşur 18