Krug traduction Français
77 traduction parallèle
Mösyö Krug, sizi yeniden görmek ne kadar güzel.
Monsieur Krug, ravie de vous revoir.
Ama Bay Haverstock ile tanışmamıştınız Mösyö Krug.
Vous ne connaissez pas M. Haverstock.
Mösyö Krug Barovia elçiliğinden.
M. Krug est membre de l'ambassade de Barouvie.
Ama bu Mösyö Krug.
C'est M. Krug.
Mösyö Krug'un bu işle ilgisi ne?
Quel est le rapport avec M. Krug?
Mösyö Krug'u uzun zamandır...
On connaît M. Krug...
Krug geçen gece Van Meer'i buraya getirdi.
Krug a amené Van Meer ici hier soir.
Krug ile dip dibeydim.
J'ai vu Krug d'aussi près que je vous vois.
Daha önce, bu türden şeylerle uğraşmak zorunda kalmamıştım. Eksik olma Krug!
Je n'ai jamais eu à faire face à ce genre de situation, grâce à vous, Krug.
En iyisinin Mösyö Krug'u göndermek olduğunu düşündüm.
J'ai cru bon de renvoyer M. Krug.
Eğer dediklerin gerçekten doğruysa Krug'u telaşlandırmamak çok önemli oluyor.
Si vous dites vrai, il ne faut pas éveiller ses soupçons.
Krug ile olan tüm yazışmalarımı getirir misin?
Peux-tu m'apporter toute ma correspondance avec Krug?
Şu boğazlı kazak giyen Krug, benim için yeni biri.
Le type avec le col roulé, Krug, je ne le connais pas.
Ortadan kaybolmuştun, ben de Krug'u takip ettim ama o eski tuzaklardan biriyle karşılaştım.
Vous aviez déjà disparu, j'ai donc suivi Krug et j'ai retrouvé le même piège à souris.
Mesele gideceğiniz yer değil, sadece Krug seni tanıdığından orayla bir bağlantı kurabilir.
Pas à cause de l'endroit, mais ce Krug pourrait t'y retrouver.
- Krug ve Van Meer ile alakalı.
- Il s'agit de Krug et de Van Meer.
28 yapımı bir şişe Krug gönderin.
Apportez-moi un bouteille de Krug 1928.
Krug! Brug!
Krug, Brug!
Junior Stillo gayri meşru oğludur. Krug Stillo, 1966'da üç cinayetten dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmişti bir rahip ve iki rahibeyi öldürmüştü.
Junior est le fils illégitime d'un des évadés, Krug Stillo, condamné à la perpétuité en 1966 pour le meurtre d'un prêtre et de deux religieuses.
Krug Stillo'nun kendi oğlunu eroine alıştırdığı söyleniyor genç çocuğun hayatını kontrol etmek için.
Krug Stillo a rendu son fils dépendant à l'héroïne afin de le contrôler.
- Senin ihtiyarın delikten çıktığına seviniyor musun?
Content que Krug soit dehors?
Krug'la anlaşamaman gerçekten utanç verici bir durum.
C'est vraiment bête que tu t'entendes pas bien avec lui.
Onu izlesen iyi olur, Krug!
Surveille-le, Krug!
Bu iyiydi, Krug!
Elle est bonne!
- O haklı, Krug. - Sen kes sesini!
- Elle a raison, Krug.
Hey, Krug. Ne cehennemdeyiz?
Krug, où est-ce qu'on est?
Bu araç bizi eyalet dışına çıkarmaz.
Krug, faut sortir de l'Etat.
Araba boku yemiş, Gelincik.
- Krug... On va dans les bois.
Krug gelene kadar.
Jusqu'à ce qu'il revienne.
- Krug ise rüzgâr. - Rahat bırak beni.
Le vent, c'est Krug!
Kızı kaybedersek Krug çok kızacak
Si on la perd, Krug va être furieux.
- Gidemem! Krug beni öldürür.
Je peux pas, Krug va me tuer.
Kaçaklarla ilgili yeni bilgiler ulaştı. ... Krug Stillo ve Gelincik Podowski ve iki suç ortağı..
On a du nouveau sur Krug Stillo, Weasel Podowski et leurs deux complices.
"Krug." Çok hoş.
Krug. C'est super.
- Krug. Mal istiyorum.
- Krug, il me faut ma dose.
Krug, buradan gitmeliyiz!
Krug, il faut qu'on se tire d'ici.
Üzgünüm, Krug.
Désolé, Krug.
Jones, Fiedler, Krug, siz yerde hedefleri izleyeceksiniz. Ben söyleyince hareket edeceksiniz.
Jones, Fiedler, Krug, vous restez au sol, vous suivez les objectifs.
- Benim işaretimle gelin.
Krug, tu attends mon signal.
- Hemen 17. kata gelin.
Krug, Jones, amenez-vous au 17e!
Krug, balkon!
Krug, le balcon!
Krug, arkaya.
Krug, par derrière.
Elimizde Krug Grand Cuvee 1981 var.
Nous avons un Krug Grande Cuvée 1 981.
Yetkili ağızlara doğru bir veya iki kelime edip rüşvet olarak da bir iki kasa Krug verseydim, seni sınır dışı ederlerdi.
Un mot ou deux dans la bonne oreille noire, quelques caisses de Krug... et vous seriez sur le prochain avion en direction de la mère patrie.
Fowler ne diye taa ileride kazıyor?
Krug, pourquoi Fowler creuse-t-il là-bas?
Nasıl gidiyor?
Le Savoy nous envoie encore 50 bouteilles de Krug.
- Seni öldüreceğim. - Her zaman zavallının tekiydin.
Je vais te tuer, Krug.
Krug ve Jones efendim. MİLLİ GÜVENLİK GÖRÜŞ ODASI
Krug et Jones.
Hey, Krug...
Hé!
Savoy elli şişe daha Krug gönderiyor.
Parfait.
Majesteleri, Krug...
Les Krugs.