Kuzey traduction Français
8,318 traduction parallèle
Kuzey'deki tüm krallar orada gömülü.
Tous les Rois du Nord sont enterrés là.
Oğlunu Stark'ların sonuncusuyla evlendirmek ona Kuzey'de nefret edilen bir güneyli aileyle ittifak yapmaktan daha büyük...
Marier son fils à la dernière Stark lui donne plus de légitimité dans le Nord qu'une alliance avec une famille du Sud haïe.
Ailemin Kuzey'de hâlâ dostları var.
Ma famille a encore des amis dans le Nord.
Bir gün Kıştepesi lordu ve Kuzey'in Koruyucusu ben olacağım.
Un jour je serai Seigneur de Winterfell et Gardien du Nord.
Bence Kuzey halkına, Bolton Hanesi'nin güneyli istilacılara nasıl davrandığını gösterme fırsatını kaçırıyorsun.
Je pense que vous perdez une opportunité de montrer aux gens du Nord comment les Bolton traitent les envahisseurs du Sud.
Kuzey'in gördüğü en büyük ordu, Güneyli bir kral tarafından parçalandı.
La plus grande armée que le Nord ait jamais vu taillée en pièces par quelque roi du sud.
Baban Kuzey'in Koruyucusu'ydu.
Ton père était le Gardien du Nord.
Con Thien Deniz Üssü'ndeki ilk saldırılardan altı gün sonra Kuzey Vietnam'ın 3 kilometre güneyinde yeri tespit edilen askersiz bölge.
Six jours après les premières attaques sur la base des Marines de Con Thien située à 3 kilomètres au sud de la zone vietnamienne démilitarisée du nord.
Eşyalarımızı kuzey odasına taşı.
Déplace nos affaires dans la chambre Nord.
Tasvir edilen olaylar 1979 yılında Minnesota'da Kuzey ve Güney Dakota'da yaşanmıştır.
Les événements relatés ont eu lieu dans le Minnesota, et le Dakota du Nord et du Sud en 1979.
Yeni kuzey bölgesinin asıl idaresi tam bu binada gerçekleşiyor.
Mais la supervision des nouveaux territoires du nord... Ça se passe ici, dans ce bâtiment.
Dinle Michael, birisi elçilikteki Kuzey Kore heyetini havaya uçurttu.
Michael, quelqu'un vient juste de faire exploser la délégation Nord-Coréenne à l'ambassade.
Philip, bir saat içinde Başbakan'a kendi elçimizin Kuzey Kore temsilcilerine düzenlenen suikastı kolaylaştırdığını açıklamak zorundayım.
Dans une heure j'expliquerai au Premier Ministre comment notre ambassadeur a facilité l'assassinat - de la délégation Nord-Coréenne.
Taylandlı değil, Kuzey Koreli.
Ce n'est pas Thaï, c'est un Nord-Coréen.
- Parayı bir Kuzey Korelinin verdiğini mi söylüyorsun? - Evet.
Vous dites qu'un Nord-Coréen vous a payé?
Bazı Kuzey Korelileri bombalaması için.
Pour faire exploser quelques Nord-Coréens.
Bak, Lee sıradan bir Kuzey Koreli değil.
Écoutez, Lee n'est pas un Nord-Coréen ordinaire.
Kuzey Kore nükleer füze programına para sağlamak için uyuşturucu, insan kaçakçılığı, cinayet ve akla gelebilecek her şeyi yapıyorlar.
Drogues, trafic d'êtres humains, meurtre, tout ce qui peut générer des devises fortes pour le programme de missile nucléaire Nord-Coréen.
Büro 39'a mensupsa muhtemelen Kuzey Kore Polis Teşkilatı'nda çalışmıştır. O da beni buna yönlendirdi.
S'il est de l'Office 39, il aura probablement travaillé pour le premier Bureau Nord-Coréen, ce qui m'a amenée à ceci.
Scott, binanın kuzey tarafındayım.
Scott, je suis du côté nord du bâtiment.
Kuzey Kore'nin insan hakları konusunda oldukça kötü bir sicili var.
La Corée du Nord a une réputation de merde en termes de droits de l'homme.
Dosyalarda ailesinin Güney Koreli olduğu yazıyor ama babasının Kuzey'den olduğu hakkında bir istihbarat aldık.
Son dossier dit que ses parents sont Sud-Coréens, mais nous avons des renseignements disant que son père vient du Nord.
Acı çeken ve küçük düşürülen Kuzey Korelilerin hatırı için Robin.
Pour l'amour du peuple Nord-Coréen humilié et persécuté, Robin.
Kuzey Kore topraklarında oluşunuz hükümetiniz tarafından planlanmış, askeri bir saldırı girişimiydi. - Bir savaş eylemi.
En indiquant que votre présence en Corée du Nord était une agression planifiée par vos gouvernements, un acte de guerre.
Peki bu, Kuzey Kore'de çürümeye bırakılmasını haklı mı kılacak?
Ça justifie de le laisser pourrir en Corée du Nord?
Yapılan terör saldırıları nedeniyle Kuzey Kore'ye gizlice girme emri aldık. Kasıtlı olarak hükümeti istikrarsızlaştırmak adına.
Nous avons reçu pour ordre d'aller en Corée du Nord sous couverture avec l'intention de commettre des actes terroristes pour déstabiliser le gouvernement, délibérément.
Kuzey Kore, doğru.
Coréens du Nord, c'est vrai...
Biz savaşı Kuzey Kore'ye götürmüştük onlar da şimdi geri getiriyorlar.
On a porté le combat en Corée du Nord... Maintenant, ils le ramènent à nous.
Birkaç saat içerisinde Vanadyum Kuzey Kore'de olacak ve bütün yaptığın bir hiç için olacak.
Dans quelques heures, le Vanadium sera en Corée du Nord et tout ce que vous avez fait sera vain.
Bir usta başına ödeme yapıldı, gizlice sokması için sizi ve C-4'ü Kuzey Kore'ye.
Un contremaître a été payé pour vous faire passer vous et le C-4 en Corée du Nord.
Kuzey Kore'de bizim için çalışan biri mi var?
Nous avons quelqu'un en Corée du Nord?
Kuzey Kore'ye hoşgeldiniz.
Bienvenue en Corée du Nord.
Çevredeki devriyeler artırıldı. Kuzey Hamgyong ili Demir ve çelik karmaşık.
Une augmentation des patrouilles autour de la province du North Hamgyong, vers un complexe de fer et d'acier.
Kuzey Hamgyong, demir ve çelik.
North Hamgyong, fer et acier.
Hadi Kuzey Hamgyong iline geçmek için bir yön ayarlayalım.
Faisons le trajet à travers le pays vers la province de North Hamgyong.
Asya'ya Kuzey Kore uyuşturucu trafiği, onların rejimleri için para kazandırıyor değil mi?
La Corée du Nord fait du trafic de drogue en Asie, - pour enrichir le régime, OK? - En effet.
İyi, yani, Kuzey Kore'ye girdik.
Je veut dire, on s'est faufilé en Corée du Nord.
Kuzey Kore'ye gizlice gitme emr verildi terörist saldırı işlemek niyetiyle.
On nous a ordonné de nous infiltrer en Corée du Nord dans le but de commettre des attaques terroristes.
Oppenheimer, Kuzey İrlanda'daki olaylar sırasında aktif olan usta bir bombacının kod adıydı.
Oppenheimer était le nom de code d'un artificier actif durant les émeutes en Irlande du Nord.
Onu Kuzey İrlanda'da geçirdiğin zamanda mı tanıdın?
Tu le connais depuis l'Irlande du Nord?
Yapılan terör saldırıları nedeniyle Kuzey Kore'ye gizlice girme emri aldık.
Nous avions l'ordre d'entrer secrètement en Corée du Nord avec pour mission de commettre des attaques terroristes.
Kuzey Kore'nin ezeli düşmanlarının toplantısı.
- Un rassemblement d'ennemis jurés de la Corée du Nord
Kuzey Koreli ve Büro 39 ile bağlantılı.
Elle est nord coréenne et associé au Bureau 39,
Uluslararası toplum, Kuzey Kore'nin füze ve nükleer programları geliştirmek amacıyla devam ettirdiği girişimleri kınadı.
La Communauté Internationale condamne la poursuite du programme nucléaire militaire nord-coréen.
Ne kadar süredir burada Kuzey Kore için görev yapıyorsun?
Depuis quand êtes vous en poste pour la Corée du Nord?
Kuzey Dakota'dan Bayan Wallace. 8 dakikanız var.
Mme Wallace du Dakota, vous avez huit minutes.
Silahsızlanma, terörle mücadele, Kuzey Kore.
Non-prolifération d'armes nucléaires, terrorisme, Corée du Nord.
Onun Kuzey Kore'ye ve İran'a karşı savunma amaçlı olduğunu biliyorsunuz.
C'est pour se défendre contre la Corée du Nord et l'Iran.
Kuzey Kore'nin saldırılarına son vermek için. Kelime oyunları.
- Stoppé l'agression nord-coréenne.
Bunun da bana Kuzey Doğu Tarafı'ndan dost kaybettireceğine eminim.
Au risque de me faire mal voir dans l'Upper East Side.
'Kuzey Işıkları'için son şans.
Vous pouvez voir les aurores boréales.
kuzey kore 18
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeyde 42
kuzeye 75
kuzey amerika 39
kuzey atlantik 17
kuzey kutbu 56
kuzey afrika 45
kuzeyden 18
kuzeydoğu 29
kuzey carolina 21
kuzeyde 42
kuzeye 75