Köpekbalığı traduction Français
1,606 traduction parallèle
Köpekbalığı.
Il y a un requin.
Heryerde köpekbalığı var, bak.
Il y a des requins partout, regarde.
Köpekbalığı var. Jaws gibi gözüküyor.
On dirait celui de Jaws.
Ciddi... Tanrım, şuna bak. Şu köpekbalığı.
Mon Dieu, regardez ça, le requin.
Bir köpekbalığı yüzgeci gördük ve bilemiyorum, dayanamadım.
On a vu un aileron de requin, et je n'ai pas pu résister.
Bu anakaradan gelenlere gerçek bir köpekbalığı göstermek istedim.
Pour en montrer un vrai à ces continentaux.
Ben bir köpekbalığı görseydim hemen karşı kıyıya uçardım.
Vous êtes cinglés. Si je voyais un requin, je serais comme Jésus, je marcherais sur l'eau.
Şimdi, şampiyonluk turnuvasının taslağı için bu köpekbalığı kafesini alt etmeye çalışacak!
Allons maintenant dans la zone des chutes pour le tirage des taureaux.
Köpekbalığı saldırısı!
Attaque de requin!
- Bunu köpekbalığı mı yaptı?
Un requin?
- Canavar köpekbalığı!
Un requin géant!
Sonra canavar köpekbalığı rayların üzerinden geliyor. Dişlerini gıcırdatıyor. O köpekbalığı yoluna çıkan her şeyi ezip geçiyor.
Alors, le requin géant remonte les rails, il ouvre ses mâchoires et il broie tout sur son passage.
O canavar köpekbalığı etrafta olabilir.
Pense au requin géant.
Köpekbalığını besleyelim mi?
On va nourrir le requin?
Canavar köpekbalığı asla ölmez.
Il ne meurt jamais.
Canavar köpekbalığı! Seni öldürecek! Seni yiyecek!
Le requin géant va te tuer, il va te manger.
Otobüsü köpekbalığı yemi olarak kullanırsak devrilir ve patlar!
Tu prends le bus comme appât, il se renverse et il brûle.
Bu canavar köpekbalığı!
C'est le requin géant!
Sonra o köpekbalığını öldüreceğim. Ve kahraman olacağım.
Je tuerai le requin et je serai un héros.
Canavar köpekbalığını öldürdün Dickens!
T'as tué le requin géant!
Ve ben dalarken bir köpekbalığı vardı... Sudan çıkarken diş telleri vardı.
alors que je plongeais, il y avait un requin sortant de l'eau, avec un appareil dentaire.
- Kees, köpekbalığını vereyim mi?
Kees, tu veux le requin?
bana bak, sen büyük beyaz bir köpekbalığısın.
Marco regarde-moi! Vous êtes un grand requin blanc... Avec d'énormes poignards à la place les dents.
Eric. Kıza saldıran köpekbalığı boğa köpekbalığıymış.
Eric, le requin qui a attaqué la fille est un requin bouledogue.
Dinle Johnny, Purdy'de anca bir köpekbalığının vücut ısısı olduğunu biliyorum, ama sana biraz asabi gözükmedi mi?
Ecoute Johnny, je sais que Purdy a le sang chaud, mais il ne t'a pas semblé nerveux?
Vince, Oscar de la Hoya'nın evinde köpekbalığı var.
Tu sais qu'Oscar De La Hoya a un requin dans sa maison.
Eve bir çift köpekbalığı almak konusunda.
- De quoi? D'acheter deux requins pour la maison?
- Bir köpekbalığı ne kadar? - 11000 dolar.
- Combien coûte un requin?
Sence cidden köpekbalığına ihtiyacımız var mı Vince?
- 11000 $. Tu crois vraiment qu'on a besoin d'un requin, Vince?
Köpekbalıklarıyla karşılaşırsak Aquaman seni korur. Havuzda köpekbalığı yok.
Pas de requins dans la piscine.
Öğleye kadar köpekbalığı alarmı varmış.
Il y a une alerte de requins entre maintenant et midi.
Köpekbalığı gibi davranmak istiyorsan öyle yap.
Tu veux être un requin, sois un requin.
- Kızarmış köpekbalığı.
- Un requin frit?
Bu bir köpekbalığı.
C'est un requin.
Sadece bir köpekbalığı.
C'est juste un requin.
"Sadece bir köpekbalığı" mı?
"Juste un requin"?
Sanırım köpekbalığının neden etrafımızda dolaştığını biliyorum.
Je vois ce qui a attiré le requin. Ton épaule.
- Ya bir köpekbalığı saldırırsa?
- Et si un requin attaque?
Tahta parçalayıcıya düşmek, lavda boğulmak ve köpekbalığı tarafından yenmek.
Voici mon top 3 : tomber dans une tondeuse, se noyer dans de la lave, et être mangé par un requin.
İstatistiklere göre üzerine yıldırım düşme olasılığı köpekbalığı saldırısına uğramandan fazla.
Tu sais, j'ai lu qu'on avait plus de chance d'être frappé par la foudre que d'être attaqué par un requin.
Bu köpekbalığı saldırısımı?
Elle s'est faite attaquer par un requin?
Şu Köpekbalığı için olan şeylerden almış.
Il adore les requins. Ne me demande pas d'où il tient ça.
Kartal mı köpekbalığı mı?
L'aigle, le requin?
Sen daha çok karada yaşayan bir köpekbalığı gibisin.
- Non tu es plutôt un requin terrestre
O bir köpekbalığı avcısı.
C'est un chasseur de requins.
- Canavar köpekbalığı ölecek mi?
Le requin géant va mourir?
Canavar köpekbalığı bizi burada yakalarsa işimiz biter.
Si le requin géant arrive, on est perdus.
- Canavar köpekbalığı!
Le requin géant!
Bir köpek balığı Biz köpekbalıklarıyız.
Tu es un requin. Je suis un requin!
Sahildeymişin gibiydi... köpekbalıklarının silahlarının olmasını, ve seni kumun üstünde kovalamasını, ayrıca sana ateş ederken anlamadığın bir dilde sana bağırmalarını saymazsak.
Ca ressemble à la plage... sauf que les requins ont des flingues Et ils courent sur le sable en vous tirant dessus et parlent la langue des poissons que vous ne comprenez pas
Dün akşam Manolo'nun yerinde bir köpekbalığı gibiydin.
Vous étiez une vraie sauvage chez Manolo.