Köpekler traduction Français
2,741 traduction parallèle
Köpekler için bir sörf yarışması mı?
Une épreuve de surf pour chiens?
Evet, yolunu kaybetmiş olmalısın kedi. Bu park sadece köpekler içindir.
Oui, t'as dû te perdre, chat, ici c'est réservé aux chiens!
Köpekler ve sahipleri, sahile gidiyoruz.
Chiens et maîtres, positionnezvous.
Ta ki köpekler bana cephe alana kadar.
Jusqu'à ce qu'ils me rejettent.
Bak, bu söylediğim tamamen faraziye ama ya köpekler birbirleriyle konuşabiliyorsa?
C'est juste des idées en vrac, mais si des chiens se parlaient entre eux?
Başıboş köpekler bile iki gün boyunca bir şey yiyemezken ölümden dönen bir çocuktan ne bekleyebilirsin?
Si un chat ou un chien errant n'a pas pu manger pendant deux jours... Qu'attends tu d'un enfant qui a frôlé la mort?
Ne kadar zayıf ve demode, yanlarına gidince köpekler bana havlıyor.
"lorsqu'elle m'envoya à moitié fini dans ce monde des vivants," "si irrégulier, si étrange à regarder" "que les chiens aboient quand je m'approche,"
Polisler yakında bizi evimizden atıp köpekler gibi sokaklara terk edecekler.
On va bientôt nous prendre la maison et nous chasser comme des chiens.
- Yavru köpekler tatlıdır.
- Les chiots sont mignons.
Yarasalar, yunuslar ve köpekler gibi bazı hayvanlar ses ötesi frekansı duyabiliyorlar.
Les chauves-souris, les dauphins et les chiens entendent ces fréquences.
Müzakere odasını köpekler ve yeraltı tarayıcı radar ile araştırdık.
Nous avons passé la salle des négociations au peigne fin et scanné le sol.
İçeri alın bizi, sizi kalleş köpekler! Bırakın girelim!
Ouvrez-nous, bande d'enfoirés!
Köpekler ne kadar tuhaf.
Les chiens sont marrants.
Köpekler değil.
- Pas les chiens.
Peşinde helikopter, polisler, köpekler var ama yine de kaçtı.
Hélico, agents et chiens sont après lui, mais il s'est enfui.
Çünkü köpekler konuşamaz.
Parce que les chiens ne parlent pas.
Bu köpekler gerçekten iyi pişiyor.
Ces chiens sont bien dodus.
İnsandan ziyade birer köpekler.
Ils sont plus chiens qu'hommes.
Russell mutlu olmazsa siz köpekler vampir kanı alamazsınız.
y aura plus de V pour les toutous.
Köpekler öyle başıboş dolaşamaz burada.
On peut pas avoir de chien vagabond.
Kediler, köpekler. Biliyorlar.
Les chiens, les chats.
Ama alet hiç hareket tespit etmedi. Köpekler hiç koku almadı.
On n'a capté ni mouvement ni odeur.
- Ya da sefil köpekler nedeniyle.
- Ou des misérables chiens.
Kediler ve köpekler arasında bu kadar fark olduğunu hiç fark etmemiştim.
C'est fou, toutes ces différences entre les chats et les chiens.
* Yalvarıyorlar tatlı bir şeyler için köpekler gibi *
At her feet Like a dog that begs For something sweet
Ya da cehennemde köpekler gibi kavga ederler.
Ou se battre comme des chiens en Enfer.
Köpekler sürekli kıç koklar. Bunu yapmaya bayılırlar.
Tous les chiens reniflent les culs.
Dün bütün köpekler havlamaya başladı.
Les chiens se sont mis à hurler.
Üzgünüm, Bağcık, köpekler için Nutriyums üretmiyoruz. En azından şimdilik.
Désolé, Lacet, on ne fait pas de Nutri-miam pour chiens... encore.
Üzgünüm, Bağcık köpekler için Nutriyums yapmıyoruz. Şimdilik.
Désolé, les Nutri-miam pour chien n'existent pas... encore.
Köpekler evlat edinilmezler. Merhaba, Michelle.
Les goldendoodles n'ont pas besoin d'être sauvés.
Ahlaksız mı? Ahlaksız köpekler mi?
Des chiens immoraux?
O faşist köpekler cesaretini kırdıklarında göreceksin. Tüfeğinle ne yapacaksın görelim işe yaramaz züppe.
On verra quand ces fils de pute de fachos te boufferont les tripes, qu'est-ce que tu feras avec ton fusil, espèce de gringalet!
Hayır, köpekler. Yanımızda yatıyorlar.
Et ils dorment avec nous.
Köpekler bazen dışkı yer.
Les chiens mangent parfois du caca.
"Köpekler şunu yapar" gibi. İçgüdüseldir.
C'est l'instinct.
Köpekler hiç düşünmeden, içgüdüsel olarak bir amaca sahip olmalıdırlar.
Les chiens sont censés être capables de vivre instinctivement, pas même de devoir y penser, mais que ce soit inné.
Köpekler yemek yemeyi kestiğinde bir şeyler kötü gidiyor demektir.
- Quand un chien mange pas, { \ pos ( 150,250 ) } on sait qu'il va pas bien.
Bu köpekler, haftaya Dwight Howard'la bir reklamda oynamak zorunda.
Ces deux-là vont tourner une pub avec Dwight Howard.
- Sosis köpekler ve balonlar!
- Teckels et ballons!
Ben küçükken dışarıda bir yazı vardı : "İrlandalılar ve köpekler giremez." Şimdiyse koduğumun yerini satın alabilirim.
Avant, un panneau disait "Interdit aux chiens et aux Irlandais."
- Köpekler de uyarır, ayrıca ısırır!
- Les chiens avertissent et mordent.
Neden köpekler Noel şarkıları söylüyor?
Pourquoi ces chiens chantent des chants de Noël?
Genelde göbek isimlerle başlar sonra da favori sayılarımıza geçeriz ve eğer durum iyi gidiyorsa, yavru kediler mi yoksa köpekler mi sorusuna geçeriz.
On commence par les 2èmes prénoms, puis on passe aux nombres préférés. Et ensuite, si tout va bien, on passe aux chats et aux chiens.
- Dikkatli ol. - Köpekler kıskançlığın kokusunu alırlar.
Fais attention, ARod, les chiens sentent la jalousie.
Köpekler Price'ı dereye kovalamış. Rachel sorguladı.
Les chiens ont retrouvé Price et Rachel s'est occupé de lui.
Yavru köpekler, yavru köpekler.
- Des chiots!
- Köpekler onu sevdi.
Les chiens l'adorent.
- Köpekler ona binmek istiyor.
Les chiens veulent se le baiser oui plutôt...
Çünkü köpekler öyle yaşar, bilirsin. Bizler ânı yaşarız.
Nous vivons l'instant.
-... köpekler için!
-... Aux chiens!