English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kızmayın

Kızmayın traduction Français

172 traduction parallèle
Lütfen bana kızmayın.
" S'il vous plaît ne m'en voulez pas.
- Fazla kızmayın canım.
Ne vous énervez pas. Venez ici. - Regardez.
Ona gidin ama bana kızmayın.
Allez la voir, et ne m'en voulez pas.
- Lütfen kızmayın bayım.
- Ne lui en voulez pas.
Lütfen ona kızmayın efendim.
Ne soyez pas dur avec lui, monsieur.
Kızmayın bana, Bayan Wilkes.
Ne m'en voulez pas.
Kızmayın. Benim hatam değildi.
Vous m'imaginiez sous la véranda?
Kızmayın. İşte mektuplarınız.
Ne vous fâchez pas, je vous rends vos lettres.
Dunya'ya kızmayın.
Ne te fâche pas, Dounia.
- Kızmayın canım.
- Ne vous vexez pas.
- Lütfen kızmayın.
- Ne vous offensez pas.
Kızmayın hemen.
N'en soyez pas offensé!
- Lütfen bana kızmayın. - Kızgın değilim.
Je ne suis pas furieux.
Lütfen bana kızmayın.
Ne m'en veuillez pas.
Kızmayın ama araba çalışmıyor ve Sam de sebebini bulamadı.
Ne te fâche pas, la voiture ne démarre pas. - Et Sam ne trouve pas la panne.
Kızmayın lütfen, bir azizden yardım alıyor olmalı.
Ne vous fâchez pas. Il doit avoir un saint de son côté.
Kızmayın. Kasabadan ayrılıyorum.
Ne vous fâchez pas.
Bana kızmayın Bay Bardeman, benim fikrim değildi.
- Ne vous en prenez pas à moi. Je ne l'ai pas choisi.
Kızmayın.
Du calme.
- Efendim? - Lütfen bana kızmayın.
Ne soyez pas fâché.
Hey bayan! Kızmayın ama!
Ne te fâche pas, ma belle!
Kontesim, kızmayın ama bunun içinde 25 lira vardı.
Comtesse il y avait vingt cinq lires là-dedans.
Lütfen kızmayın ama bilmem gerek.. Bn.
Une dernière chose et je ne vous ennuierai plus :
Sakichi, lütfen ona kızmayın.
Sakichi, s'il vous plaît, ne soyez pas fâché après elle.
Lütfen bana kızmayın.
Ne vous mettez pas en colère.
Bu kadar kızmayın efendim.
Professeur, calmez-vous.
Kızmayın! Sevgili kızınızla, bir daha asla çıkmayacağım.
Je ne sortirai plus jamais avec elle.
Lütfen kızmayın...
Ne vous fâchez pas.
Bana kızmayın ama, kızlar, ben dün söylediklerinize kulak misafiri oldum.
Les filles, faut pas m'en vouloir, hier... J'ai tout entendu, hier, j'ai pas fait exprès.
- Kızmayın, Boyar...
- Ne vous fâchez pas, Boyar...
Kızmayın.
Excuse-moi.
Sadece kızmayın yeter.
Surtout ne vous fâchez pas, parce que...
Gidiyorum! Yeter ki kızmayın.
Ne vous énervez pas.
Şey bu biraz garip gelebilir Bayan Brubaker, lütfen bana kızmayın.
Cela vous paraîtra sans doute bizarre, mais ne m'en voulez pas.
Kızmayın Bayan Fishpaw.
Vous fâchez pas.
Bana kızmayın ama Myrna sizin hakkınızda konuştu.
Je ne veux pas vous blesser, mais Myrna parlait de vous au restaurant.
Ama ona kızmayın.
Ce n'est pas de sa faute.
- Bana kızmayın efendim.
- Ne vous moquez pas, monsieur.
ona kızmayın.
allez-y doucement avec lui.
Kızmayın canım.
On se calme, les mecs. La vache!
Ridzik'e kızmayın. Bu aralar zor günler geçiriyor.
Il faut excuser Ridzik, il a eu des ennuis.
Lütfen o ne derse desin, bana kızmayın, tamam mı?
Soyez pas fâché contre moi si elle dit des horreurs.
Kızmayın ama, en iyi arkadaşı mı olayım?
Sauf votre respect, capitaine, mon meilleur ami?
Dr. Marvin, lütfen kızmayın, ben Bob.
Dr Marvin, ne soyez pas en colère, c'est Bob.
Onunla yanlış oyun oynamayın ve onu sağa sola itmeyin! Çünkü babacık bir de kızmayı görsün, canavarlaşır! "
N'essayez ni de le tromper ni de l'agacer, car quand mon cher, vieux papa 5'emballe il peut devenir méchant!
Kaybettiğiniz için üzgünüm Madam Lawrence, ama kazandığım için de mutluyum, o yüzden kızmayın. Harika bir atıcısınız ve bu söylediğimde ciddiyim.
Désolé, vous avez perdu, mais je suis ravi d'avoir gagné!
- Bir daha söyler misiniz? - Lütfen, bana kızmayın.
Pouvez-vous répéter?
- Kızmayın.
- Ne soyez pas en colère.
Bana kızmayın.
- Ne m'en voulez pas.
Kızmayın canım.
Ne vous fâchez pas.
Arkadaşlarımla birlikte Toledo'dan gelen bir televizyon ekibi kılığına girerek fabrikanın içine sızmayı denedik.
Avec mes amis, on s'est présentés comme une équipe télé de Toledo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]