Liz traduction Français
4,116 traduction parallèle
Büyü artık, Liz.
Grandis, Liz.
Liz, benim onur nedimem olur musun?
Liz, veux-tu être ma demoiselle d'honneur?
Tavsiye istiyorsan Liz Lemon'a git derim ya da gözlüklü bir baykuşa
Je te recommande de prendre conseil auprès de Liz Lemon ou d'une chouette avec des lunettes.
Liz.
Liz.
Liz, Bu senin ile alakalı bir şey değil.
Liz, il ne s'agit pas de toi.
Fakat Liz Lemon'ı nedimen olarak seçersen olacaklar bunlar.
Mais c'est ce que tu obtiens quand tu choisis Liz Lemon comme demoiselle d'honneur.
Şimdi kim benim nedimem olacak, Liz?
Qui sera ma demoiselle d'honneur maintenant, Liz?
Benimle misin, Liz?
Vous êtes avec moi, Liz?
Az önce bana Liz diye seslendin!
Vous venez de m'appeler Liz!
Liz ile ikide buluşmam gerekiyor.
Je vois Liz à 14 h.
Peki o zaman Liz'e yaptır.
Alors, fais-le faire par Liz.
Eski Liz olsa sana hak verirdi.
L'ancienne Liz aurait été d'accord avec vous.
Eski Liz haklıydı.
L'ancienne Liz avait raison.
Liz!
Liz!
Liz Lemon!
Liz Lemon!
Selam Liz, yeni bluetooth kulaklık mı aldın?
Hey, Liz, nouvelle oreillette Bluetooth?
Liz, şu anda cinsel dolaşmadayım.
Liz, Je suis dans un bain de foule sexuelle.
Hadi, şansı değerlendir Liz.
Bon Liz, prends un jour de congé.
- Bunların hepsini senin için yaptım Liz.
- Tout est pour toi, Liz. - Quoi?
Scooby Doo!
Scooby Doo! Liz, attends!
Liz, bekle! $ 10 milyon!
10 millions de dollars!
Baksana Liz, Thad'i bulamıyorum.
Hey, Liz, je ne trouve pas Thad.
Liz, bunu yapamayacağın biliyorsun.
Liz, tu ne vas pas faire ça.
Selam Liz, n'aber?
Hey, Liz, quoi de neuf?
Niye gidip bana ve Liz'e içecek bir şeyler getirmiyorsun?
Pourquoi ne nous apporterait pas des boissons, à Liz et à moi?
Liz, biraz görüşebilir miyiz?
Liz, un instant, s'il te plait?
Geliyorlar Liz.
Elles arrivent Liz. Click click.
- Liz, niye gidip Karolina ve...
Liz, pourquoi tu n'irai pas..
Liz, Endonezya'ya seks turuna gitmiş bir spor hocası aradı.
Hey, Liz, un prof de gym faisant du tourisme sexuel en Indonésie a appelé,
Neden bunu anlamıyorsun ben onunla mutluyum... - Liz'le.
Pourquoi ne peux tu pas juste être contente que je sois heureux...
- Bir şey söyleyebilir miyim?
- Avec Liz? - Est ce que je peux juste dire une phrase?
Dana sever misin, Liz?
Ce soir. Vous aimez le boeuf, Liz?
Liz, sana ihtiyacımız var, bunu devam ettirmemiz lazım, şeye kadar... annem ölene kadar.
Liz, on a seulement besoin que tu acceptes ça jusqu'à... je ne sais pas, que ma mère meurt.
İtalyan olmadığına emin misin, Liz?
Est vous sure que vous n'êtes pas italienne, Liz?
Anne, mektuptaki "L" Liz değildi.
Le "L" de cette lettre n'est pas Liz,
Haklıydın, Liz.
Tu avais raison, Liz.
Liz'in seni çok çalıştırmasına da müsade etme.
Ne laisse pas Liz te faire travailler trop,
Ye artık!
[estomac de Liz] Mange les maintenant!
Çözmemizi istediğin bir gizem var mı, Liz?
As tu des mystères qui ont besoin d'être résolus Liz?
Liz seni mi aradı?
Liz t'a appelé?
Liz'imin ofisinden defol.
Sortez du bureau de ma Liz.
Bu doğru. Liz beni aradığında, Bu dövmeyi yapıyordum.
Quand Liz m'a appelé, je me faisais tatouer.
- Kapa çeneni, Liz.
- Taisez vous, Liz.
Üzgünüm, Liz.
Désolé, Liz.
Aksine Liz.
Au contraire Liz.
Yani başkan ve şerif hiç yedek bir plan tasarlamadılar mı, Liz?
Donc le maire et le shérif n'avaient jamais envisagé un plan de secours, Liz?
Bırak şimdi, Liz.
Laisse tomber Liz
İşte burdasın, Liz.
Vous voila, Lieuuuuz
Yeni bir işe başladım,... çok stresli bir iş,... her gün kendi çöp kutumu Liz Lemon bana bağırmadan doldurmak zorundayım.
J'ai commencé ce nouveau job, et c'est déjà tellement stressant d'avoir sa propre corbeille à papier et de devoir la remplir tous les jours, j'ai pas besoins d'avoir Liz Lemon qui me cris dessus,
Arkadaşım Liz'in bile,... en azından arkadaşım olduğunu düşünmüştüm doğuştan tartışamaya hazır Yahudi yöneticilere patronluk taslayabilirim?
Parce que si mon amie Liz... Comment est ce que je vais diriger une chaine de TV et manager mes cadres juifs qui sont entrainés depuis leur naissance à baratiner.
Git, Liz ile ye.
Mange avec Liz.