Mı dedin traduction Français
4,047 traduction parallèle
Sen birlikte yemek "yapalım" mı dedin?
Tu viens de dire "faire le dîner"?
Bana mı dedin abi?
Tu me causes?
"Kedi kaka toplayıcısı" mı dedin?
Les crottes de chat?
Birden fazla karı mı dedin?
Plus d'une seule femme, vous voulez dire,
Bana mı dedin?
[Comme Robert de Niro] Vous me parlez?
Seni hezimete uğratırım mı dedin?
- Quoi? - Quoi? Tu as dit que tu allais m'occire?
Bana korkak mı dedin sen?
Tu me traites de lâche?
Pardon. Arızan mı dedin?
Je suis désolé, qu'est-ce que tu as dit, "pogo"?
Anlamadım, "sonlandırmak" mı dedin?
Attendez, désolé, "cesser"?
Yoksa aşağıya atlarken, yüzünde büyük gülümsemeyle adam her şey yolunda mı dedin? Çünkü paraşütüne zarar verdiğin için ölüme atladığını biliyordun.
Ou bien tu lui as souri, levé les pouces quand il a sauté, sachant que t'avais truqué son parachute et qu'il allait crever?
- Dur. "baba" mı dedin?
- Attends. Tu viens de dire "papa"?
Tuhaflık mı dedin?
Tu veux que je sois bizarre?
Şu üç dakika içinde bana suçlu fahişe, geri zekalı ve yalancı dedin. O yüzden bundan sonra bir daha konuşmayacağız. Bir :
Durant les trois dernières minutes, tu m'as traité de criminelle, de pute, d'idiote, et de menteuse, donc c'est à peu près la dernière fois que nous nous parlons, premièrement... avec qui je couche ou ne couche pas
Dedin ya, ben inatçı bir adamım.
Comme tu l'as dit. Je suis têtu.
- Ne yaptım dedin? - İçerideki adam yardım beklerken ölmesin diye, aptal herif.
Pour que ce type là-dedans ne meure pas en attendant les secours, imbécile.
- Lastiği del dedin ve ben de yemek alırlarken deldim ama birini öldüreceğinden bahsetmemiştin!
- Tu m'as demandé de crevé le pneu, ce que j'ai fait quand ils sont allés chercher leur bouffe mais tu n'as pas parlé de tuer qui que ce soit!
- Bu neydi? Bu, polisin bana Sharon Edmonds'ı nereden tanıdığımı sormasıydı. - Ne dedin?
C'était la police qui me demandait comment je connais Sharon Edmonds.
Sen bana az önce ne dedin?
Comment venez-vous de m'appeler?
"Bir numaram Melinda" dedin, ben de kıskandım.
Tu as dit que Melinda était ton numéro un, et je suis jalouse.
Bir şeyle uğraşıyorum dedin. Sanırım Harvey'nin davası.
je suppose.
Ne dedin sen bana?
Comment m'as-tu appelée?
Dur bir, 3 yıl mı dedin?
Attends, trois ans?
Sorun değil, sonuçta arama dedin.
Enfin, tu m'avais demandé de ne pas le faire.
Almadım dedin ama Jamie yatağının altında bulmuş.
Tu as dit que tu ne l'avais pas prise, mais Jamie l'a trouvée sous ton lit.
- Dur biraz, ne dedin sen?
Vraiment? - Je vais m'arranger.
- Kusura bakma, arayamadım. - Ne dedin?
- Pardon, j'ai pas pu appeler.
Söylemen yeter dedin.
Tu m'as dit que tout ce que j'avais à faire était de demander.
"Özür dilersem kesin ezelden beri yaptırdığı şeyleri yine yaptırır ve hoş bir öğleden sonra geçiririm." mi dedin?
T'es-tu dit, "je parie que si je m'excuse, " elle me laissera faire ce qu'elle me laisse toujours faire, on passera un agréable après-midi? "
"Hazırım" dedin.
Tu as une idée de ce qu'il va se passer si Gillian découvre ce que tu as fais?
- Ne dedin sen?
- Qu'est-ce que tu m'as dit?
Ne dedin sen bana?
Comment tu viens juste de m'appeler?
- Sözümü geri aldım. - Ne dedin?
Attend quoi?
Ne dedin? Duydun beni.
Tu m'as entendue.
Bana ne dedin sen?
Tu m'as dit quoi?
Hastanedeyim deme dedin. Ne dememi istiyorsun?
Tu m'as dis de te dire que que je ne suis pas à l'hôpital.
Affedersin, ne dedin sen bana?
- D'accord - Pardon, comment tu m'as appelée?
- "Ringo'ya âşığım." dedin sanki.
J'ai cru entendre que t'aimais Ringo.
Burnumu sokayım dedin.
Et tu as commencé à fouiner autour.
Atmak dedin de Johnsonlar bahçe düzenleyicilerini değiştirmek istediklerini söylediler bütün ağaçlarını budadıktan sonra hem de.
Oh, en parlant de déchirure les Johnsons m'ont dit qu'il voulaient changer de paysagiste aujourd'hui après que j'ai rendu touffu tous leurs arbres
Az önce bana mızmızlanıp duruyorsun mu dedin sen?
Tu m'as traitée de chieuse pleurnicharde?
Bana, neye ihtiyacım olursa gel, dedin.
Vous avez dit tout ce dont j'aurais besoin.
Koşuşturma mı dedin?
Tu as dit "un jogging"? En effet.
Bekle, bekle, bana az önce ne dedin?
Oh, whoa, whoa, comment tu m'as appelé?
Magnolia, materyalistik ve sığ biri, dedin sanmıştım.
Tu avais dit que Magnolia était matérialiste et superficielle.
Bana bebek mi dedin?
Tu viens de m'appeler "bébé"?
Sen bana "Min" mi dedin?
Est-ce que tu viens juste de m'appeler "Min"?
"Gir kapıdan" dedin sandım. Herkesin belgelerini topladım.
J'ai entendu "Entrez".
Bir sorunu olduğunu söyledim. Sen de çeneni kapat dedin.
Qu'il avait un problème, et tu m'as dit de me la fermer.
Bana şişman dedin ve duygularımı incittin.
Vous m'avez dit que j'étais gros, et ça m'a blessé.
Bekle, geriye sar. Sen bana kevaşe mi dedin, seni kevaşe?
Attends 2 sec. Est-ce que tu m'as appelé salope, salope?
Gary, bana tatlım dedin.
Tu m'as appelée, "ma belle".