Mı dediniz traduction Français
654 traduction parallèle
- Bana mı dediniz?
- Vous vous adressez à moi?
Sizi öptükten sonra mı dediniz?
Vous avoir embrassée, dites-vous?
- Bir kadınla mı dediniz?
- Une femme?
Danvers mı dediniz?
Vous avez dit Danvers?
- "Yüzbaşı Barton" mı dediniz?
Avez-vous dit : "capitaine Barton"? Oui.
Silahım var mı dediniz?
Vous avez un revolver?
- "Bracken" mı dediniz?
- Vous avez dit "Bracken"?
"Hayallerimdeki kadın" mı dediniz?
"Voilà la femme de mes rêves"?
Bir adamın hayatı mı dediniz yani bu konunun şapkayla ne ilgisi var?
Un homme risque sa vie? Mais quel rapport?
- Şöyle bir etrafa bakayım mı dediniz Çavuş Johnson? - Evet efendim.
Vous faites comme les pèlerins?
İyi anlaştık mı dediniz?
Vous avez sympathisé?
- Siz de taşınırız mı dediniz?
- Vous vous déplaceriez, c'est ça?
Çıplak mı dediniz?
Non édulcoré, dites-vous?
- "Önümüzdeki ay" mı dediniz?
- Le mois prochain, avez-vous dit?
New Haven'dan Bay Stevenson mı dediniz?
Vous dites M. Stevenson, de New Haven?
"Çok az" mı dediniz?
"Si peu", vous disiez?
Beş dakika mı dediniz?
5 minutes, dites-vous?
- Gladys Glover mı dediniz?
- Avez-vous dit Gladys Glover?
Neyin kralı otomobil kullanır mı dediniz?
Si le Roi de quoi conduit sa voiture?
İhbar mı dediniz?
Vous voulez signaler un crime?
Her halde insanlarla kolay kolay konuşamadığımı anladığınız için öyle dediniz. - Öyle misiniz? - Evet.
Non, pas du tout je veux dire ça je n'arrive pas bien... à parler aux gens
Siz dediniz ya, bakın utandım şimdi.
Puisque vous posez la question, je crois que si.
Bana "Bayım" dediniz.
Vous m'appelez "monsieur."
Bir şey mi dediniz bay Bradley?
Avez-vous dit quelque chose, M. Bradley?
İyi dediniz, şövalye. Ama fazla olmasın. Yoksa toprağımızı işleyecek ve vergi verecek kimse kalmaz.
Bien dit, mais laissez-en pour labourer nos terres et payer l'impôt.
Polisin onların izini sürdüğünü söylediğimde, bana devam et dediniz.
Vous-même m'aviez donné le feu vert pour les pousser à vendre!
J. Palmer Cass dediniz ki Scrub White ile ufak bir tartışma yaşamışsınız.
J. Palmer Cass, vous dites vous être fâché avec M. White.
Ne dediniz Bay Baldwin?
Vous disiez, M. Baldwin?
Bay Larsen, "oldu bittiye getirin" dediniz.
M. Larsen, vous avez dit : "Bouclez-moi ça".
Ne dediniz küçük hanım?
Qu'est-ce que ça signifie?
- Hayır, soda istemiyorum. - İstiyorum dediniz sandım.
Non, je n'en veux pas.
İştahım yok dediniz.
Elle est bien bonne!
- Sanırım. - Ama "birkaç tane" dediniz.
- Alors pourquoi "quelques-unes"?
- Sanırım, zengin değilim dediniz?
Je crois que vous avez dit que vous n'étiez pas riches?
Sanırım "18" dediniz efendim.
Vous m'avez bien dit, le n ° 18?
Bu onları daha iyi vatandaş ve müşteri yapmaz mı? Ne dediniz?
Ne sont-ils pas bons citoyens et consommateurs?
Ne dediniz bayım?
De quoi s'agit-il, monsieur?
Ve hikâyeyi okuyunca da "işte aradığım bu" dediniz.
Vous avez pensé : " Voilà mon homme.
Bir saniye, Leakin. Jüriye Albay'ın genellikle şarap içmediğini söylediniz. Ona uygun değildi dediniz.
M. Lakin vous avez dit au jury que le bourgogne ne convenait pas au colonel.
- El mi dediniz Bay Cordette?
- De mains, M. Cordette? - De mains.
- Bir saniye! - Son sözünü anlamadım... "Oturun bir şey..." dediniz.
- Vous avez dit Assise... quoi?
- Bir şey mi dediniz, bayım?
Pardon?
Eşlerinize o dağlara mı çıkacağız dediniz?
C'est ce que vous aviez dit à vos épouses?
- Ne dediniz bayım?
- Euh, comment, monsieur?
Evet, kaptan. Demin dediniz ya?
- Oui, vous m'avez bien dit de...
Siz dört dediniz... elimden gelenin en iyisini yaptım ve 10 tane buldum... ama 10 dediğimde 15 tane bulmuştum.
Tu avais dit quatre. En fait, je pensais qu'il nous en fallait dix.
Birbirinize merhaba dediniz. Gürültüyü kesin de işimize bakalım.
Vous vous êtes dit bonjour, venons-en aux choses sérieuses.
Ben iki dediniz sandım
Vous avez dit deux.
Siz bana işgüzar dediniz.
Vous m'avez traité de fouineur?
Cinayet mi dediniz Bay Masters?
Il y a eu une tuerie, M. Masters?
Kalsaymışım dediniz.
Vous avez dit que vous auriez dû rester ici.