Ne bebeği traduction Français
1,062 traduction parallèle
Johnson, bir bebek doğurtacaksın. - Ne bebeği?
- Johnson, tu vas faire l'accouchement.
Ne bebeği bu bayım?
Quel bébé, monsieur?
Ne bebeği?
Quel bébé?
- Ne bebeği?
Garder quoi?
- Ne bebeği?
- Quel bébé?
- Ne bebeği? Ben mi?
- Quel bébé?
Bebeğe ne oldu? Ne bebeği?
Qu'est-il arrivé au bébé?
Bebeği ne zamana bekliyordunuz?
Quand est-ce que son arrivée est prévue?
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile.
Admettons qu'il ne puisse pas faire d'enfant. Il n'a pas d'utérus. Ce n'est la faute de personne, pas même des Romains...
Bebeği olamayacaksa, bebek sahibi olma hakkı için neden savaşalım?
Pourquoi défendre son droit de faire des enfants s'il ne peut pas en faire?
Ona kaçtığımı, bebeği de götürdüğümü, onu sevmediğimi söylediler.
On lui a dit que j'étais partie avec le bébé, que je ne l'aimais pas.
İçindeki telvesinde ne görüyorsun, anne? Loretty, bebeği al tatlım.
- Qu'est-ce que tu vois dans le marc?
Bebegi ne zaman bekliyorsunuz?
Alors, c'est pour quand, le bébé?
Beni de, bebegi de istemiyorsun.
Tu ne veux pas de moi, ni du bébé :
Zavallı bebeği zavallı Safinaz'dan uzaklaştıramazsın.
Vous ne pouvez pas l'emmener, pauvre Olive.
Bu bayanın bir bebeği olacak ve 24 saat hareket...
Cette dame va avoir un bébé... et ne peut pas être déplacée pendant 24...
Oh, Lu-Lu, bebeği doğur.
Ne t'en sépare pas.
Bebeği geri almaya çalışır mı sizce?
Il tentera de le reprendre? Je ne sais pas.
Bu insanların ne yapacağını bilemezsiniz, bebeği geri almayı çok istiyorsa hele.
Ils sont imprévisibles. S'il veut son bébé...
Merak etme, bebeği böbreğinle yapmıyorsun.
Ne t'en fais pas. On n'enfante pas avec les reins.
Daha satmadık bebeği.
On ne l'a pas encore vendu.
Onun bir bebeği olacak, ve iyi durumda değil.
Elle va avoir un bébé, et elle ne va pas très bien.
Bir bebeği bir hanımın göbişinden alma işlemi.
Il s'agit d'extraire un nouveau-né du ventre d'une dame.
Ben o bebeği olmayan... şanssız kadınlardanım.
Je suis une de ces veinardes qui ne peuvent pas en avoir.
Bu bebeği istemiyorsan... şimdi söyle, durdururum.
Si tu ne veux pas de ce bébé, dis-le-moi maintenant, et j'arrêterai tout.
Ama ben bebeği görmedim, hakkında konuşamam çünkü ona inanmıyorum.
Mais... je ne l'ai jamais vu, je ne peux pas en parler. Je n'y crois pas, à ce bébé.
Neden sadece bebeği yakmadın?
Pourquoi ne pas incinérer le bébé?
Eğer bu bebeği yanımda götürmezsem, onu kesinlikle öldürecekler.
Si je n'emmène pas ce bébé avec moi, elles ne manqueront pas de le tuer.
Ne biçim adam bu böyle? Bebeği yakalamadı.
Faut être salaud pour ne pas rattraper un bébé!
Çok özür dilerim. - Ne zaman bebeği oldu?
Quand elle a eu son bébé?
"Kır Bebeği Cleveland'da üretilmiştir" diye mi yazacak?
Bébé Champêtre fait maison à Cleveland? Je ne pense pas.
Kimse Bebeği köşeye koyamaz.
Les vieux amis sont les meilleurs Personne ne coince Baby dans un coin.
Derhâl buraya gelmezsen, bu bebeği paramparça edeceğim.
Si tu ne sors pas tout de suite, je vais mettre Guignol en pièces.
Bir dingonun bebeği nasıl alabildiğine ve asla bulunamadığına inanamıyorum.
Je ne peux pas croire qu'on n'ait rien retrouvé.
Hayır, onları bebeği için Wendy'e vereceğim.
Ne gâchons pas. Donne-les à Wendy.
Sizce neden insanlar bebeği dingonun yediğini kabul etmiyorlar?
On ne croira pas au dingo?
Bana hiç dingonun bebeği ağzında taşıdığını gördüğünü söylemedi. Pardon?
Elle ne m'a jamais dit avoir vu le dingo ainsi.
Size hiç, bebeği dingonun ağzında görmediğini söyledi mi?
Vous a-t-elle dit qu'elle ne l'avait pas vu?
Çünkü çılgın hayranlarının... John'un bir karısı ve bebeği olduğunu öğrenmeleri iyi olmazdı.
Il ne fallait pas que les fans sachent que John avait une femme et un bébé à la maison.
Küçük erkek kardeşim doğduğunda ise bir anda babamın göz bebeği konumuna gelmişti, bilemiyorum.
Quand mon petit frère est né, il est devenu le préféré de mon père.
- Ne şart altında olursa olsun... Ailemizin hiç bir ferdi, Bu bebeği sevmeyecek...
il est absolument interdit... qu'un membre de cette famille tombe amoureux de ce bébé.
Bebeği ona veremeyiz
- Nous ne pouvons la lui donner!
Kimse bu bebeği almayacak
Personne ne s'occupera de ce bébé.
Tek yapmamız gereken, bu bebeği bavula geri koymak onu göremeyeceğimiz bir yere.
Nous n'avons qu'à remettre cette poupée dans la valise, afin de ne plus la voir.
Bir bebeği var. Bebeği daha hiç görmedim.
Elle a un bébé, et tout, et je ne connais pas encore le bébé.
Oradaki deliler tarafından tecavüze uğradı ve bir bebeği oldu.
Des fous l'ont violée et un bébé est né.
Hiç bebeği doğurmamayı düşündün mü?
Tu as pensé à ne pas l'avoir?
Bebeği sen doğur. Şişmanla. Meme uçların yara oluncaya kadar emzir.
Toi, tu enfles, et tu le fais téter à ne plus sentir tes nichons!
Eğer bir tane kolunda, bir tane de yolda bebeği olan evlenmemiş bir siyah kadın görürsem bilmiyorum ne yaparım.
Si je vois encore une jeune Noire célibataire, enceinte, poussant un landau, avec un bébé sous le bras, je ne réponds plus de rien.
Hafta sonunda bir yere gidersin ama döndüğünde bebeği asla bıraktığın yerde bulamazsın.
Tu pars et tu ne les retrouves jamais là où tu les as laissés.
Bebeği istemediğim halde bazen Bernard'ın gülüşüne sahip bir oğlan ya da gözlerine sahip bir kız hayal ediyordum.
Bien que ne désirant pas l'enfant il m'était arrivé d'imaginer un garçon avec le rire de Bernard ou une fille avec ses yeux
bebeğim 2704
bebegim 18
bebeğim benim 29
bebeğim nerede 19
bebeği bana ver 18
ne ben 29
ne bekliyorsun 380
ne bekliyordun 108
ne bekliyordun ki 83
ne bekliyorsun ki 18
bebegim 18
bebeğim benim 29
bebeğim nerede 19
bebeği bana ver 18
ne ben 29
ne bekliyorsun 380
ne bekliyordun 108
ne bekliyordun ki 83
ne bekliyorsun ki 18