Ne ile traduction Français
17,387 traduction parallèle
Kimse Boone ile bu şekilde konuşamaz.
Personne ne parlait à Boone sur ce ton.
- Ne ile meşguldün acaba? Meşgulmüş.
Occupé à faire quoi?
Ve ne ile ödeyeceğim?
Et le rembourser avec quoi?
Vücudunun geri kalanı ile uyumlu değil gibi.
Ca ne correspond pas vraiment au reste de son corps.
Beli vücudu ile uyumlu değil.
Sa taille ne correspond pas à son corps.
Lou ile ne yapmamı istersin?
Dis-moi... Je fais quoi avec Lou?
Evet. Mickey ile birlikteydim ama bir bok yapmayacağını biliyordum.
Ouais, j'étais avec Mickey, mais je savais qu'il ne ferait rien.
Seni evimde kocamın isteği ile ağırlayacağım. Ama bize hakaret etme.
Je vous recevrai chez moi si c'est le souhait de mon mari, mais ne nous insultez pas.
Birini kurtarabilecek olsaydın ve sağlıklı bir çocuk ile hasta bir adam arasında seçim yapman gerekse hangisini seçerdin?
- Si vous ne deviez sauver qu'une seule personne, Qui choisiriez-vous entre l'enfant en bonne santé et le vieil homme malade?
Hey, um... neden gelip tayfanın geri kalanı ile tanışmıyorsun
Hey, euh... pourquoi ne pas venir et rencontrer le reste de mon équipage?
Ama Contemporary olmadan, profesyonel şekilde rekabet edebilirsin. Bu okul ile uçarak olmaz.
Mais sans contemporain, vous ne pouvez pas être compétitif dans le monde professionnel et qui sera tout simplement pas voler avec cette école.
Böyle bir gücü... Neden tüm dünya ile paylaşmak istemeyesin?
Avec une puissance comme ça... pourquoi ne pas vous voulez Partage le avec le monde?
- Hey Kyle ile o şey akşam yok mu?
- Hé, ne vous avez cette chose ce soir avec Kyle?
Walter Brady ile ilişkisi ne?
- Parente de Walter Brady?
Bu tutarsızlığı Memurun önceki yeminli ifadesi ile...
Cela ne concorde pas avec la déclaration sous serment
Bunun Loretta ile alakası yok.
Il ne s'agit pas de Loretta.
Çocuklar neden yerleşkeye geri dönmüyoruz? Nick ile Ann'i bekleyip dışarıda neler olup bittiğini öğrenebiliriz.
Pourquoi on ne retourne pasvers le complexe, pour attendre Nick et Ann, pour tenter d'y voir plus clair?
Leslie ile aranızın biraz limoni olduğunu biliyoruz.
Tu ne t'entendais pas avec elle.
Ne yaptı bilmiyorum, ama galiba B ile gideceğim.
J'en sais rien. Mais je vais choisir le B.
Leonard'ın ailesi ile ilk kez tanışacağız, ve onların hepsi zeki ve-ve entellektüel insanlar, bizim beyaz aptallar olduğumuzu düşünsünler istemiyorum.
On va rencontrer les parents de Leonard pour la première fois, et ils sont si académiques et intellectuels, je ne veux pas qu'ils pensent qu'on est des bouseux de blanc.
Reggie ile ne zaman tanıştınız?
- Vous connaissez Reggie?
Bu şekilde içeri giremezsiniz efendim. - Saçmalama. - Bu giyim ile içeri gireme -
Vous ne pouvez pas entrer ici comme cela.
Felsefi sınavı ve sandalye ile ilgili o hikaye. Onun anlamı ne?
Ton histoire sur l'examen de philo et la chaise, ça veut dire quoi?
"Zamanını kötü ile harcama. " İyi ile yaşa. "
"Ne t'encombre pas du malheur, profite du bonheur."
Alex ile aramda ne olduğunu sanıyorsun bilmiyorum ama ben am seviyorum.
Je sais pas ce que t'imagines entre Alex et moi mais moi, j'aime la chatte.
Kaç defa söyledim onlara, çok geç olmadan Saw Gerrera ile konuşmam lazım!
Je dois parler à Saw Gerrera! Je ne fais que de le dire, avant qu'il ne soit trop tard.
Babanız ile en son ne zaman temasa geçtiniz?
Quand avez-vous été en contact avec votre père pour la dernière fois?
Saw Gerrera ile en son ne zaman temasa geçtiniz?
Quand avez-vous été en contact avec Saw Gerrera pour la dernière fois?
Peki bunun babam ile ne alakası var?
Qu'est-ce que ça a à voir avec mon père?
Saw Gerrera ile çok geçmeden konuşmam lazım.
On a pas le temps! Je dois parler à Saw Gerrera avant qu'il ne soit trop tard.
Şimdi vazgeçersem kendim ile yüzleşemem.
Je ne pourrai plus me regarder en face si j'abandonne maintenant.
Bekle, yapamam, iletişim kulesi ile bağlantımız yok, bağlantıda değiliz.
Attends, je ne peux pas. On n'est pas branchés à la tour. On est pas en réseau.
Shivaay ile görüşmeyeceksin, bu son sözüm!
Tu ne dois pas revoir Shivaay, point final!
Terör ile mücadelede ön cepheler Irak veya Afganistan değildir.
Les piliers de la guerre de la terreur ne sont ni en Irak ni en Afghanistan.
- "Canlı" ile ne demek istiyorsun?
Comment ça, en direct?
Her teşkilat ve departman bilmeli ki, bu yönetim bilgiyi saklayanların değil bilgiyi kamu ile paylaşanların tarafında duruyor.
Chaque agence et département devrait savoir que cette administration ne se tient pas du côté de ceux qui veulent dissimuler des informations, mais de ceux qui veulent la divulguer.
Ve nihayetinde gerçek olan şey, kendine hangi mazereti söylersen söyle bu terörizm ile alakalı değil.
Et à la fin, on en oublie la vérité. Peu importe les raisons qui vous permettent d'y croire, il ne s'agit pas de terrorisme.
- Jim Lowell ile ne kadar fazla program olduğunu konuşuyordum.
Je parlais à Jim Lowell
Eğer benimle gelmezsen, Boles ile gideceğim, kendi başıma. Ne?
Si tu viens pas avec moi, je serai tout seul avec Boles.
- "Uzun vadede" ile ne demek istedin?
Quoi du "long terme"?
Eastland ile Dulles'ın oraya gidişini ne zaman konuştun?
Quand avez-vous parlé à Eastland d'envoyer Dulles là-bas?
Tüm hayatın boyunca bu adada yaşadın ve orada ne olduğunu bilmiyor musun?
Comment ça "rien"? Tu as vécu toute vie sur cette île.
Ne yazık ki ; bu adayı geliştirmekle çok meşgulüm yoksa gider kendim arardım.
Malheureusement, je suis occupé à développer cette île, sinon je le chercherais moi-même.
Kraliyet Astronomik Derneği'ne ekliptik eğimi ile ilgili bir tez yazmıştı... -... sonra da kendininkini aşan bir başka tez okumuş.
Il a écrit un article pour la Société d'Astronomie sur l'obliquité de l'écliptique, puis en a lu un autre qui semblait le surpasser.
Onların çok büyük gemileri var. Tek seferde 100 kişi ile beraber denize açılabilir ve 20 dakikada gideceği yere varabilir.
Leurs navires sont si grands... qu'ils peuvent facilement transporter une centaine de voyageurs à travers la mer... et ils ne prennent que vingt soleils pour atteindre Makkan.
Biliyorum, Moonja ile arandakini. Doğru, Maham ile arkadaş değilim ama varlığıyla beni ben yapan o.
C'est vrai, je suis la compagne de Maham... mais ma présence auprès de lui ne fait aucune différence.
- Şey, aşk ile ne demek istediğine bağlı.
Tout dépend de ce qu'on veut dire par amour.
Görgü tanığı olduğunu düşünen Memur Bell ile devriye aracında, polis merkezine giderken, ona ne sormuştun?
Et maintenant, dans la voiture, avec l'agent Bell, qui vous prend pour un témoin, vous demandez quoi?
İyi de bu anlattıklarının Hamsterlar ile ne ilgisi var?
Mais quel est le rapport avec les hamsters?
Daha önce sizi Mary Hawkins ile konuşurken görmemiş miydim?
Ne fait pas je vous vois parler à Mary Hawkins plus tôt?
Böylece kimse üzerine bir ev yapamaz. Ne zengin değil mi? .
Ça c'est l'île qu'un type très riche a acheté pour que personne d'autre y mette sa maison.
iletişim 44
ileri 762
ilerleyin 224
ile ne demek istiyorsun 18
ilerleme 17
ileri marş 161
ileride 61
ileri bak 19
ilerliyor 22
ilerle 193
ileri 762
ilerleyin 224
ile ne demek istiyorsun 18
ilerleme 17
ileri marş 161
ileride 61
ileri bak 19
ilerliyor 22
ilerle 193
ilerliyorum 16
iletirim 38
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerlemeye devam edin 25
ile mi 17
ilerleme var mı 16
ile başlıyor 37
ne ilgisi var 21
ne ilginç 46
iletirim 38
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerlemeye devam edin 25
ile mi 17
ilerleme var mı 16
ile başlıyor 37
ne ilgisi var 21
ne ilginç 46