English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Ne ilginç

Ne ilginç traduction Français

1,622 traduction parallèle
Ne ilginç bir tesadüf, değil mi? Etyopya'ya girmem lazım ve sen çoktan oradasın.
Et n'est-ce pas une étrange coïncidence, que quand j'ai besoin d'entrer en Éthiopie, vous y êtes déjà.
- Ne ilginç.
Original!
İlginç - Ne ilginç?
C'est étrange.
Ne ilginç bir isim. - Evet.
Original, comme prénom.
Bataklıktan bir dev. Oh'Ne ilginç'
L'ogre d'un marécage, comme c'est original!
Ne ilginç bir kız.
Elle est formidable.
Eğer tek ders alacaksan, ilginç bir şey seçsene.
Pourquoi ne prends-tu pas quelque chose d'intéressant?
"Arabayı Carmela kullanıyor, ne kadar ilginç."
"Carmela conduit la voiture, que c'est intéressant."
- İlginç bir şey taşıyor muydu? - Ne gibi mesela?
- Transportait-il quelque chose d'intéressant?
Anlıyorum, çok ilginç. Ne yapıyorsun?
Je vois, très intéressant.
Sen de ilginç bulmuyor musun, Jessica... annelerinin günahları nasıl da çocuklarında çiçek açıyor?
Vous ne trouvez pas intéressant Jessica... comment les péchés des mères s'épanouissent dans les enfants qu'elles ont portés?
Ne kadar ilginç.
C'est intéressant.
Hep rastlaşmamız ilginç.
C'est amusant, on ne cesse de se croiser.
- Çok ilginç.
C'est bizarre. Je ne comprends pas.
Ama ilginç giyiminiz hakkında beni uyarmamıştı.
II ne m'a pas parle de votre gout vestimentaire particulier.
- Şimdi ilginç şeyler yapmak istiyorum
Maintenant, je ne fais que ce qui m'intéresse.
Vay, vay. Bütün bunlar ne kadar ilginç.
Eh bien, tout cela est absolument passionnant...
- Ne kadar ilginç.
Comme c'est intéressant.
Gördüğüm en ilginç gülüştü.
Je ne l'ai pas vu depuis.
Zaten film pek de ilginç değildi.
Je ne trouve pas le film intéressant de toute façon.
Ne kadar ilginç olurdu?
J'aimerais voir ça.
İlginç olan şu. Hiçbiri bilemez bunu.
Le plus dingue, c'est qu'aucune d'entre elles ne saura jamais.
Bakın ne diyeceğim, siz saç kesimlerinden ya da hava durumundan daha ilginç bir konu bulun, ben de ellerimi yıkayayım tamam mı?
Je vais vous dire, pourquoi n'essaieriez-vous pas de trouver un sujet plus profond que les coiffures ou le temps qu'il fait? Et je vais me laver les mains, ok? Ça veut dire toi.
Ama kaçık falan değilim. Çok ilginç. O zaman onu neden terk ettin?
Alors pourquoi avez-vous rompu avec ce garçon, à moins que vous ne vous sentiez pas à l'aise pour en discuter...
- Tekrar karşılaşmayı çekelim. Çok ilginç.
Parce que je pense que ça ne va pas fonctionner.
- Ne kadar ilginç.
- lntéressant.
Ne kadar ilginç. Onlarla beraber birisi daha vardı. Ona "cogenitor" diyorlar.
Très intéressant... il y avait quelqu'un d'autre avec eux ils l'ont appelée "cogéniteur"
Öyleyse, seninle ilgili ilginç olan ne?
Alors, qu'as-tu d'intéressant toi?
İlginç, ne zaman "üçüz" desen, üç tane seksi 19 yaşında sarışın geliyor aklıma.
Quand tu dis "les triplés", je pense à trois belles blondes.
Kulağa ilginç geliyor ama o bunu asla yapmaz.
Ca l'air intéressant. Mais il ne le fera jamais.
Adli Tıp çalışmalarını diğer insanlar kadar ilginç bulmuyorum.
- Pas beaucoup. Les docus sur le travail judiciaire ne sont pas très intéressants.
- Tesadüfler ilginç değildir.
Les coincidences ne sont pas intéressantes.
Kıvrak zekalısın Seth, Ama "etek avında" beceriksiz olman çok ilginç
Tu es un beau parleur Seth, surprenant que tu ne sois pas meilleur à la chasse aux jupons.
Onun tarafını tutman ne kadar ilginç.
Intéressant comme tu prends son parti..
Ne olduğunu tam bilmiyorum ancak bir an için mümkün olan şeyleri gördüm ve neden bilmem dünya açık ve ilginç geldi.
Je sais pas comment, mais j'ai entrevu des possibilités. Curieusement, le monde paraissait ouvert et intéressant.
Bunun en ilginç yanı ne bilmek ister misin?
Le comble de l'ironie est que...
İlginç bir teori. Pek inandığımı söyleyemem ama.
C'est intéressant, mais je ne suis pas d'accord.
İnsanların, görmediğini sandığında önünde yaptıkları şeyleri izlemek çok ilginç bir şey.
C'est stupéfiant ce que les gens ont l'audace de faire sous tes yeux... Lorsqu'ils croient que tu ne vois rien.
Bu kesinlikle uzun bir süredir aldığım en ilginç teklif.
On ne m'a rien proposé d'aussi intéressant depuis bien longtemps.
Yatak, bunun için çok ilginç bir seçim, ne dersin?
Intéressant d'avoir choisi un lit pour ça, non?
- Bu kadar ilginç olan ne?
Qu'est ce qui est si intéressant?
İlginç. Çünkü bunlarla uyuşan uçak biletleri yok.
C'est intéressant parce que je ne vois pas de dépenses pour des billets d'avion.
Zevahiri için işin ilginç yanı Mısır halkının neden gerçeği göremeyip ayaklanamamasıydı.
Zawahiri ne parvenait pas à saisir pourquoi les Égyptiens n'avaient pas vu la vérité et ne s'étaient pas soulevés.
Bir süre sonra ne kadar ilginç olabilir ki?
Ça doit lasser, à force, non?
Sempatik dulun biriyle çıkmaya vakti yok çünkü kızıyla ilgileniyor, O yüzden porno kiralıyor. Bence, bu çok ilginç bir çalışma olacak.
le gentil veuf qui ne sort pas car il élève sa fille, alors il loue des pornos.
- bu ilginç - Bu da ne, fıstık galerisi mi?
- C'est le défilé des bouffons?
İlginç gelişmeler sonucunda bir süper kahraman kurtarılmak istemeyen birini kurtardığı için suçlandı. KURTARMA YASAL MÜCADELEYLE BİTTİ
Un super-héros est poursuivi en justice pour avoir sauvé quelqu'un qui ne voulait pas être sauvé.
İlginç bir şey bulamadım.
Rien ne m'attire.
Sence de ilginç değil mi? Ne?
Tu vois?
Ne ilginç ifade.
Comment peux-tu dire ça?
Sadece, bu ne kadar ilginç bir doğum izi.
C'est juste que... Hallucinant! Ce grain de beauté!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]