English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Neseli

Neseli traduction Français

2,383 traduction parallèle
Gerçi Neşeli Günler gösterimde değildir ama bir şeyler buluruz izleyecek.
La Mélodie du bonheur ne passe pas mais on en trouvera un autre.
Bu arada, buna inanmayacaksın ama şu an kablo TV'de'Neşeli günler'var. ... ve hâlâ severek izliyorum. Çok güzel bir film.
Au fait, tu ne vas pas me croire mais "La Mélodie du bonheur" passe à la télé ce soir, et j'aime toujours autant, c'est génial.
ben neşeli değilim Ben çok tehlikeli bir adamım!
Je ne plaisante pas! Je suis un homme très dangereux!
Bir anda zengin olan fakir bir asker için çok da neşeli gözükmüyorsun.
Pour un pauvre soldat dont l'horizon s'est quelque peu éclairci, vous ne semblez pas vous réjouir.
Neşeli bir hâli vardı.
Son humeur était joyeuse.
... ama çok neşeli ve tatlı.
Mais elle est toute guillerette et gentille.
Be kadar küçük ve neşeli.
Regarde comme il est jeune et souriant.
Neşeli bir ruh hâlindesin, eskiye nazaran.
Tu es bien enjoué, malgré les circonstances.
Neşeli bir seans istiyorum.
Je veux une séance joyeuse.
Bugünlerde eskisi gibi neşeli olmaya başladın.
Il t'est arrivé de sacrées choses dernièrement.
Neşeli miydim?
J'étais joyeuse
Ben neşeli miydim? oh.. Tanrım ben neşeli miydim!
J'étais joyeuse Seigneur que j'étais joyeuse!
Beer-Sehaba'daki bu partilerin sonunda, hep bir ağızdan neşeli şarkılar söylenirdi.
Mon père chantait faux, mais avec charme.
Neşeli saatlere tam zamanında yetiştik.
Juste à temps pour la fête.
Yoluma neşeli devam ediyorum... Hayat çok güzel ve babamla mutluyum.
Je me retire d'un pas joyeux, la vie est belle et mon père est génial.
Onu gördüğüm ana aşık oldum onun güzel yüzüne, neşeli dansına, ve duraklamayan gülüşüne.
Je suis tombé amoureux d'elle dès que je l'ai vue son beau visage, sa façon de danser, son rire franc. "
Bütün neşeli şeyler uçup gider.
Chaque joie s'évapore.
Birlikte daha neşeli gideriz.
- Plus on est de fous...
Bazen bu konularda neşeli olmam çok zor oluyor.
Seulement, ça me suffit pas pour te tresser des lauriers.
Neşeli olanlardan nefret ederim.
Désolée, c'est pas mon truc.
Söylemek zorundayım, kesinlikle neşeli görünüyorsunuz.
Ça devait être dit, il semble que cela vous fasse un peu... jubiler.
Çevrenizde bunca felaket varken böyle nasıl neşeli olabilirsiniz?
Il n'y a qu'un homme pour s'amuser alors qu'un désastre s'est produit.
Neşeli görün.
Aie l'air gaie.
Çok neşeli.
Elle est hilarante.
Neşeli, gayet sağlıklı, işe geri dönmeye hazır.
Il pète la forme, prêt à retourner travailler.
Selam. Bu sabah neşeli gözüküyorsun.
Vous semblez joyeuse ce matin.
- Neşeli değil.
- Il est pas super content.
Sence ben neşeli miyim?
J'ai l'air super content?
"Plan" dediğin zaman Laverne Shirley * ortaya çıkacaklar neşeli bir kargaşa sonunda, kazanan olmayacak.
Quand tu dis le mot "plan", c'est là que Laverne et Shirley arrivent, ça fait un joyeux bazar et personne ne gagne.
Planların neşeli kargaşalara sebep olduklarını sanıyordum.
Je pensais que les plans menaient à de joyeuses embrouilles.
Gerçekten ne var biliyor musun, eğer dost hava sahasında uçacaksan neşeli bir ruh halinde olmalısın.
Tu sais ce que c'est... Tu dois avoir un bon état d'esprit si tu veux voler dans un ciel clément.
Neşeli ve güzel sunucu, ben Milly Ashford!
Ici Milly Ashford, la jeune pousse pleine d'avenir!
25 tane neşeli çıplak adam havuzumuzdayken nasıl uyuyabilirdin ki?
Comment pourrais-tu avec 25 types à poil dans notre piscine?
- Şansı varmış gibi neşeli davranıyor.
Il se la joue évasif pour nous faire croire qu'il a une touche.
Bay Neşeli, benim için daha fazla parçayı birleştirecek.
M. Joyeux rassemble d'autres morceaux pour moi.
Ne de olsa bir subayın ilk görevi olsa neşeli olmaktır.
Le premier devoir d'un officier est, après tout, la gaité.
hiçbir canlı neşeli değildi, fare bile...
Pas le moindre bruit, même pas une souris
Benim çocuklar bu neşeli çatlaklarla konuşmuş. Hepsi de aynı şeyi söylemiş. Farları görüyorlar.
Mon sous-fifre a parlé à sa bande de cinglés et ils ont tous donné la même réponse : ils ont vu des lumières.
Herkes neşeli.
# All is bright #
Çok neşeli gözüküyorsunuz.
- Quand on va rentrer...
Göreceksin, keskin gözlemlerle dolu, neşeli çok zekice yazılmış yazılardan oluşan bir kitabı New York Times'ta alıntı yapmak için aceleye getirmeyeceksin.
On ne pond pas un livre "d'essais fins, drôles et néanmoins très intelligents". Selon le New-York Times.
Neşeli ifadeni takın.
Fais voir ta gueule de vainqueur.
Neşeli ifade dostum.
Gueule de vainqueur, mon vieux.
Neşeli ifade.
Gueule de vainqueur.
"Neşeli ifade" nin neresini anlamıyorsun?
Qu'est-ce que tu ne comprends pas là-dedans?
- Neşeli ifade dostum.
- Gueule de vainqueur, vieux.
- Neşeli ifadeni bürün dostum.
- Gueule de vainqueur.
- Yetti artık bu neşeli ifade, tamam mı?
- Lâche-moi avec ça, tu veux?
Bu sabah çok neşeli görünüyorsun.
Tu as l'air en forme, ce matin.
Herkes öyle neşeli ve iyi niyetli ki bir süre sonra bıkıp gaspa ve yağmalamaya başlayasın geliyor.
Ils sont tous si gais et bien intentionnés... qu'à la fin, ça te donne envie d'aller violer et piller.
Kimler şenliklerin planlandığı gibi neşeli ve görkemli şekilde kutlanmasını ister?
Qui souhaite que nos joyeuses et glorieuses festivités soient célébrées comme prévu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]