English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / O da gitti

O da gitti traduction Français

442 traduction parallèle
Ama o da gitti.
Et évidemment elle nous a quittés!
Madam kapıyı açtı, o da gitti.
Madame a ouvert la porte et il s'est enfui.
O da gitti işte. Ciddi değildim!
Mais je le pensais pas!
Amcan nerede? - O da gitti.
- Où est votre oncle?
Git dedin, o da gitti. 10 : 30'da uçağı var.
Il prend l'avion de 22h30 pour New York.
Eğer sevgili kardeşini arıyorsan, o da gitti.
Si tu cherches ton frère adoré, lui aussi est parti.
O da gitti.
Il est aussi parti.
O da gitti.
Lui aussi est parti.
O da gitti.
C'est coupé pour de bon.
Bir kızı beni sevmeye ikna ettim o da gitti.
J'en avais coincé une seule, et elle m'a quitté.
Onu dışarı attınız efendim, o da gitti.
Monsieur l'a chassé, donc il est parti.
O da gitti.
Ah, il est parti.
- O da gitti.
- Il a embarqué avec eux.
Sanırım sonrasında kenara çekildim ve o da uçup gitti.
Puis je me suis poussé, et il est passé par-dessus.
Sonra bir adam Pard'ı karda dolanırken görüp, beğenmiş. Ama yanına alır almaz, o da zatürreeden gitti bir anda.
Un mec l'a vu errer il l'a ramassé...
O zamandan beri dokuz ya da on jenerasyon büyüdü gitti. Seni hatırlamamaları normal.
Les gens évoluent, ils ont oublié.
Keşke anneniz hayatta olsaydı fakat o da ellerimden kayıp gitti.
Si seulement votre mère vivait!
O da onları bulmak için yola çıktı. 25 denizci gitti onunla. Sadece üçü döndü.
Il est allé les chercher avec 25 hommes. ils sont revenus à 3.
Hepsi orada, Metellus Cimber'den başka. O da seni evinde aramaya gitti.
Tous sauf Metellus, parti chez toi te chercher.
O yüzden, safariyi bıraktık, o da durumla ilgilenmeye gitti.
Renonçant à la chasse, il est rentré.
O da Forca d'Acero ormanına gitti.
- Elle est allée au bois. - Ah oui?
O da bizi terk etti. Diğer herkes gibi kaçıp gitti.
Il nous a abandonné, il a fui comme les autres.
O da onun peşinden gitti.
Il la file.
O da gitti mi?
Et il est sorti?
Gençliğimle birlikte o da ziyan olup gitti.
Cette idée est morte avec ma jeunesse.
O da mı gitti? Hayır.
Il est parti, lui aussi?
Ve sonra o da hızla gitti.
Ensuite elle est partie sans tarder.
Annem severdi beni ama, o da öldü gitti.
Ma mère m'aimait, mais elle est morte.
Düşünüyordum da, ben de havaya uçtum. Ağırıma gitti. O yüzden, avına kendimi de dahil ettiğimi bildiririm.
Je n'ai pas arrêté de penser à ce que vous avez dit et ça m'irrite, je me joins donc à votre chasse.
Sonuçta o da Truva savaşına gitti, ve canı eve gitmek hiç çekmediği için, yapabildiği kadar yolculuk yapmaya devam etti.
C'est pour ça qu'il a fait la guerre de Troie. Et comme il n'avait plus envie de rentrer, il a fait durer son voyage.
- Ama sonra o da diğerleri gibi beni bırakıp gitti.
Mais il est parti comme tous les autres.
Annem ile ben birlikte ölmeye karar verdik. Fakat o gitti, tek başına, ilaçlarını da almış.
Maman et moi avions décidé de mourir ensemble... mais elle est partie, seule, avec des médicaments.
Patron Tohachi, abimden seni öldürmesini istedi, ve o da senin arkandan gitti!
Le chef Tohachi a demandé à mon frère de vous tuer.
Üstelik o hayatlar... nasıl da ucuza gitti.
De quelle somme dérisoire ces existences furent-elles payées?
Oğlu cüzdanını düşürmüş, o da ona vermeye gitti.
Son fils a oublié son portefeuille. Elle voulait le lui apporter.
O... Evet şehir dışında. Sheffield'da kız kardeşinin yanına gitti.
Elle est chez sa sœur à Sheffield.
Oh, o anlar nasıl da hızla uçup gitti
Et faisant naître des merveilles
- O da gitti mi?
Il t'a prise au mot?
Bir seferinde zil çaldı ve o da aşağıya, kapıya bakmaya gitti. Yavaş yavaş kaymaya başladım.
Un jour, quelqu'un sonna à la porte, et ma mère est descendue pour ouvrir.
O'da savaşçıyla gitti.
Par où sont-ils allés?
Dört bir taraftan o adamı armağanlara boğuyorsun yarısı da saraydan gitti.
Tu as comblé cet homme de cadeaux en tout genre, la moitié venant du palais.
O gitti, her durumda da.
Elle est partie, de toute façon.
O da dosyayı alıp gitti.
Elle a prit le dossier et est partie.
Ama o gitti, büyük ihtimalle de Avrupa'da.
Il a disparu, sans doute vers le continent.
Arkadaşım yurt dışına çalışmaya gidince, o da peşinden gitti. Kız çocuğu seviyor. Ne var yani?
Mon copain est parti à l'étranger, elle l'a suivi.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Ce chasseur de primes est mon genre de vaurien, intrépide et inventif.
O da arbayla Fransa'ya gitti.
Alors elle est passée en France en voiture.
Galiba babam bize sunacağı daha fazla bir şeyi olmadığını düşünmüştü. O da bize yeni bir anne buldu bir savaş çıkmasını umarak çekip gitti.
Mon père a pensé qu'il n'avait plus rien à nous offrir, alors il nous a trouvé une nouvelle mère, et il est reparti faire la guerre.
Ölü ya da diri, o gitti, yok artık.
Qu'il vive ou non, tu n'y penses plus, car il n'existe pas.
O da olan biteni görmek için Treblinka'ya gitti.
Globocznik se rendit à Treblinka pour se faire une idée de la situation.
Ben Hollywood'a sordum, o da bana, "Nereye gitti?", "Nereye gitti?"
Il répond : " Qui ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]