Okuyor traduction Français
1,875 traduction parallèle
"Anne Frank'in Günlüğü" nü okuyor kelime, gramer, şiir öğreniyorlar.
Ils lisent Le Journal d'Anne Frank. Vocabulaire, grammaire, rédaction, poésie...
Yo, yo, yo! Düşünme Afro! Senin aklını okuyor!
Arrête de cogiter, il lit dans tes pensées.
Ashley, U.T. hukuk hazırlıkta okuyor, ve Delta Delta Delta'daki üç kız arkadaşıyla birlikte özel bir gününüzde seçtikleri özel kıyafetleriyle arabanızı veya cipinizi yıkayacak.
Ashley est en propédeutique de droit à l'U.T. et ses trois sœurs de Delta Delta Delta laveront votre voiture ou votre camion dans une tenue spécialement choisie pour l'occasion.
Bilgisayarıma sızıyor. Günlüğümü okuyor. Ve bunlardan gurur mu duyuyor?
Il navigue sur mon ordinateur, lit mon journal et il en est fier.
Bana meydan okuyor.
Puis il me confronte.
Bana şifreyi okuyor.
Il me le donne.
Çocuğa, "The Wall Street Journal" gazetesi okuyor musunuz?
Vous lui lisez le Wall Street Journal?
Sanırım insanların aklını okuyor.
Il lit dans les esprits.
Okuyor muydun?
Tu l'as lu?
Troy eczacılık okuyor.
Troy étudie en pharmacie.
Kart bir horoz düşünün sülün kılığına bürünmüş sekiz yaşındaki bir çocuğun bile okumaya tenezzül etmeyeceği dizeleri tükürük saça saça okuyor.
Imaginez.. .. un coq de basse-cour déguisé en faisan, .. postillonnant des rimes qu'un enfant..
Sürekli dergiyi okuyor!
Elle le lit sans arrêt, tout le temps!
Gerçekten okuyor musun bunu sen?
Vous le lisez vraiment?
Kim okuyor ki?
Tourner la page...
- Haber okuyor gibi görünüyorsun.
Vraiment? Et tu lis le journal, maintenant?
Adi, bize adını mı söylüyor yoksa telefon rehberinden Chennai dizinini mi okuyor?
Ekaparam Pilaparam Coimbatore.. .. Chinna Swami Muthu Swami Venu Gopal lyer.
Hukuk okuyor.
Elle étudie le droit.
Sırf Heat okuyor diye... gay mi olması gerekiyor?
Il serait gay, juste parce qu'il lit Voici?
Ama Heat okuyor!
Il lit Voici!
"Hepsi de şok edici gerçeğe meydan okuyor."
... tout ça pour défier une vérité stupéfiante.
Kitap okuyor.
- Je suis l'école à la maison. - Il lit des livres.
Antonius, Roma Konsülü, Ve Octavius'ta, ona kasten meydan okuyor.
Antoine est consul de Rome, et Octavien le défie délibérément.
Şunu farkettim ki ne zaman ofisine gelsem, o çalışmıyor, ya bir şeyler okuyor ya da telefonda konuşuyor.
elle ne travaille pas, elle lit, elle parle au téléphone. Au fait...
Bir medyum, banim geleceğimi okuyor.
Une voyante. Elle lit mon avenir.
Dedektifler, bu benim oğlum, Matt tıp fakültesinde okuyor, sömestr tatilinde.
Inspecteurs, voici mon fils, Matt, en vacances d'hiver. Il est en fac de médecine.
Bazen kitap okuyor bazen müzik dinliyor. Bazı zamanlar da kestiriyor.
Parfois, il lit, ou écoute de la musique, ou reste juste rêveur.
Sikik kadın Kuru kuru sıvazlarken Aynı anda "People" dergisi okuyor resmen.
Ma putain de femme, grimaçante, pompant sèchement mon pénis, en lisant un magazine people, pour faire simple...
Kirsten da bunu okuyor.
Vous désirez autre chose?
Ama Daniels 25. yasa değişikliği altında ona meydan okuyor böylece, Fayed'in ülkesine nükleer saldırı gerçekleştirebilecek.
Mais Daniels tente de le remplacer sous couvert du 25ème amendement et s'il y parvient, il pourra lancer son attaque nucléaire contre le pays de Fayed.
Telefondan bir şeyler okuyor.
Il lit quelque chose sur son téléphone.
Okulun broşüründen okuyor gibisin.
On dirait que tu l'as du testament de la mission de l'école
Sirf dünya haberleri okuyor diye aradigimiz kisi oldugu anlamina gelmez. Sende okuyorsun.
C'est pas parce qu'il lit le Weekly World News qu'il est notre homme.
- Cornell'de otelcilik okuyor.
Des études de gestion d'hotel à Cornell.
Serena'nın odasındayım. Bob ona kitap okuyor.
Je suis dans la chambre de Serena et Bob lui fait la lecture.
Çocuklar Latince ilahi okuyor ve hayaletler geliyor, değil mi?
Comme, les enfants qui chantent ce chant latin, et qui fait apparaître les fantômes?
Çek elini. Suçlarını okuyor.
Enlevez votre main.
İnsanlar bunu okuyor mu cidden?
- Les gens lisent vraiment ça? - Oui.
Annen, "Sıska Minnie" yi mi okuyor?
Ta mère lit Skinny Minnie?
Aslına bakarsan oğlum uzakta okuyor.
En fait, mon fils est en pension, donc...
Satır aralarını okuyor musun?
Le sous-entendu?
Hearst'te okuyor. Bu anı kitabının yazarı.
C'est un étudiant de Hearst, et il a écrit ce... mémoire, je suppose.
Çocuklar yatılı okulda okuyor.
Nos enfants sont en pension.
Katil kitabımı böyle okuyor.
Des rubans pour machine à écrire. C'est comme ça que le tueur lit mes livres.
- Evet, Ramiro kitabı okuyor.
- Oui, Ramiro a lu le dossier.
Birçok arkadaşın sinema okuyor. Birlikte kulübe gittiğin arkadaşların.
Bon nombre de tes amis sont dans une école de cinéma, surtout ceux avec qui tu sortais.
Makineler, bunları delik hiç açılmamış gibi okuyor. Bunlar "geçersiz oy" sayılıyor.
Et les machines les lisent comme si les trous n'avaient jamais été perforés, donc ces bulletins sont mis de côté comme nuls.
Makine mühendisliği okuyor.
Ingénieur mécanique.
Yazdığı her şeyi okuyor.
Il a lu tout ce qu'il a écrit.
"Eddie Amca, New York Polis Teşkilatı'na meydan okuyor."
La police de New York sèche sur "Oncle Eddie"
Zaten prostatım kavun kadar olmuş,... şimdi siz iki hıyarın sayesinde Sigorta Kurumu canıma okuyor.
J'ai une prostate de la taille d'un cantaloup.
Her gece okuyor.
ÇA POURRAIT VOUS INTÉRESSER? Il le lit chaque soir.