Ona dokunmadım traduction Français
252 traduction parallèle
Ona dokunmadım.
Je n'y ai pas touché.
Ama ona dokunmadım bile.
Je ne l'ai pas touché.
- Ona dokunmadım.
- Je ne l'ai pas touchée.
- Ona dokunmadım...
Je ne lui ai pas touché...
Ona dokunmadım bile.
Je ne l'ai pas touchée.
- Ben ona dokunmadım!
- Je ne l'ai pas touché.
Ona dokunmadım!
Je ne l'ai pas touchée!
Demek istediğim, onu beş gündür görmüyorum. Ona dokunmadım, koklamadım.
Je ne l'ai pas vue, ni touchée, ni sentie depuis 5 jours.
- Ona dokunmadım.
J'ai rien fait.
Ve pek uygun bir biçimde betimlediğiniz gibi, Komiser, o hala bir çürük. Ona dokunmadım, ve sanırım kimse de dokunmamış.
La carie est toujours là, je n'y ai pas touché.
Ona dokunmadım bile, gerçekten.
- Je ne l'ai jamais touchée.
Çalındı. Bu sefer ona dokunmadım bile.
Je ne l'ai même pas touchée, cette fois.
Ona dokunmadım, araba yoldan çıktı.
la voiture a dérapé et elle est tombée dans le ravin.
İnan bana. Ona dokunmadım.
D'accord, on verra.
Marge, yemin ederim ki ona dokunmadım. Ne kadar utangaç olduğumu biliyorsun.
Je ne l'ai pas touchée, tu sais comme je suis timide.
Yemin ederim ona dokunmadım. - İşte suyun Moe.
- Voici ton verre.
Ben ona dokunmadım bile, Mickey. Bana bulaştırmaya kalkma.
Me fous pas ça sur le dos.
- Ona dokunmadım bile.
- Je ne l'avais pas touché.
Ona dokunmadım bile.
Je ne l'ai même pas touchée.
Ona dokunmadım bile!
Je ne l'ai pas touchée!
- Ona dokunmadım bile. Yemin ederim.
- Je l'ai pas touchée, je jure.
Hey ona dokunmadım.
Je ne l'ai pas touchée.
Ne? Ona dokunmadım!
Je l'ai jamais touchée.
- Ona hiç dokunmadım.
- Je n'y ai pas touché.
Ona hemen hemen hiç dokunmadım. Onun bağırmasını engellemek için ellerimi zoraki kullandım.
Je l'ai à peine touchée, pour l'empêcher de crier.
Ona bir kere bile dokunmadım!
J'ai pas touché à cette fille.
- Dokunmadım ki ona.
- Je ne l'ai pas touché!
Albay, yemin ederim ona dokunmadım.
Dites-moi la vérité!
Bay Stanford ona hiç dokunmadı.
- Non, non, non. M. Stanford n'y a pas touché.
Ona hiç dokunmadım.
Je ne l'ai pas touché.
Ona o günden beri hiç dokunmadım.
Personne n'y a touché depuis ce jour-là.
Ona asla dokunmadım ama dokunabilirdim.
Je ne l'ai pas touchée, mais j'aurais pu.
Eroin degildi, melek tozuydu - PCP, ben ona hiç dokunmadım.
Ce n'était pas de l'héroïne, mais du PCP, et je n'y ai pas touché.
Ona asla dokunmadım Müfettiş.
Je ne l'ai pas volée, inspecteur.
Peki. Ona şu ana kadar dokunmadığını varsayıyorum, tamam mı?
Et tu ne l'as pas encore touchée?
Ben ona dokunmadım.
Je n'y ai pas touché.
- Ona hiç dokunmadım.
- Je ne l'ai pas touché.
Şimdi anlatıyım size,... Marki ona hiç dokunmadı.
- Maintenant, je peux le dire. Marquis ne l'a pas touchée.
Ona hiç dokunmadım.
Je ne l'ai jamais touchée.
Biz sadece arkadaşız. Ona hiç dokunmadım.
- On est amis, je ne l'ai jamais touchée.
Ona dokunmadığımı söyledim!
Puisque je vous dis que je ne l'ai pas touché!
- Yemin ederim ona dokunmadım Homer.
- Je te le jure!
Karşımda durup ona hiç dokunmadığını mı söyleyeceksin? Ona o kadar çok sert vurmuşsun ki çenesinde çürükler olmuş baba.
Tu vas me dire que tu ne l'as jamais touché, que tu ne l'as pas frappé si fort qu'il en a des bleus sur la poitrine?
Ona hiç dokunmadım, o da bana hiç dokunmadı.
Je l'ai jamais touchée, ni elle moi.
Ona hiç dokunmadım.
Je ne l'avais jamais touchée.
Dokunmadım ona.
Restez pas là.
- Ona dokunmadım.
- Je ne l'ai pas touché.
Roger hariç, ki bu arada, Prue Ona hiç dokunmadım.
A part Roger, que d'ailleurs, je n'ai jamais touché.
Sen kocasının bunca yıl onunla evli olup ona dokunmadığını mı sanıyorsun?
Vous croyez qu'il serait resté marié avec elle toutes ces années... sans baiser?
- Ona hiçbir zaman dokunmadım...
- Je l'ai pas touchée.
Yarım ateşler içinde. Ona dokunmadığında çıIdırıyor.
Une moitié de moi est enfiévrée, je deviens fou si je ne peux pas la toucher.
ona da 19
ona dedim ki 73
ona de ki 62
ona dikkat edin 24
ona dokunma 127
ona dikkat et 105
ona dokunmayın 49
ona değil 30
ona dedim ki 73
ona de ki 62
ona dikkat edin 24
ona dokunma 127
ona dikkat et 105
ona dokunmayın 49
ona değil 30