Onları suçlamıyorum traduction Français
75 traduction parallèle
Onları suçlamıyorum galiba.
Je ne le leur reproche pas, d'ailleurs.
Onları suçlamıyorum.
On peut pas leur en vouloir.
Erken geldikleri için onları suçlamıyorum.
Je comprends qu'ils soient en avance.
Onları suçlamıyorum.
C'est normal.
Kaçtıkları için onları suçlamıyorum.
Je ne peux pas leur en vouloir de s'enfuir.
Başka bir anne istemiyorlar, ben de onları suçlamıyorum.
Ils ne veulent pas d'une autre mére. Je les comprends.
Onları suçlamıyorum.
Je les comprends.
Onları suçlamıyorum.
Je ne leur en veux pas.
# Tanrı şahidim, onları suçlamıyorum.
Dieu sait que je ne leur en veux pas
Bolşevik taraftarı oldukları için onları suçlamıyorum ama ben değildim.
Je ne leur reproche pas d'avoir été pro-bolcheviks, mais moi, je ne l'étais pas.
Ama onları suçlamıyorum.
Ce n'est pas leur faute.
Kişisel olarak onları suçlamıyorum, ben de bir ebeveynim.
Je les comprends. Je suis père, moi aussi.
Onları suçlamıyorum.
Je ne les blâme pas.
Onları suçlamıyorum inan ki.
Je ne leur en veux pas.
Onları suçlamıyorum, ama affetmiyorum da.
Je la désapprouve pas, mais je l'approuve pas non plus.
Onları suçlamıyorum. En azından, niyetim bu değil.
Je ne leur en veux pas, j'essaie de ne pas leur en vouloir.
Hayır, onları suçlamıyorum.
Non, je ne leur en veux pas.
Biliyormusun, Ritchie, Onları suçlamıyorum, anlıyor musun?
Tu sais, Ritchie, je les comprends.
Onları suçlamıyorum.
Je leur en veux pas.
- Onları suçlamıyorum.
- Je les comprends.
Onları suçlamıyorum, Alex.
- Je ne leur en veux pas.
Yani onları suçlamıyorum ; artık suçlamak nedir bilmiyorum.
Enfin pas vraiment. J'ai oublié ce que "faute" voulait dire.
Onları suçlamıyorum da.
Je peux en avoir un aussi?
Ve arkadaş bulma yolun düşünülürse, onları suçlamıyorum.
Et vu comment tu te fais des amis, je ne le leur reproche pas.
Onları suçlamıyorum ; aşkta ve savaşta her şey adildir.
Je ne leur en veux pas, en amour comme à la guerre, tout est juste.
Onları suçlamıyorum ama bana garip geliyor.
C'est juste la façon dont ça se passe...
Doğrusu onları suçlamıyorum.
Sincèrement, je les comprends.
Onları suçlamıyorum ama bana garip geliyor.
Je peux pas leur en vouloir, c'est comme ça.
Her yıl, başka bir tanesini yıktılar fakat onları suçlamıyorum.
Chaque année, ils en démolissent une. Je ne leur en veux pas.
Ve onları suçlamıyorum, adam iyi.
Je ne leur en veux pas, parce qu'il est bon.
Müşteriler hiç mutlu değil doğrusu ben de onları suçlamıyorum.
Les clients ne sont pas satisfaits et on ne peut pas les blâmer.
Onları suçlamıyorum.
On ne peut pas vraiment les blâmer.
Onları suçlamıyorum.
Ils y sont pour rien.
Bak onları suçlamıyorum.
Je ne les blâme pas.
Burada çalışmaktan yılmış oldukları için onları suçlamıyorum, çünkü çoğu zaman ben de aynı şekilde düşünüyorum.
Je ne peux pas leur en vouloir d'être frustrées, je le suis moi-même très souvent.
Ama onları suçlamıyorum.
Mais ne les blâme pas.
Onlar yanlış bir şey yapmadılar, onları suçlamıyorum.
Ils n'ont rien fait de mal et je ne leur en veux pas.
- Onları suçlamıyorum ama bebek acı çekiyor.
Je ne les blâme pas, mais ce bébé souffre.
Gençken benimle takıldıkları için onları suçlamıyorum. Çünkü onlar da gençlerdi.
On est toujours amis, ce n'est pas de leur faute, ils étaient jeunes aussi...
Biliyorum, seni duydum. Ve onları suçlamıyorum, tamam mı?
Je sais, je t'entends, et je ne leur en veux pas, d'accord?
Birçoğu sisteme geri döneceklerinden korkar ki onları suçlamıyorum.
Ils sont terrifiés à l'idée de réintégrer le système. Je les comprends.
Ve onları da suçlamıyorum. Ve işine nasıl gideceksin, bilmek isterim?
Vous n'avez jamais eu à gagner votre vie.
McNulty'den harbiden nefret ediyorlar, pek de suçlamıyorum onları.
McNulty, ils le détestent vraiment. Et c'est pas un reproche.
Yalnız, suçlamıyorum ben onları
Remarquez, je ne leur en veux pas
Onları suçlamıyorum.
Je ne leur en veut pas.
- Onları anlıyorum. - Ve bunun için suçlamıyorum.
On ne peut pas blâmer les parents d'y croire.
Korktukları için onları suçlamıyorum.
Je ne leur reproche pas... d'avoir peur.
- Onları da suçlamıyorum.
- Je les comprends.
Suçlamıyorum. Ama onları kurtarabilirsin.
Tu peux les sauver.
Ve beni affetmiyorsan seni suçlamıyorum ama bu akşama kadar onları tekrar yaratacak kadar Jeremy'nin tasarımlarını bilen tek kişi sensin.
Et je ne te blâmerais pas si tu ne me pardonnais pas, mais tu es la seule personne qui connaisse les modèles de Jeremy assez bien pour les recréer d'ici ce soir.
Suçlamıyorum onları.
Je ne leur en veux pas.
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onları gördüm 114