Orada kal traduction Français
3,095 traduction parallèle
Orada kal!
Attendez!
- Orada kal, George.
- Reste là, George.
Orada kal.
Restez là-haut.
Odana çık ve çalıştığımız müddetçe orada kal.
Monte dans ta chambre et restes-y pendant qu'on travaille.
Birlik Partisi, orada kalışımızı uzatma taraftarı değil. - Çekilmeye karşıyız tabii ama her önüme gelen yasaya da onay vermem. - Ama demişlerdi ki- -
Le parti solidaire est opposé à ce que l'on prolonge notre engagement.
Orada kalırız,... besin ve su stoğumuzun eriyeceğinden bahsetmiyorum bile.
On sera coincés. Sans compter le gaspillage de nourriture et d'eau.
- Orada kalırsa ölecek.
S'il reste, il mourra.
Kate! Kate, orada kal! Sen çantanı bana ver.
Ne bouge pas, j'arrive!
İlk tutuklanmam değil. Orada kalın.
Ce n'est pas mon premier bal de promo.
- Orada kal.
Reste là.
Konuşmayı bitiremeden gitmek zorunda kalınca orada kaldı işte.
J'ai du partir avant qu'on finisse de parler.
O çıIgının teki, neredeyse orada kalır.
Laissez ce fou où il est.
Orada kal. Birazdan oradayım.
Je suis pas ta Valentine.
Senden odana gitmeni istiyorum. Baba gelene kadar orada kal, olur mu?
Tu y restes jusqu'à ce que papa revienne.
Orada kal tatlım.
Reste là, ma chérie.
Çünkü yaşananlar hep orada kalır. Aynı yerde, yıllar sonra bile.
Parce que tout est resté enfoui dans ces champs, année après année.
Ya orada kalırsın ya da beraber atlarız.
Restez-là ou on saute tous les deux.
Babasıyla birlikte büyük anne ve babasını ziyarete gitmişti babası orada kalınca onu uçağa koydu uçakta ona dikkat edecek bir uçuş görevlisi vardı Vancouver'da uçak değiştirirken ona eşlik edecekti.
Elle allait voir ses grands-parents avec son père. Il n'a pas pu l'accompagner, alors il l'a mise dans l'avion. Une hôtesse s'occupait d'elle et devait la guider vers sa correspondance à Vancouver.
Sen orada kal.
Je fais vite, reste là.
Hayır, böyle iyiyiz Sen orada kal.
Bien, reste là.
Hele ki orada kalıp insanlara yardım etmeye çalışıyorsa.
Surtout s'il aide.
Sen de orada kal ve son rötuşları yaparak Nikita'yı ortadan kaldır.
Toi, tu restes pour finir le travail et enlever Nikita.
Onu Washington'daki eve götürüyorsun ve ben arayana dek orada kalıyorsunuz.
Tu vas l'a conduire jusqu'à la maison à Washington, et vous y resterai jusqu'à que j'appelle
Evlat, lütfen orada kal. Teşekkürler.
Mon fils, reste là.
- Şimdi orada kal ya da seni gömerim.
Abandonnez ou vous le regretterez. - Non.
24 saat sonra gelirsin, bu süre içinde yosun orada kalır. Genel anestezi altında, pens ve vakum yardımıyla fetüsü alırız.
Après 24 heures, on vous ramène, vous met sous anesthésie générale, et le fœtus sera enlevé par forceps et aspiration.
Neredeyse orada kal.
Reste où tu es, enfoiré!
Orada kal!
Pas un pas de plus!
Sen orada kal.
Reste là.
Yerinde kal! Orada dur!
Restez où vous êtes.
Orada kal!
Reste où tu es.
Yat yere! Yere yat! Kal orada!
Restez à terre!
- Orada burada kalıyorum.
Un peu partout.
Kal orada!
Plus un geste!
- Sen orada kal.
- Je viens avec toi.
Weaver orada silah kalıp kalmadığına bakmamızı istiyor.
Weaver... Il veut être sûr qu'il y a pas d'armes.
Eğer orman boyunca yolu takip edersek, ve sahile kadar kırsal güzergaha sadık kalırsak, Hope'daki kurtulanlarla tekrar grup olabiliriz, daha sonra Rotterdam'a geçeriz ve bahara kadar orada bekleriz.
Si on prend la route qui traverse la forêt et qu'on continue par les routes de campagne jusqu'à la côte, on pourra rejoindre les survivants à Hope. Puis on tente d'atteindre Rotterdam et on tient le coup jusqu'au printemps.
Weaver orada silah kalıp kalmadığına bakmamızı istiyor.
Weaver veut que nous soyons sûrs qu'il n'y a pas d'armes là-bas. Il n'y en a pas.
Eğer okulu bırakmak ya da Mem-Chris'e geri transfer olmak zorunda kalırsam orada beni için daha iyi bir şey bekliyor demektir.
Si je dois quitter l'école ou retourner à Mem-Chris, c'est qu'il le fallait.
Tamam, orada kal sen. Bir yere ayrılma.
Reste où tu es.
- Yerler hep cam oldu kal orada..
Tu t'es fait mal?
- Orada kalın, efendim.
Restez derrière.
Orada kal.
Reste comme ça.
Bu şey orada ne kadar uzun süre kalırsa enfeksiyon ve apse oluşma riski... - Bir, iki o kadar artar.
Plus l'objet reste dedans, plus il y a risque d'infection ou de formation d'un abcès.
Orada yaşaman ya da ölmen tamamen sana kalır.
Que tu vives ou que tu meurs, tout dépendra de toi.
Tek başına kal orada, ezik.
Reste tout seul.
Kal orada! - Kıpırdamayın!
Ne bougez pas!
Yatın dedim! - Kalın! Kal orada!
À terre!
Eğer bana Fidel Castro kim, diye sorarlarsa, orada sonsuza dek kalırım.
Et si on me demande qui est Fidel Castro, je reste vivre là-bas éternellement!
Orada kal. 911'i ara.
Appelle le 911.
Yapayalnız kalırdın orada.
On pouvait avoir la paix.
kalıyor 28
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmam 16
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalmam 16