Patron traduction Français
28,191 traduction parallèle
Biraz daha hızlanman lazım, efendim.
Tu manques de vitesse, Patron.
Patronum Bay Savage seninle ve arkadaşlarınla görüşmek isteyecektir.
Mon patron, M. Savage, appréciera vraiment. de vous renconter ainsi que le reste de vos amis
Patron, dükkanda belli bir pastırma kokusu yayılıyor.
Patron, ça sent le poulet rôti.
Kate Olsen'ın patronuyum.
Le patron de Kate Olsen.
Sen ve patronun tam olarak bana ne soruyorunuz, dedektif Orwell?
Ce qui exactement est vous et votre patron me demander, Orwell policier?
Bir demiryolu çalışanı ve Kirov mafyası için çalışıyor... 23 yaşındayken, azılı Moskova KGB patronunu öldürdü. 9 Nisan.
Il a tué un patron de Moscou KGB notoire quand il était 23... 9e d'avril.
Patron için bir paket getirdi.
Un paquet pour le chef.
Patronumu arayacağım.
Je vais appeler le patron.
Teşekkür ederim... İşverenim de minnettar.
Je vous remercie... et mon patron vous remercie.
Patron sizsiniz.
Vous êtes le patron.
Ya da bana kol saati alabilirsin ve şimdi olduğu gibi dışarıda olduğumuzda... size "Hey, Bay Caputo, Piscatella ile buluşmaya sadece birkaç dakika geciktik. Zaten patron olduğunuz için, rahat olun." diyebilirim.
Ou vous pouvez m'acheter une montre, comme ça, quand on sort, je pourrais vous dire : "M. Caputo, on est en retard pour aller voir Piscatella, mais bon, vous êtes le patron, donc pas de souci."
Gerçek bir patron gibi durumu idare ettin.
Vous avez géré la situation comme un boss.
Patron sen iyi misin?
Patron, ça va?
Senin zamanından kalma, ama başka bir ismi vardı.
C'est un endroit que votre patron utilisait dans votre temps, mais il a été appelé autrement après.
Eski patronumuzu soymak hoşuma gitmiyor.
Je ne me sens pas très à l'aise de voler notre ancien patron.
- Patronum musun lan sen benim?
- Tu n'es pas mon patron.
- İlk hatanız da bu işte patron.
Bon, c'est votre première erreur, Boss.
Yapalım mı patron?
Allons-nous le faire, boss?
Ama eger patronumun dairesine girmene izin verirsem bu sefer de benim isim söz konusu olur.
Si je te laisse entrer chez mon patron, mon poste sera en jeu.
Ezra, pazartesi günü patronuma gideceğim ve ona doğruyu söyleyeceğim.
Ezra, j'irai voir mon patron lundi, et je lui dirai la vérité.
Patronun bize yemek ısmarlamak istiyor.
Ton patron veut nous payer le diner.
Şimdilik patronunu sevdim.
Et bien, jusqu'à présent, j'aime bien ton patron.
Şanslıyım ki patronunuzla geçmişim var.
Heureusement pour moi cependant, votre patron et moi nous connaissons.
Patron...
Chef...
- O da yolda, efendim.
- Il arrive, Patron.
- Önemli'nin yanında mı? - Evet, patronunun başı büyük belada.
Votre patron... est dans la merde.
Yerinizde olsam "halt etmek" lafını kullanmazdım patron bey.
Attention à l'accent, mon vieux.
Sana da uyarsa patron.
Si ça vous va, patron.
Teknik olarak patronun sayıldığımı biliyorsun, değil mi?
Vous savez que je suis votre patron maintenant?
Eskiden her ne isek, şu an patronum.
Peu importe ce que nous sommes, c'est mon patron maintenant.
Senin arkadaşınım.
Ouais, je ne suis pas seulement votre patron. Je suis votre ami.
Mickey bilekliği bu sabah patronuna vermiş.
Mickey l'a donné à son patron ce matin.
Shive onu patronuna vermiş, o da yarın Hindistan'a gidecek o yüzden geri almak için az zamanım var.
Shive l'a donné à son patron, qui part pour l'Inde demain. Je dois le récupérer avant.
Patronumun o bilekliğe ihtiyacı var.
Mon patron a besoin de ce bracelet.
Eski patronu Jordan Hamlin aleyhine tanıklık etmeyi kabul ettiği için Weatherby'e getirildi.
Et la raison pour laquelle elle est au Weatherby est parce qu'elle a passé un accord avec les fédéraux pour témoigner contre son ancien patron, Jordan Hamlin.
"Er Core de Roma" restoranının sahibi hakkımda şikâyette bulunmuş olmalı.
Sûrement à cause du patron du restaurant "le coeur de Rome".
Burada patron sensin.
Vous êtes le boss, ici.
- O halde bugün patron sen değilsin, benim anladın mı?
Alors aujourd'hui c'est vous qui travaillez pour moi, compris? D'accord.
Bilmiyorum patron.
Je ne sais pas boss.
Sanırım kaybolduk patron.
Je pense qu'on est perdus, boss.
- Patron, kapana yakalandınız.
Aah! Oh, shit! Ow!
Patron konuştu.
C'est elle la patronne.
Patron ben miyim?
C'est moi la patronne?
Sanırım ben... Patron olamayacak kadar hasar görmüş olabilirim.
Je pense que je suis... un petit peu... pas en forme pour ça.
- Ben alırım patron.
- Je m'en charge.
- Bu şerefi neye borçluyum patronum?
Que me vaut le plaisir, patron?
Ben senin patronunum.
Je suis ton patron.
Ne yapmam lazım şimdi patron?
Que dois-je faire, patron?
- Tamamdır, patron.
- Ça marche, patron.
Seni bulduğumuza sevindik, Patron.
Content de vous trouver, boss.
- Patron mu?
- Son employeur?
patronum 43
patron nerede 24
patron benim 63
patron kim 24
patron sensin 110
patron o 21
patron mu 17
patronun 19
patron yang 16
patron nerede 24
patron benim 63
patron kim 24
patron sensin 110
patron o 21
patron mu 17
patronun 19
patron yang 16