Patron benim traduction Français
1,043 traduction parallèle
Patron benim, bilmem gerek.
C'est moi le chef, je veux savoir.
Şu anda Patron benim.
C'est moi qui commande ici.
Unutmayın, burada patron benim! Dikkat!
Je suis votre supérieur.
Tamam patron benim. Bu mu?
J'en ai le pouvoir, c'est ça?
Burada patron benim!
C'est moi qui commande ici.
Şimdi, istiyorsan aşağıya inebilirsin. Sen oranın patronu ol. Burada patron benim.
Maintenant retournez dans votre cave, vous y etes le patron, moi je le suis ici.
Patron benim, bu şampanya.
C'est moi le patron, voilà du champagne.
- Patron benim.
C'est moi, le patron.
- Hayır, patron benim.
C'est moi le patron ici.
Bay Togo gelene kadar patron benim
- Je commande jusqu'au retour de Mr Togo.
- Hayır, mutfakta patron benim.
- Je t'en prie, tu me lâches. - Dans la cuisine, c'est moi le patron.
Sen ne anlarsın? Patron benim.
N'oublie pas : c'est moi le patron.
Tamam ama unutma, patron benim.
D'accord. Mais n'oublie pas : c'est moi le patron.
- Patron benim, Lilica!
- On fait comme j'ai dit.
Belki ben sönmüş eski bir beyzbol oyuncusu olabilirim ve sen de lisansüstü öğrencisi, fakat patron benim ve seni kritik yapman için işe almadım. - Seni garson olarak işe aldım.
Je suis peut-être un ex-sportif débile et toi, une universitaire, mais je suis le patron et tu es une serveuse.
Tamam, patron benim.
D'accord, c'est vrai.
Patron benim.
C'est moi le patron.
O dediğin beni aşar patron. Benim kadar fakir olaydın seni de aşardı.
Vous en auriez pas non plus si vous seriez si pauvre que moi.
Patron benim, unutma.
Ne l'oublie pas.
Bu arada Patron..... şu benim damak tadım..... en iyi sake ve soslardan tatmak için ısrar ediyor.
Au fait, chef, ce palais exigeant qui est le mien, insiste pour n'avoir que les meilleurs saké et condiments.
Bu sözler, benim sözlerim değil. Yabancının sözleri.
Excusez-moi, patron, ce n'est pas ma bouche qui dit ces mots, c'est la bouche du gringo.
Benim için bu işlerden elini eteğini çekmiş olman beni bir taraftan sevindiriyor, diğer yandan da üzüyor.
Quand je vous vois, Patron, me dorloter comme ça, je suis mi-ravi, mi-navré, je suis tout chamboulé.
Hey patron, benim adamımın biraz laksatif ve karbonata ihtiyacı var.
Chef, un homme a besoin de bicarbonate.
Tabii, efendim. Bu benim patronum.
Voici mon patron.
Patron, benim, Kanta.
C'est moi, Kanta.
- Patron, benim!
- Le patron, c'est moi!
Servetlerimizi birleştirseydik, şüphesiz Batı Almanya'nın yarısı benim olurdu.
En unissant nos deux patrimoines je deviendrai le patron de la moitie de la RFA.
Aslında o fabrikanın patronu benim.
Je suis le patron de cette fabrique.
Pekala patron. Benim gibi bir kadından faydalanmak ister misin?
Chef Dobashi, voulez-vous recruter une femme comme moi?
Buranın patronu benim.
Ici, c'est moi le patron.
Benim size hediyem, Patron Lioka.
Parrain Iioka, j'ai l'honneur de vous offrir la tête du masseur aveugle.
Bu benim iyi arkadaşım, Tony, bu batakhanenin sahibi.
Et Tony, le patron de la boîte.
Bu iş onun değil benim.
Et c'est pas Ie patron, ici! C'est moi!
Patron, benim, Nick, kapıyı aç.
Hey, boss, c'est moi, Nick, ouvrez
Benim manitamsın. Ve ben de bu evin sahibiyim.
Et le patron, c'est moi.
Benim çiçeğim nerede, patron?
- Et ma fleur, patron?
Benim için neyin doğru olduğunu bulana kadar.
Drôle de patron! Jusqu'à ce que j'aie du travail. C'est temporaire.
Benim patron.
C'est mon patron!
O benim kardeşim
Patron, c'est un compatriote.
Burası benim yerim.
Mais je suis le patron!
- O benim patronum değil.
- C'est pas mon patron.
- Patron değil. Benim.
- Ce n'est que moi.
Sizden hoşlandığım, benim patronum olmanız ve işleri iyiliğiniz için karıştırmamak istediğim de ayrıca doğru.
Il est vrai aussi que j'éprouve quelque chose pour vous, que vous êtes mon patron, que je ne veux rien compliquer, pour vous.
Ama burada patron benim ve çoktan kararımı verdim.
D'accord.
Sahibi benim.
Je suis le... patron.
Bahis yeri benim ve sende benimsin.
J'veux pô casser la banque, j'suis l'patron du casino!
Patronum orada bir küre girmişti, benim de ona eşlik etmem gerekti.
Mon patron faisait une cure et j'ai dû l'accompagner.
Dinle patron... senin gibi birinin eşcinsel olduğunu kabul edecek cesareti varsa... benim de var.
Ecoutez patron, si un type comme vous a le courage de devenir homo... pourquoi pas moi?
Benim patron.
C'est moi, patron.
- Hedges? - Koç, benim patronum.
- Coach, c'est mon patron!
Kendisi benim patronumdur.
C'est mon patron.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benim için öyle 32
benim de 449