English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ P ] / Persephone

Persephone traduction Français

81 traduction parallèle
Ne oldu? Phaethon, Persephone'si ile yaramazlık mı yapıyor?
Phaéton est indélicat avec sa Perséphone?
Yeryüzünden ayrılmadan önce Persephone'u ele geçirmek için Theseus ie Pirithous Helen için çok mücadele ettiler.
Avant de partir aux Enfers pour enlever Perséphone, Thésée et Pirithoos la tirèrent au sort.
Persephone'da bir adam biliyorum- - Şimdiden yarım düzine alıcı var.
- Simon- - - Je vais voir mon assassine. Oh, soyez-pas en colère.
- Persephone'a ulaşmamız ne kadar sürer?
- Dans combien de temps on arrive à Persephone?
Yolcuları Persephone'dan mı alıyoruz?
On embarque des passagers à Persephone?
Badger'la konuştuktan sonra, onu Persephone'dan acilen ayrılabileceğimiz konusunda bilgilendir.
Après avoir eu Badger, dites-lui que nous quiterons sûrement Persephone très vite.
eğer onlara para sağlarsam, onu gizlice çıkarabilecekler, ve Persephone'ye getireceklerdi, bende onu oradan alabilecektim. Her neredeyse...
Si je les finançais, ils la sortiraient en cryo... jusqu'a Persephone, et je pourrais repartir avec elle.
Duyduğuma göre belli bir süre Persephone'de kalacakmışız.
Mais il parait qu'on reste un bout de temps sur Persephone.
- Persephone evin değil.
- Persephone, c'est pas chez nous.
Özel "Dostum" olarak burada, Persephone'da yaşayabilirsin.
Tu peux être ma Compagnonne attitrée ici, sur Persephone.
Belki Persephone güzellik yarışmasını kazanmıştır.
Il a peut-être été élu Miss Persephone.
Persephone benim evim.
Persephone, c'est chez moi.
Bu eşim, Persephone.
Asseyez-vous. Ma femme, Perséphone.
Aman Tanrım. Persephone, bunu nasıl yaparsın? Bana ihanet ettin.
Mon Dieu, Perséphone, me trahir de la sorte!
- Persephone belki de.
- Perséphone, peut-être.
Gerçekten, yanımda tamamen güvendesin. Söz veriyorum. Seninle yatmak istemediğimi biliyorsun.
Persephone au rapport, la cible est avec deux hommes identifiés comme des Saoudiens.
Persephone.
Perséphone.
- Persephone mi?
- Perséphone?
Persephone aradı.
PERSÈPHONE A APPELÈ PAS FUTÈE
Persephone kuyruklu yıldızı İngiltere'nin gökyüzünde en son görüldüğünde...
On n'avait plus aperçu la comète de Perséphone en Angleterre depuis...
Oh, Persephone!
Perséphone! Daphné!
Aventine'in, Persephone meşesinin üzerinde kalan her yeri, artık benim bölgem.
Tout sur l'Aventin au-delà du chêne de Perséphone est mon territoire maintenant.
Yapma. Persephone's'in şef garsonuyla ilişkimi oturtmak için yıllarımı verdim.
Ca fait des années que je cultive ma relation avec le maître de Perséphone.
Persephone's'i ara.
"Appeler Perséphone." Fait.
Persephone's'de onu çok güzel yaparlar.
Perséphone fait des merveilles avec les fruits de mer.
Yani planınız Persephone's'dekileri yağlayıp, iyi masanızı kaybetmemek mi? Ve cildinizin parlaması için bir ton kılıçbalığı ve somon ısmarlamak mı? Ve Quentin'le babamın hayata döndürülüp döndürülmemesini konuşmak mı?
Alors ton plan, c'est de faire du plat à Perséphone pour être sûre de ne pas perdre ta table, de commander des tonnes d'espadon et de saumon pour avoir une peau éclatante, et de discuter joyeusement avec Quentin
Garip. Sanırım bu odaya Persephone olmadan ilk gelişim.
C'est drôle, je crois bien que c'est la 1ere fois que je viens dans cette salle sans Perséphone.
Ben, Persephone kendini ruhları iyileştirmeye adamış kişi kurtuluşun doğuşunu hastalarımın birinin bedeninde gördüm.
Moi, Perséphone, qui ai voué ma vie à la guérison des âmes, c'est dans le corps d'un de mes patients que j'ai vu naître la possibilité d'un salut.
Söylesene Persephone için ilk izlenimin nasıl?
Dites-moi, votre première impression sur Perséphone...
- Persephone nerede?
- Où est passée Perséphone?
Üzgünüm Persephone, senin için yapabileceğim bir şey yok.
Désolé, Perséphone, je ne peux rien pour vous.
Persephone'ye bu kadar yüklenme.
Soyez pas trop dure avec Perséphone.
Persephone Burls?
Perséphone Burls?
" Sevgili Persephone, umarız sen de derslerin de gayet iyidir.
" Chère Perséphone, j'espère que tu vas bien.
Kılıcım çok susadı, Persephone.
Mon épée est assoiffée, Persephone.
Persephone.
Persephone.
Alexa, Persephone'nin nöbetini mi aldın?
Alexa, tu vas relever le personnel de guarde de Persephone?
Bizi yüzüstü bırakan Persephone'dir.
C'est Persephone qui nous as déçu.
Şimdi, Persephone, bir kez daha senin yardımını istemek zorundayım.
Maintenant, Perséphone, je dois faire appel à ton aide une fois encore.
Kusura bakma ama Persephone'u çoktan temizledim.
Désolé. J'ai déjà nettoyé Perséphone.
Persephone de onun kızı. Hades tarafından başka bir dünyaya kaçırılmıştı.
Sa fille, Perséphone, est enlevée par Hadès, qui l'emmène avec lui aux enfers.
Demeter kızını kurtarmak için tanrıların yardımını istemiş ama Hades Persephone'ye özgürlük sunduğunda herkes şaşırmış. Persephone karanlık prensle birlikte yer altında yaşamayı seçmiş.
Déméter demande alors aux autres dieux de l'aider à retrouver sa fille, mais lorsqu'Hadès propose à Perséphone de lui rendre sa liberté, cette dernière, à la surprise générale, choisit de rester auprès du prince des enfers.
Bu Persephone'nin incilerini gösteren bir harita.
La carte des perles de Perséphone.
Teşekkür ederim Bir Numara.
Nous sommes sur orbite autour de Perséphone V.
Persephone V yörüngesinde,
- Excusez-le.
Erica?
Perséphone, je t'invoque par la terre, le feu, l'eau et la fumée.
Evet ve eğer dileğin at olsaydı, şimdi biftek yiyor olurduk.
Et avec des si, on mettrait Perséphone en bouteille.
Kontrol, Persephone hakkında endişeliyim.
Je m'inquiète pour Perséphone.
Persephone'den Kontrol'e durum raporu.
L'autre soir, Harry est venu s'assurer que je ne dirais rien.
Persephone'ye yemin etmiştin.
Tu as prêté serment devant Perséphone *.
"Billur saflığından geliyorum." oldu yanıtım.
"Je viens de la pureté du cristal", répondis-je. " Et grande est ma soif, Perséphone!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]