Pet traduction Français
897 traduction parallèle
Zavallı şey.
Le pauvre pet ".
- Pet shop göndermez mi onları?
- Ils ne livrent pas?
Hava bile yoktu.
Il n'y avait pas un pet d'air.
Sen, uzun burunlu babun, umarım öyle bir dağılırsın ki geriye havadan başka bir şey kalmaz!
J'aimerais te voir un jour tellement anéanti qu'il ne reste absolument plus rien de toi pas même un pet!
Yola çıktıktan sonra bir çıt bile çıkarmak yok.
Pas le moindre bruit! Gare au salaud qui lâche ne serait-ce qu'un pet.
Günün birinde hepsi yok olacak bir duman bulutu ve ateş topu.
Un jour, tout ça pourrait bien avoir disparu, dans un jet de fumée tout chaud comme un pet de dragon dans un lac...
Gördün mü?
- Le roi du pet!
Nasıl ama!
Le roi du pet!
Kont, Joy Boy'da nasıl faka bastı bilmiyorum ben bir pet shopta bile daha iyisini yaparım.
Le comte a même gobé Joe la Joie, et n'importe quel animal ferait mieux que lui.
Senin davranışların da güzel bir osuruğu hak ediyor.
Et je ne me soucie pas plus des vôtres que d'un pet!
Pet hayvanım.
Mon animal.
Pet hayvanım!
Mon animal!
Sen kurnaz değilsin, bildiğin osuruksun.
Tu n'es pas une fouine, tu es un pet.
Belkide bana söylediğin osuruktan ufak bir esinti istersin.
Vous aimeriez peut-être sentir un pet, puisque vous m'avez appelé ainsi.
Benim Grant'a verdiğim söz, beş sent etmez.
Ma parole à Grant ne vaut pas un pet de lapin.
Fasulyeler pek iyi sayılmazdı zaten.
Ils valaient pas un "pet"! Hé TRINITA!
Takım, bu yıl bir boka yaramıyor.
L'équipe valait pas un pet cette année.
Bu durumda, yeğenimin beş para etmez biri olduğunu açıklamamın bir sakıncası yoktur.
Dans ce cas, je peux bien vous révéler que mon neveu ne vaut pas un pet de lapin.
Sana bir şey söyleyeyim mi? Burada bir boka yarayan tek orospu çocuğu sensin.
Tu sais, tu es le seul salaud qui vaille un pet, ici.
Görmeden işeyemem.
On y voit pas un pet.
İşte Scureza, Corpolò'nun osuruğu!
C'est Scureza, le pet de Corpolò!
Kafasında bir osuruk!
Un pet dans la tête.
İlginç!
un "pet"!
Osuruk koklamaktan daha çok zevk alırsın!
Ça vaut pas un pet. - Tu en veux?
Umarım bu bir osuruktu.
J'espére que c'était un pet.
Ninenin osuruğu kadar soluksuz kaldın, değil mi?
Que je ne te laisse que l'air qui filerait d'un pet de vieille?
Öncesinde de mantar yalayıcısıydı.
Avant, c'était un "suce-pet"!
Bir çok ünlü teoloğa göre bu argüman, Dingo'nun böbreklerinin içindeki sidikten başka bir şey değildir.
La plupart des théologiens estiment que cet argument ne vaut pas un pet de lapin.
Galiba JJ'yi sıkıntılı bir zamanda ziyaret etmişiz.
On dirait que JJ a un pet de travers.
Onu rahat bırak. Yok yahu?
- Laisse-là, face de pet!
Yani göreviniz osuruktan bir görevmiş.
Ainsi, votre mission ne vaut pas plus qu'un pet
Osuruksurat burada!
Voilà Face-de-Pet!
Bakın, yük arabası bizi Osuruksurat'tan gizleyebilir.
Ecoutez! Quand la charrette passera, Face-de-Pet verra rien.
Güzel pompalıyordun, osuruksurat!
Bravo, Face-de-Pet, et en service!
Alelacele içi temizlenerek dörde bölündüler ve Sidney, Hong Kong ve New York'taki kaldırımlarda köpek dışkısı olmak üzere buradan 12 km ötedeki Petpak konserve fabrikasına götürüldüler.
Ils ont été étripés, débités à la conserverie Pet Pak, à 13 km d'ici. Pour finir en crottes de toutous sur les trottoires de Sydney, Hong-Kong ou New York.
Petpak konserve fabrikası kesinlikle röportaj yapmak istemeyecek.
Inutile d'espérer qu'on nous accorde une interview à la Pet.
Petpak konserve fabrikasıyla başla.
Vois du côté de la conserverie Pet Pak.
Petpak'e hoşgeldin.
Bienvenue à la Pet Pak!
Kılın kıpırdarsa hamburger olursun.
Un pet, et je te transforme en hamburger!
Petpak'te!
À la Pet Pak.
Kesinlikle Petpak'te.
Il est à la Pet Pak.
Bir gece geğireyim ve buradaki Stable Mable kafamı uçursun!
Ici, on risque sa peau pour un pet de travers.
Sacramento'dan bir bok çıkacağı yok!
Sacramento ne vaut pas un pet de lapin!
Vaiz gittiğine göre hayatının hiç bir değeri kalmadı.
Avec le départ du pasteur, ta vie ne vaut plus un pet.
Kaybol iğrenç şey!
Ecrase, face de pet.
Bana doğru değil salak, ormana doğru!
Mais pas sur moi, face de pet, sur les buissons!
Bu konuların uzmanı olan Hollandalıdan duyduğumuz kadarıyla bir çuval çivi kadar bile değeriniz yok.
Comme l'a dit notre expert hollandais, vous ne valez pas un pet.
Defol osuruk.
Tire-toi, pet de rat.
Bu kadar saçmalık yeter, Hermeros.
- Tu n'es qu'un pet dans l'eau! Ferme ton clapet, Herméros.
Küçük bir pet gibi...
On peut le faire plus gai.
Esintide düşüveriyor.
Un pet, et tout vole.