Prensesim traduction Français
374 traduction parallèle
Prensesim. Şeref duyduk.
On est très honoré...
Smith ve Jones, ben de pamuk prensesim.
Smith et Jones, et moi je suis Blanche Neige.
Bak, sevgili prensesim, işte teklifim.
Chère princesse, voici ma proposition.
Çok iyi bir anlaşma yapmadın küçük prensesim. Bundan hiç pişmanlık duymadım.
Tu n'as pas trouvé un bien beau parti, ma Princesse.
Artık yağmur damlaları düşüyor ve ay tutuldu Prensesim gitti Umutsuzca aysız bir gökyüzüne şarkı söylüyorum
Mais voilà qu'il flotte, la lune se trotte La princess'aussi sous le ciel sans lune, Je pleure à la brume mon rêve évanoui!
Sevgili prensesim, gerçekten affınızı istemeliyim.
Je vous demande pardon.
- İyi haber, prensesim.
- Bonnes nouvelles.
Buradayım, prensesim.
Je suis là.
Prensesim!
Princesse!
Ben de sıradan bir kız prensesim.
Moi, une princesse de rien du tout.
Medea ağlar ve der ki, "ben de bir prensesim".
Médée se met a pleurer et dit : "Moi aussi, je suis princesse."
Benim soğuk kar prensesim.
Ma glaciale princesse.
Senin ihtiyar Handel artık yok, küçük prensesim.
Pas de ton Handel, ma petite chérie.
Prensesim, çok kibarsınız.
Votre altesse est bien aimable.
Ben sadece ender bir yeteneği olan bir prensesim nesilden nesile geçmiş bir yetenek.
Je ne suis qu'une princesse dotée d'un don rare transmis de génération en génération.
- İyi misin prensesim?
- Veinard. Est-ce que ça va, princesse?
Prensesim...
Princesse...
Bu çok kolay prensesim!
"C'est três simple, Princesse."
- Evet prensesim. - Hemşireyi tanıyor muydunuz?
Et la nurse?
Bin yıldır, "Sakin Ol" adındaki bir ormanda uyuyan bir prensesim.
Tu sais ce que je suis? Je suis une princesse endormie depuis 1000 ans dans la forêt du Repos.
Oh sevgili prensesim Fanta! OH, PRENSES FANTA! Oh sevgili prensesim Fanta!
Oh, mon adorable Princesse Fanta!
Evet, prensesim ben.
- Oui.Je suis une princesse.
Sen istiyorsan tabii prensesim.
- Si c'est votre plaisir, ma princesse.
Yeni evini nasıl buldun, prensesim?
Comment trouves-tu ta nouvelle maison... ma princesse?
Tabi ki hayır prensesim.
Non princesse, bien sûr que non.
- Düzgün çalışmıyor prensesim.
- Elle ne marche pas bien, princesse.
Merhaba prensesim!
Bonjour, Princesse.
Ben bir prensesim.
Je suis une princesse.
Prensesim güvende olmalı.
Ma princesse doit être en sûreté.
Ben prensesim ve bir Prensle evlenmeliyim.
- Parce que! Je suis une princesse et je dois épouser un prince.
Toscani, uyuyan prensesim benim... elinde fırsat varken öldürecektin beni. Fazla aptalsın pis herif.
Toscani, ma belle au bois dormant, il fallait me tuer quand tu pouvais le faire.
Prensesim, bebeğim.
Ma princesse! Mon rêve...
- Prensesim nasılmış?
Comment va ma principessa?
Kahvaltı prensesim.
La princesse est servie.
Prensesim.
T'es ma Reine!
Hayır, prensesim.
Non, Princesse.
"Ben bir prensesim."
"Je suis une princesse."
- Senin prenses olduğuna ve her zaman da küçük prensesim olarak kalacağına.
- Je crois que tu es... et que tu seras à jamais... ma petite princesse.
Merak etme, arkadaşların yakında seni kurtarmak için gelecektir küçük prensesim.
Tes amis vont bientôt venir à ta rescousse, petite princesse.
Ve Lisa, küçük prensesim.
Et Lisa, ma petite princesse.
Benim savaşçı prensesim benim savaşçı kraliçem olarak yaşıyor.
Ma princesse guerrière à mes côtés, ma reine guerrière.
Cücelerle dans ediyor ya da sadece elmayı ısırıyor olsan da resmen bağırıyor, "Ben şu anda bir prensesim," diye.
Et ça, alors? Qu'on danse avec les nains, ou qu'on croque dans la pomme, c'est une robe qui te fera siffIer en travaillant.
Gel buraya prensesim Tara.
Venez par ici Princesse Tara.
Yok, Sevgili Prensesim.
Que nenni, Votre Grâce.
Uyan, küçük prensesim.
Réveille-toi, ma princesse.
Bu istediğiniz çok ufak bir şey, Prensesim.
Sacrifice facile, Princesse.
Ben bir prensesim.
Je suis une Princesse de sang.
Ben prensesim.
je suis une princesse.
Prensesim.
Ma princesse.
Benim tatlı bebeğim, prensesim.
Mon trésor... mon bébé.
Asla bizden para istemiyor, ama sürekli yeni giysiler alıyor. Sağ ol prensesim.
La bête de l'orthographe va arriver.